29 Ağustos 2011 Pazartesi

"Sen uyu, seni kaldırırım demişti"

Sen uyu, seni kaldırırım demişti
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde teröristlerce yola döşenen mayının patlatılması sonucu şehit olan 3 askerin baba ocaklarına ateş düştü.
01:46 | 29 Ağustos 2011

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde teröristlerce yola döşenen mayının patlatılması sonucu şehit olan 3 askerden biri olan jandarma er Murat Başçı'nın baba evinde yas var.


Şehit Murat Başçı'nın Karaman'ın Ermenek ilçe merkezinde bulunan Seyran Mahallesi'ndeki baba evine olayın duyulmasının ardından akrabaları ve vatandaşlar akın ediyor.

 

GECE YARISI MESAJ ATTI

Şehidin eşi Fadime Başçı, ''Dün gece telefonla görüştüğüm eşim sıkıntılı bir durum olmadığını ve endişe etmemi istemişti. Benim uyumadığımı fark edince gece yarısı mesaj atıp 'Sen uyu. Merak etme. Seni kaldırırım' demişti. Meğerse şehit olmuş'' dedi.

Şehidin babası Yüksel Başçı ise, sözün bittiği yerde olduklarını belirterek bir an önce terörün bitirilmesini istedi.

 Şehit Murat Başçı'nın kardeşi Emine de, ağabeyinin ölmediğini ve geri geleceğine inandığını söyleyerek ağladı.

İNEGÖL'E DE ATEŞ DÜŞTÜ
HAKKARİ’nin Şemdinli İlçesi’nde PKK teröristlerin askeri konvoyun geçisi sırasında mayın patlaması sonucu şehit olan 3 askerden Jandarma Er Abdülkadir Erdoğan'ın memleketi Bursa’nın İnegöl İlçesi’ne de ateş düştü.

  Şemdinli'de askeri aracın geçişi sırasında patlatılan mayında, er Abdülkadir Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 3 asker şehit oldu. Erdoğan'ın şehit olduğu haberi, öğlen saatlerinde, İnegöl'e bağlı Gedikpınar Köyü’ndeki yakınlarına ulaştı. Bayram arifesinde acı haberi alan şehit Erdoğan'ın yakınları yıkıldı.

 

CİĞERİM YANIYOR
 Baba Erdoğan, yaptığı açıklamada, ilk olarak telefonda oğlunun yaralandığı söylendiğini belirterek, ''Sonradan haberi aldık ki vefat etmiş. Ciğerim yanıyor. Oğlum son zamanlarda hayatını kaybeden şehitlerimiz için çok üzülüyordu, biz de üzülüyorduk. Ne yapalım, elimizden bir şey gelmiyor. Terörü lanetliyorum'' dedi.

 Bu arada, Diyarbakır'ın Silvan ilçesi kırsalında geçtiğimiz günlerde şehit olan 13 askerden biri olan Aykut Delimehmetoğlu'nun babası Beytullah Delimehmetoğlu da eşiyle birlikte destek vermek için cenaze evine geldi.


Öte yandan, Jandarma er Abdülkerim Erdoğan'ın evinde yas sürüyor. Taziye için gelenler Kürtçe ağıtlar yakarak şehidin arkasından uzun süre ağladı.

 
ŞANLIURFA'DA ŞEHİT ACISI

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde bu sabah askeri konvoyun geçisi sırasında mayın patlaması sonucu 2 arkadaşıyla birlikte şehit olan 21 yaşındaki Mehmet Topraksürer'in Şanlıurfa'daki ailesi acı haberle yasa boğdu. Şehidin babası Hüseyin Topraksürer, "Biri gitti, 3 çocuğum kaldı, gerekirse onları da bu vatana feda ederim" dedi.

6 aylık asker olduğu belirtilen  Şanlıurfalı erin şehit olduğu haberi, öğle saatlerinde askeri yetkililer tarafından Sancaktar Mahallesi'ndeki ailesine ulaştırıldı. Çocuklarının şehit olduğunu öğrenenler fenalaşırken, olayı duyan çok sayıda akrabası da Topraksürer ailesinin Sancaktar Mahallesi'ndeki evine akın etti.

 

ARAPÇA AĞITLAR

Topraksürer ailesinin yaşadığı evin önünde Arapça ağıtlar yakarak gözyaşı dökenler arasında fenalaşan annesi Anzılha Topraksürer ve bazı akrabalarına sokakta hazır bekletilen ambulansta müdahale edildi.

 

BU HAİNLİK YAPILIR MI?

Gazetecilerin eve yaklaşmasına izin verilmezken, soğukkanlı görünmeye çalışan şehit erin babası Hüseyin Topraksürer, "Allah verdi, Allah aldı. 1 çocuğum gitti, 3 çocuğum kaldı. Gerekirse onları da bu vatan için feda ederim" dedi. Şehit erin babasına teselli veren yakınları da, "Bayram arifesinde böyle hainlik yapılır mı?" diyerek tepki gösterdi.

Bekar olan şehit erin naaşının yarın kente getirileceği ve öğle namazının ardından düzenlenecek tören ile defnedileceği belirtildi.

28 Ağustos 2011 Pazar

PKK, bayram boyunca eylem yapmayacağını duyurdu

17:17 | 28 Ağustos 2011
DİYARBAKIR DHA
Terör örgütüne yakınlığıyla bilinen bir internet sitesinde yer alan haberde PKK terör örgütü, Ramazan Bayramı boyunca eylem yapmayacağını duyurdu.

Canlı kalkandı müdahalede öldü

17:18 | 28 Ağustos 2011

PKK'ya karşı yürütülen sınır ötesi hava operasyonlarını önlemek için 'canlı kalkan' olacaklarını söyleyerek Çukurca İlçesi'ne bağlı Narlı Köyü'nden sınıra yürümekte ısrar eden gruba güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında ağır yaralanan Van İl Genel Meclisi üyesi BDP'li Yıldırım Ayhan yaşamını yitirdi.

Çukurca Sağlık Ocağı'ndaki ilk müdahalenin ardından helikopterle Hakkari Devlet Hastanesi’ne sevk edilen Yıldırım Ayhan, buradan da helikopterle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yıldırım doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.

Hastane önünde toplanan Yıldırım Ayhan'ın Van'daki yakınları, ölüm haberini alınca sinir krizleri geçirdi. Polis hem hastane çevresinde hem de kentte çıkabilecek olaylara karşı geniş güvenlik önlemi aldı.


ÇUKURCA'DAN NARLI'YA GİTTİLER
BDP'li milletvekillerinin de bulunduğu 'canlı kalkan' eylemcileri, sınıra yürümek için Narlı Köyü'nde beklerken, ölen İl Genel Meclisi üyesi Yıldırım Ayhan'ın yaralı getirildiği Çukurca Sağlık Ocağı bahçesinde toplanan grup da Narlı Köyü'ne gitmek üzere yürüyüş başlattı.

Yaklaşık 300 kişinin bulunduğu grup 'Baskılar bizi yıldıramaz', 'AKP şaşırma, bizi dağa taşıma', 'PKK halktır, halk burada' sloganları atarak yürüyen grup Narlı Köyü girişinde jandarmanın kurduğu barikatta durduruldu.

Gruptakiler geçişlerine engel olan jandarmaya taşlarla saldırınca arbede çıktı. Olay yerine gelen BDP Genel Başkanı Hamit Geylani, Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Çukurca Belediye Başkanı Mehmet Kanar, olayları yatıştırarak için araya girdi. BDP'lilerin girişi sonucu jandarma barikatı kaldırdı ve Çukurca'dan gelen grup da Narlı Köyü'ne girdi.

GEYLANİ: YOLDAŞIMIZI ŞEHİT VERDİK

BDP Genel Başkanı Hamit Geylani burada Çukurca'dan gelen grubu Narlı Köyü'ne soktuktan sonra yaptığı konuşmada, olaylar sırasında Van İl Genel Meclisi üyesi BDP'li Yıldırım Ayhan'ı kaybettiklerini söyledi. Geylani, "Şehit verdik. 30 yıllık Kürt coğrafyasında akıttıkları kanı Çukurca topraklarında da akıttılar. Bugün ne yazık ki değerli yoldaşımız, arkadaşımız Yıldırım Ayhan'ı kaybettik. Aslında kaybetmedik, onun gibi düşünenlerin ölümsüz olduğuna inanıyoruz. Onlar yüreğimizde, gözbebeklerimizde yaşıyorlar. Onun için bugün çok üzgünüz. Hem de bütün halkımızla birlikte gururlu ve dimdik ayaktayız" dedi.

Olayların sorumlusunun Hakkari Valisi ve Çukurca Kaymakamı olduğunu ileri süren Hamit Geylani'nin konuşmasının ardından, Narlı'daki 300 kişilik grup yeniden Çukurca'ya, olayların çıktığı Çetin Doğan Köprüsü'ndeki 1500 kişilik 'canlı kalkan' eylemcileri de 50-60 araçlık konvoyla Van'a döndü.

Antalya'da ikinci patlama paniğe neden oldu

Antalyada ikinci patlama paniğe neden oldu.
11:06 | 28 Ağustos 2011

İlçe merkezindeki 8 Nolu Plaj'da, denizin birkaç metre yakınında kimliği belirsiz kişilerce kumlara gömülen zaman ayarlı patlayıcı saat 10.00'da büyük bir gürültüyle infilak etti. . Patlamanın olduğu bölgeye sevk edilen güvenlik güçleri çevrede önlem alıp araştırma başlatırken, patlamayla hafif yaralanan ve şoka girenlere sağlık ekipleri ambulansta müdahale etti.

Plajdaki patlamada 10 kişi hafif yaralandı. Yüzlerce turist ile tatilcinin denize girdiği sırada meydana gelen patlama paniğe neden oldu. Çoğu Norveçli turist olan yaralılar, gelen ambulanslarda yapılan ilk müdahalenin ardından Kemer Özel Yaşam Hastanesi'ne götürülerek tedavi edildi.

Polis, güvenlik çemberine alınan bölgede patlamayla ilgili çalışma başlattı.

Şemdinli'de Mayınlı Saldırı: 3 Şehit

hakkari, şehit, bayram
Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde askeri konvoyun geçişi sırasında mayın patladı. Patlamada 3 asker şehit oldu, 3 asker yaralandı.

Kemer'de Patlama !

Antalya'nın Kemer İlçesi'nde plajda bu sabah patlama oldu. İlk belirlemelere göre can kaybı ve yaralananın olmadığı patlama kısa süreli paniğe neden oldu.

İlçe merkezindeki 7 Nolu Plaj'da, denizin birkaç metre yakınında kimliği belirsiz kişilerce kumlara gömüler zaman ayarlı patlayıcı saat 10.00'da büyük bir gürültüyle infilak etti. Çevrede kumlarla birlikte savrulan çakıl taşlarının isabet ettiği birkaç kişi hafif yaralanırken, plajdakiler paniğe kapıldı. 

Patlamanın olduğu bölgeye sevk edilen güvenlik güçleri çevrede önlem alıp araştırma başlatırken, patlamayla hafif yaralanan ve şoka girenlere sağlık ekipleri ambulansta müdahale etti. 

Foça'da izler PKK'yı gösteriyor


Foça’da izler PKK’yı gösteriyor
İzmir ve çevresinde birbiri ardına çıkan orman yangınlarında sabotaj şüphesi artarken, Foça’daki yangınla ilgili olarak tutuklanan üç zanlının terör örgütü PKK’yla bağlantıları tespit edildi
02:30 | 28 Ağustos 2011

TOLGA ŞARDAN Ankara
Bölücü terör örgütü PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarına düzenlenen hava harekatının hemen ardından İzmir ve çevresinde başlayan şüpheli orman yargınlarıyla ilgili elde edilen ipuçları, örgütü işaret ediyor.  PKK’dan ayrılan şahin kanadın kurduğu TAK’ın turizm bölgelerini hedef aldığına yönelik tehditleri, PKK’da etkin konumda bulunan Suriye kökenli Doktor Bahoz kod adlı Fehman Hüseyin’in aynı yöndeki talimatlarının ardından başlayan orman yangınları, soruşturmalarda terör örgütüne odaklanılmasına yol açtı. Emniyet birimleri, Foça’daki yangınla ilgili soruşturmada, PKK’nın izine ulaştı.

Poliste konuşmadılar
Foça’da başlayan ve Seferihisar, Menemen, Işıkkent ile Bayındır bölgelerinde etkili olan orman yangınlarının Foça’daki bölümüyle ilgili yapılan soruşturmada, Ferhan Y., Seyfettin T. ile Mürsel Ö. adlı zanlılar yakalandı. Polis bölgesindeki yangın nedeniyle gözaltına alınan üç zanlı, İzmir Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi’ndeki sorgularında susma haklarını kullanarak hiç bir soruya yanıt vermedi.
Buna karşılık polis, zanlılarla ilgili araştırmada, çarpıcı bilgilere elde etti. Zanlıların yapılan üst aramasında Ferhat Y.’nin üzerinde bilgisayarlarda kullanılan hafıza kartı bulundu. Yapılan incelemede, hafıza kartında “PKK.HPG(H:)” adıyla özel bir dosya tanımlandığı tespit edildi. Bu dosyayı açan polisler, içinde PKK’nın silahlı eylem kolu olan ERNK’nin bayrağı ile yine PKK’nın sözde bayrağının üzerinde “Başkaleli Yoldaş Colemergli” yazan ve alev almış kalp resminin bulunduğu özel bir görüntü tespit etti.

Yanan bölgedelermiş
Sorgularında polisin orman yangını ve PKK bağlantılarıyla ilgili soruları yanıtsız bırakan zanlılardan Ferhat Y.’nin “Ben yangın bölgesindeki yoktum” açıklamasına karşın kullandığı cep telefonu üzerinde yapılan HTS incelemesinde Ferhat Y.’nin kullandığı cep telefonunun yangın bölgesindeki bir baz istasyonundan sinyal verdiği belirlendi. Ayrıca, zanlılar birbirlerinden ayrı yapılan sorgularında denize gittiklerini iddia etmelerine karşın, denize gittiklerine karşın herhangi bir delil ortaya koyamadı.
Zanlıların sırtçantasının da eski naylon ve kağıt doldurulmuş olduğu görüldü. Bir zanlının üzerinde üç çakmak bulundu. Ayrıca, zanlıların giydikleri çorapların üzerindeki bitki kırıntıları ile toprak artıkları, yangının çıktığı bölgedeki bitki ve toprak yapısıyla aynı çıktı. Bu bulgulara üzerine, zanlılar, susma hakkını kullanmalarına karşın tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Milliyet’e bilgi veren üst düzey bir emniyet yetkilisi, Fehman Hüseyin’in örgüt kadrolarına verdiği talimatlar sonrasında yangınların çıkmasına dikkati çekti. Foça’nın dışındaki yangınların jandarma sorumluluk bölgesinde olduğunu belirten emniyet yetkilisi, jandarmanın da gerekli çalışmayı yaptığını belirtti.


Böyle tehdit etmişti
PKK içinde etkin konuma gelen Doktor Bahoz kod adlı Fehman Hüseyin talimatlarında, “Saldırı yapmazsak sanırım durum hiç iyi olmayacak. Şöyle birkaç genç gönderin, bunlara yol parası verin. Batıya gönderin her şeyi yakmalarını sağlayın. Ağaç-mağaç, orman, bitki bırakmasınlar. Yukarıdan aşağıya kadar yaksınlar” şeklinde değerlendirmeler yaptığı güvenlik birimlerince tespit edilmişti.


Foça’daki orman yangınını çıkarmaktan tutuklanan zanlıların çorapları bu haldeydi.

 

Dalaman’da faciadan dönüldü
Muğla Dalaman’da dün orman yangını çıktı. Rüzgarın etkisiyle hızla büyüyen yangın evlere 300 metre kadar yaklaşırken kontrol altına alındı. Çöplükten çıktığı ileri sürülen ve 7 hektar çamlık alanda etkili olan yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.
DHA

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Midyat'ta koruculara pusu: 1 köy korucusu şehit



Mardin'in Midyat İlçesi'ne bağlı Şenköy Beldesi'nde pusu kuran PKK'lılar, nöbet değişiminden dönen köy korucularına saldırdı
22:07 | 27 Ağustos 2011
Mardin'in Midyat İlçesi'ne bağlı Şenköy Beldesi'nde pusu kuran PKK'lılar, nöbet değişiminden dönen köy korucularına saldırdı. Saldırıda 1 köy korucusu şehit oldu, 1'i ağır 4 köy korucusu ise yaralandı.
Midyat İlçesi'ne bağlı 15 kilometre mesafede bulunan Şenköy Beldesi'ndeki geçici köy korucuları, Sarıkaya Köyü'ndeki nöbet değişiminden dönerken, beldede bulunan jandarma karakolu önünde PKK'lıların pususuna düştü. Karakol karşısında bulunan köy mezarlığı içerisinde gizlenen PKK'lılar, nöbet değişiminden dönen köy korucularına saat 20.00'da uzun namlulu silahlarla ateş açtı.
Saldırı sırasında isimleri henüz belirlemelere göre 1 köy korucusu şehit oldu, 1'i ağır 4 köy korucusu ise yaralandı.
Yaralı korucular Midyat Devlet Hastanesi'ne getirilerek tedavi altına alınırken, durumu ağır olan korucu Mardin Devlet Hastanesi'ne sevkedildi.
Saldırı ile birlikte jandarma karakolunda bulunan askerler de PKK'lılara ateş açtı. Ancak karanlıktan yararlanan PKK'lılar kaçmayı başardı. Kaçan PKK'lıların yakalanması amacıyla operasyon başlatıldı

Mardin'de karakola roketli saldırı: 1 ŞEHİT

27 Ağustos 2011 Cumartesi 22:07
 
Mardin'in Midyat ilçesinde bağlı Şenköy beldesinde bulunan jandarma karakoluna uzun namlulu silah ve roketlerle düzenlenen saldırıda 3 köy korucusunun yaralandığı, 1 korucunun hayatını kaybettiği açıklandı. 

Dipnot.Tv

O teröristler yakalandı mı?

01:26 | 27 Ağustos 2011
Vali Muammer Türker, düzenlenen operasyonlarda 22 kişinin gözaltına alındığı, bu kişilerden bazılarının Çukurca'daki saldırıda teröristlere yardım ettiğinin belirlendiğini kaydetti.
Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin, terör örgütü PKK'nın bölgede gerçekleştirdiği eylemlere yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, İl Jandarma Komutanlığı ile İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri sabah saatlerinde, Hakkari kent merkezi ile merkeze bağlı köylerdeki bazı adreslere eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Operasyonda, 17 Ağustos'ta 8 asker ile 1 korucunun şehit olduğu, Hakkari-Çukurca karayolundaki patlama ile ilgili PKK'lı teröristlere yardım ettikleri öne sürülen şüphelilerin de aralarında yer aldığı 22 kişi gözaltına alındı. Zanlıların İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı'ndaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecekleri bildirildi.

VALİ TÜRKER: "TERÖRİSTLERİN YAKALANDIĞI İDDİALARI DOĞRU DEĞİL"
Hakkari Valisi Muammer Türker, 8 asker ile 1 korucunun şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren 22 teröristin silahlarıyla birlikte yakalandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Vali Türker, "Bu şüpheliler, Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin terör örgütü PKK'nın gerçekleştirdiği eylemlere yönelik yaptığı soruşturma kapsamında, il merkezi ve merkeze bağlı köylerdeki adreslerinde gözaltına alınan kişiler. Gözaltına alınanlar arasında, 8 asker ile 1 korucunun şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren teröristlere yardım ettikleri iddia edilen kişilerin de bulunduğu ifade ediliyor. Ancak saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin silahlarıyla birlikte ele geçirildiği iddiaları doğru değil" dedi.

Emniyet Müdürlüğü'ne roketli saldırı



26 Ağustos 2011 Cuma 22:26 
 



 Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına PKK tarafından roketatarlı saldırı düzenlendi. Saldırıda can kaybı yaşanmazken, ilçe merkezinde geniş çaplı operasyon başlatıldı.


Roketatarlı saldırı, saat 21.00 sıralarında Cengiz Topel Caddesi üzerinde bulunan Hükemet Konağı yanındaki İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına yapıldı. PKK’lılar tarafından atılan iki roketatar mermisi, iki katlı olan binanın ikinci katının duvarlarına isabet eti. Yapılan saldırıda can kaybı yaşanmazken, binanın duvarlarında hasar meydana geldi. Saldırının hemen ardından polis havaya ateş açarken, cadde üzerinde toplanan kalabalığı dağıtmak için de gözyaşartıcı bomba kullandı. Büyük paniğe neden olan roketatarlı saldırının ardından ilçedeki esnaf ise kepenk kapattı.

Yüksekova Kaymakamı Üzeyir Aziz Özeren, roketatarlı saldırının Merkez Camisi civarından yapıldığını tahmin ettiklerini belirtirken, saldırıyı gerçekleştirenlerin yakalanması için de geniş çaplı operasyon başlatıldığını söyledi.

Dipnot.Tv

Yüksekova'da camiye bombalı saldırı

BY TOLGA ÇAKIR – 27 AĞUSTOS 2011

 
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde cami ve emniyete saldırdılar…

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde önce bir camiye ses bombası atıldı.. Daha sonra da bölücü terör örgütü üyeleri roketatarla emniyet binasına saldırdı.

Camideki cemaat arasına karışan örgüt militanları ayrıca caminin karşısında bulunan emniyet binasına 2 roketle saldırıda bulundu. Terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirildiği değerlendirilen olayda ölen yada yaralanın olmaması sevindirdi.

Alınan bilgilere göre, kadir gecesini ihya için teravih namazı vaktinde camiye akın eden vatandaşlar kısmen inşaat halindeki camiyi doldurdu. Namaz esnasında camiye atılarak patlatılan iki adet ses bombasından dolayı vatandaşlar paniğe kapıldı. Kadir Gecesini camide ibadetle değerlendirmek isteyen vatandaşların arasına karışan provokatörler emniyet binasına da roketli saldırı düzenledi.

Olayın ardından provokasyon amacıyla devlet aleyhine sloganlar atarak camiye doğru yürüyüşe geçen bir grup, güvenlik güçleri tarafından dağıtıldı. Yapılan saldırılarda ölen yada yaralanın bulunmaması sevindirdi.

EMNİYETE DE SALDIRDILAR

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, İlçe Emniyet Müdürlüğüne düzenlenen roketatarlı saldırıda ölen ya da yaralanan olmadığı bildirildi.

Hakkari Valisi Muammer Türker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akşam saatlerinde Merkez İhsaniye Camisi’nin yanından İlçe Emniyet Müdürlüğüne roketatarlı saldırı düzenlendiğini belirterek, can kaybının yaşanmadığı saldırıda binada ufak çaplı hasar oluştuğunu söyledi.

Türker, ilk belirlemelere göre binaya 2 adet roketatar mermisinin isabet ettiğini bildirerek, saldırıyı gerçekleştirenlerin yakalanması için olayla geniş çaplı inceleme başlatıldığını ifade etti.

Yüksekova Kaymakamı Üzeyir Aziz Özeren ise teravih namazı kılındığı sırada gerçekleşen saldırının görgü tanıklarının ifadesine göre 3 ya da 4 kişi olduğu tahmin edilen saldırganlar tarafından Merkez İhsaniye Camisi’nin üzerinden yapıldığını kaydederek, saldırının hemen ardından camiye doğru yürüyüşe geçen kalabalık bir gruba polisler tarafından müdahalede bulunulduğunu ifade etti.


 
Söz konusu kişilerin, saldırının ardından cemaati kışkırtmaya yönelik eylem girişiminde bulunduğuna dikkati çeken Özeren, polisin müdahalesiyle ara sokaklara dağılan göstericilerin, Cengiz Topel Caddesi’nde eylemlerine devam ettiğini bildirdi.

İlçede gerginlik sürüyor.

26 Ağustos 2011 Cuma

Düzmece bir PKK propogandası

Kuzey Irak’ta gerçekleştirilen hava operasyonları sırasında "yedi kişilik bir ailenin yok edildiği" iddiasına ilişkin olarak Genelkurmay tarafından yürütülen soruşturmanın tamamlandığı ve iddianın "düzmece, PKK propagandası" olduğu, haritalar ve Roj TV’nin yayımladığı fotoğraflarla kanıtlandı.



Diplomatik kaynaklara göre, söz konusu kanıtlar, dün akşam Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan Irak’ın Ankara Büyükelçisi Abdul Amir Kamil Abi-Tabikh’e de gösterildi ve bu kanıtlara rağmen iddianın Irak Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinden çıkarılmamasından duyulan rahatsızlık da dile getirildi.

Diplomatik kaynaklara göre, Kuzey Irak’taki hava harekatı sırasında yedi kişilik bir ailenin hayatı kaybettiği yönündeki iddiaya ilişkin olarak Genelkurmay tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı ve söz konusu araç enkazı ile operasyonlar arasında "bir ilgisi bulunmadığı" bu olayın hava operasyonlarıyla "ilişkilendirilemeyeceği" ortaya çıktı. Kaynaklar, "Bu olay öğrenildikten hemen sonra, Genelkurmay ve Hükümetimiz, hemen üstüne gitti ve bizden kaynaklanmadığı ispatlandı" dediler.


-HARİTALAR, ROJ TV GÖRÜNTÜLERİ-

Harekat sırasında bombalanan noktaları gösteren haritalar ve araba enkazına ilişkin Roj TV tarafından yayımlanan fotoğrafların, söz konusu ailenin operasyon sırasında yok edilmesinin mümkün olmadığını kanıtladığını ifade eden kaynaklar, fotoğrafların sadece bir araç enkazını gösterdiği, yolda herhangi bir hasar veya çukur olmadığı, yol duvarında da bir zarar görünmediğine dikkat çekerek, "Bomba ile yok edilmiş olsalar, zarar çok daha büyük, bir çukur da olurdu" dediler. Olayın bomba sonucunda meydana gelmesi durumunda, yolda 8 metrekarelik bir krater olması gerekeceğine dikkat çekildi.

"Bu düzmece bir olay, PKK propaganda malzemesi" diyen kaynaklar, bu yöndeki bilgilerin, 24 Ağustos’ta Irak Dışişleri Bakanlığı’na çağrılıp operasyonların durdurulması ve ailenin ölümüne ilişkin "nota" verilen Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik tarafından Irak tarafına iletildiğini vurguladılar. Büyükelçi Özcelik’in ilettiği bilgilere karşın iddianın, Irak Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinden çıkarılmaması, Ankara’yı rahatsız etti.

-IRAK BÜYÜKELÇİSİ BAKANLIĞINA ÇAĞRILDI-

Bunun üzerine, Dışişleri Bakanlığı, harekete geçirdi. Dün akşam Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan Ankara Büyükelçisi Abdul Amir Kamil Abi-Tabikh’e söz konusu kanıtların gösterildiği ve iddianın, Irak Dışişleri Bakanlığı sitesinden çıkarılmamasından duyulan rahatsızlığın iletildiği, ancak bir protesto notasının verilmesinin söz konusu olmadığı bildiriliyor.

-IRAK ÖNCEDEN BİLGİLENDİRİLMEDİ-

Türkiye’nin, sınır ötesi hava harekatı öncesi "bilgi sızmasın" diye Irak hükümetine bilgi vermediği de kaydediliyor. Hava operasyonlarının, "tek taraflı" bir harekat olduğu, bu operasyonlara ilişkin Türkiye, ABD ve Irak’tan oluşan "Üçlü Mekanizma"nın çalıştırılmadığı, Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimiyle herhangi bir temas olmadığı da vurgulanıyor.

Ankara’da, Irakla ikili ticaretin ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin terör sorununun çözülmesine katkıda bulunacağı umulduğu, ancak "terörün ideoloji" yönünün etkisiyle bu umutların gerçekleşmediği belirtiliyor.

-"ABD RAHATSIZ DEĞİL"-

Öte yandan, Türkiye’nin teröre karşı kendini savunma hakkının bulunduğunu kamuoyuna açıklayan ABD’nin, Irak’taki istikrara verdiği önem nedeniyle, sürdürülen operasyonlardan dolayı "tedirgin olduğu" iddiaları diplomatik kaynaklarca reddedildi. Aynı kaynaklar, Libya Temas Grubu’nun Perşembe günü İstanbul’daki toplantıya katılan ABD’li üst düzey yetkililerle konuşulduğunu belirterek, "Hiçbir rahatsızlık yok" dediler.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Kandil'deki köyler boşaltılıyor!

Kandildeki köyler boşaltılıyor!
Kuzey Irak yönetiminin Kandil Dağı çevresindeki 100 köyü boşaltma kararı aldığı öne sürüldü.
16:13 | 25 Ağustos 2011

PKK'nın stratejik merkezi olan Kandil Dağı civarındaki köyler boşaltılıyor. Köyleri boşaltacak her aileye 30 bin TL ödeme yapılacağı belirtiliyor. Bu şekilde 100 köyün boşaltılarak Kandil'in PKK için güvenli bir yer olmaktan çıkartılması hedefleniyor

Sabah gazetesinin haberine göre Hükümet, terörle mücadelede yeni konsept geliştirirken, Kandil'e dönük strateji de güncelleniyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) askeri operasyonlarını sürdürürken, Kandil Dağı'nın PKK için güvenli bölge olmaktan çıkarılması hedefleniyor. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) son bildirisinde de, Türkiye-Irak-ABD arasındaki üçlü mekanizmanın etkin çalışması ve komşu ülkeler ve müttefikler başta olmak üzere terörle mücadeleye daha aktif katkı vermelerinin altı çizilmişti. Bu kapsamda Kandil Dağı'nda PKK'nın kıstırılması için Kürt yönetimi de aktif destek verecek. Bu işbirliği çerçevesinde örgüt yöneticilerinin dezaman zaman kullandığı ve stratejik olarak önemi bulunan Kandil Dağı çevresindeki köylerin boşaltılması gündemde. PKK kaynakları da, hem Irak hükümeti hem de Kürt yönetiminin Kandil'deki bu köylerin boşaltılmasını istediğini doğruluyor. PKK'ya yakın internet siteleri de, Irak Parlamentosu'nun köyleri boşaltmaları durumunda her aileye 20 milyon dinar (30 bin TL) ödeme kararı alındığını belirtiyor. Bu kapsamda yüzü aşkın köyün boşaltılacağı ifade ediliyor. PKK kaynakları, Dohuk'a yakın 7 köyün boşaltıldığı kaydediyor.

PEŞMERGE DE DEVREDE

Köylerin boşaltılması ile birlikte örgüte lojistik destek veren kamplara yönelik önlemlerinde artırılacağı belirtildi. BM denetimindeki kampların yerinin değiştirilmesi de planlanıyor. Peşmergeler de kamplardan örgüte lojistik destek gitmemesi için güvenlik önlemlerini artıracak. Teröristlerin Süleymaniye'den Kuzey Irak kentlerine rahatça girip çıkışının önüne geçilecek. Kürt yönetimi PKK'lıların Kuzey Irak'taki kentlerde yaşamasına izin vermeyecek. Terörle mücadele stratejisini "güvenlik" ve "sivil" olmak üzere iki koldan sürdürecek olan hükümet, örgütün finans kaynağını kurutmak için de mücadele yürütecek. Yakınları dağda olan ailelerle temaslar sıklaştırılırken, psikolojik harekât faaliyetleri ile halkın kontrolü yakından sağlanacak. Terörden zarar gören aile ve yerleşim birimleri öncelikli olarak desteklenecek.

Askerleri taşıyan minibüse saldırı: 2 asker yaralı

09:34 | 25 Ağustos 2011
Hakkari kent merkezinden Hakkari Dağ ve komando Tugay Komutanlığı'na askeri personeli taşıyan minibüste sivil olan sürücü ile birlikte 15 kişi bulunuyordu. Vali Muammer Türker, sürücü ve 12 askerin tedavilerinin ayakta yapıldığını belirtirken, 2 askerin tedavisinin ise sürdüğünü söyledi. Vali Muammer Türker, ambulansla Hakkari Asker Hastanesi'ne kaldırılan 2 yaralının da hayati tehlikelerini bulunmadığını belirtti.

Mucize astsubay şehit oldu!

DİYARBAKIR’ın Ergani İlçesi’nde PKK’lı teröristlerin askeri kontrol noktasına yaptığı saldırıda şehit olduğu düşünülen Astsubay Ahmet Yumak, iki kez hayata döndürüldü ama mucizevi yaşam mücadelesi yeterli olmadı...
10:24 | 25 Ağustos 2011
İsmail AKAR-Murat ARISOY/SANDIKLI(Afyonkarahisar), (DHA)
 Yumak’ın cenazesi, bugün düzenlenecek askeri tören ardından memleketi Afyonkarahisar’ın Sandıklı İlçesi’nde toprağa verilecek.

Diyabakır’ın Ergani İlçesi’nde bağlı Değirmendere Köyü Mevkii’nde geçen Salı günü PKK’lı teröristlerin askeri kontrol noktasına düzenlediği saldırıda, astsubay 30 yaşındaki Ahmet Yumak ağır yaralandı. İlk anda şehit olduğu açıklanan Yumak’ın duran kalbi Ergani Devlet Hastanesi’nde doktorların yoğun çabasıyla yeniden çalıştırıldı. Helikopterle Diyarbakır Asker Hastanesi’ne kaldırılan astsubay Yumak’ın burada yeniden kalbi durdu. Doktorların müdahalesiyle yeniden kalbi çalıştırılan Yumak, daha sonra Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne (GATA) sevk edildi. Yoğun bakıma alınan Astsubay Ahmet Yumak, dün gece kurtarılamayınca şehit oldu. Şehit Astsubay Yumak için önce Ankara’da askeri tören düzenlenecek, daha sonra askeri uçakla Afyonkarahisar’a gönderilecek. Şehidin cenazesi, bugün ikindide kılınacak cenaze namazı ardından toprağa verilecek.

Irak'tan Türkiye'ye sert nota

Irak Dışişleri Bakanlığı'nın resmi sitesinde yapılan açıklamada, Irak Dışişleri Bakanlığı'na davet edilen Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik'e Türkiye'nin son askeri operasyonuna karşı nota verildiğini duyurdu
22:39 | 24 Ağustos 2011
Sitenin sadece Arapça ara yüzüne konulan haberde
Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Cevad Alldorki'nin Özçelik'i davet ederek, kendisine Türkiye'nin sınır ihlalinde bulunduğu ve sınır bölgelerinde gerçekleştirdiği askeri operasyonu derhal durdurmasını talep edildiğini bildirdiği yazıldı. Sitede Muhammed Cevad Alldorki ile Özçelik'in bir görüşme fotoğrafı da yer alıyor.

Genelkurmay: 100 terörist etkisiz hale getirildi

23 Ağustos 2011 - 10:29 
Genelkurmay Başkanlığı, Irak’ın kuzeyine yapılan son harekatlarla ilgili açıklama yaptı. 90-100 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirilen açıklamaya göre, 80’den fazla teröristin de yaralı olduğu kaydedildi.

19 Ağustos'ta etkisiz hale getirilen 5 teröristin de 9 şehit verilen Çukurca saldırısını planladığı öğrenildi...

Genelkurmay Başkanlığı Irak’ın kuzeyine yapılan son operasyonlarda etkisiz hale getirilen terörist sayısını kesin olarak ifade etmenin mümkün olmadığını belirtirken, "Elde edilen ilk bilgilerden; hava taarruzunun teröristler üzerinde baskın tesiri yarattığı, 90-100 teröristin etkisiz hale getirildiği, 80’den fazla yaralı teröristin bölgedeki hastaneler ve köylere taşındığı, çok sayıda terörist ile temasın kesildiği, çok sayıda teröristin yerel sivil halkın bulunduğu köylere kaçarak halkı canlı kalkan olmaya zorladığı öğrenilmiştir" açıklamasını yaptı.

Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesi üzerinden, Irak’ın kuzeyine yapılan son operasyonlarla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Genelkurmay hava operasyonlarının devam edeceğini belirtirken, sivil hedeflerin vurulduğu iddialarıyla ilgili olarak, "Ateş altına alınan hedefler, ayrıntılı bir analiz sonucu tespit edilmiş, defalarca doğrulanmış ve sivillerin yaşadığı meskun mahal olmadıkları kesinlikle tespit edildikten sonra hedef listesine dahil edilmiştir" dedi. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklaması şöyle:


"1. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, Irak’ın kuzeyi ve Kandil dağı bölgesindeki bölücü terör örgütü unsurlarını etkisiz hale getirmek ve örgütün fiziksel alt yapısını tahrip etmek maksadıyla; 17-19 Ağustos 2011 tarihlerinde, Türk Hava Kuvvetleri uçakları ile hava harekâtı ve karada konuşlu ateş destek vasıtaları ile ateşle taarruz icra edilmiş, harekât ile ilgili güncel bilgiler kamuoyu ile paylaşılmıştır.

2. Türk Hava Kuvvetleri uçakları tarafından, 20 Ağustos 2011 tarihinde, Metina, Zap, Avaşin-Basyan ve Hakurk bölgesinde tespit edilen 13 hedef, 21 Ağustos 2011 tarihinde, Kandil, Gara, Zap ve Metina bölgelerinde tespit edilen 4 hedef, 22 Ağustos 2011 tarihinde ise Zap, Hakurk, Avaşin-Basyan ve Kandil bölgesinde tespit edilen 7 hedef etkili olarak vurulmuştur.

3. En gelişmiş hedef tespit ve atış kontrol sistemleri kullanılarak, 17-22 Ağustos 2011 tarihlerinde icra edilen hava harekâtında;

-132 hedefe, 102 sorti ile, modern ve klasik mühimmatın kullanıldığı başarılı taarruzlar gerçekleştirilmiş,

- Hasar kıymetlendirmesi ve hedef tespiti maksadıyla 24 sorti keşif uçuşu icra edilmiştir.

4. Ateş üslerinde konuşlu topçu birliklerince 349 hedef yoğun olarak ateş altına alınmıştır.

5. Harekâtın sevk ve idaresi Genelkurmay Başkanlığınca; icrası Hv.K.K.lığı (2’nci Hava Kuvveti Komutanlığı-Diyarbakır) ve K.K.K.lığının sınıra yakın ateş üslerinden sağlanmıştır.

6. Ateş altına alınan hedefler, ayrıntılı bir analiz sonucu tespit edilmiş, defalarca doğrulanmış ve sivillerin yaşadığı meskun mahal olmadıkları kesinlikle tespit edildikten sonra hedef listesine dahil edilmiştir.

7. Harekâtta; 73 barınak, 6 sığınak, 18 mağara, 8 depo, 14 tesis/bina, 1 cephanelik, 9 uçaksavar mevzii, 3 kontrol noktasının etkili olarak vurulduğu belirlenmiştir.

8. Bu aşamada etkisiz hale getirilen terörist sayısını kesin olarak ifade etmek mümkün olmamakla birlikte, elde edilen ilk bilgilerden; hava taarruzunun teröristler üzerinde baskın tesiri yarattığı, 90-100 teröristin etkisiz hale getirildiği, 80’den fazla yaralı teröristin bölgedeki hastaneler ve köylere taşındığı, çok sayıda terörist ile temasın kesildiği, çok sayıda teröristin yerel sivil halkın bulunduğu köylere kaçarak halkı canlı kalkan olmaya zorladığı öğrenilmiştir.

9. Ayrıca, hava harekâtı icra edilen bölgelere basın mensuplarının ve yerel halkın girişinin bölücü terör örgütü tarafından engellendiği, bu hususun bölgedeki gerçek zayiat ve hasarı gizlemeye yönelik olduğu, temas kurulamayan teröristlerin ise örgütten kaçmış olabilecekleri değerlendirilmektedir.

10. Diğer taraftan, 19 Ağustos 2011 tarihinde, nokta istihbaratına dayalı olarak yurt içinde icra edilen hava harekâtında 5 teröristin etkisiz hale getirildiği ve etkisiz hale getirilen teröristlerin 17 Ağustos 2011 günü Hakkari-Çukurca karayolunda 9 güvenlik görevlisinin şehit edildiği eylemi düzenleyen gruba mensup oldukları öğrenilmiştir.

11. Harekâta ait kesin değerlendirmelere ulaşıldıkça kamuoyu ile paylaşılacaktır. Bu bakımdan bilgi ve belgelere dayanmayan, ayrıca Genelkurmay Başkanlığınca teyit edilmeyen haberlere itibar edilmemesi önem arz etmektedir.

12. Irak’ın kuzeyi ve yurt içi bölücü terör örgütünün faaliyetleri açısından yakından izlenecek, hava ve kara operasyonlarına devam edilecektir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur."

BDP'li vekilden Bodrum açılımı

23 Ağustos 2011 - 13:44 
BDP'li vekil Bodrum'da fena yakalandı
Nevruz'a taşla katıldı, Diyarbakır'daki 'Demokratik Özerklik' kararına imza attı. Ancak BDP'li Bengi Yıldız bu kez Bodrum'da tatil yaparken objektiflere takıldı

Özerk bölgelerin Ankara'ya vergi vermemesi ama devletten yardım alması gerektiğini dile getiren Yıldız, bu kez çok farklı bir görüntü ile karşımıza çıktı.

Bengi Yıldız, 12 Ağustos'ta tatil beldesi Bodrum'a gitti. Yıldız'ın Bodrum keyfi ise 17 Ağustos 2011 günü objektiflere takıldı. Şahin çıkışları ile bilinen Yıldız, Bodrum'da yalnız değildi. Bu arada BDP'li siyasetçinin sürekli etrafını kolaçan etmesi de gözlerden kaçmadı.

(TAKVİM)

Diyarbakır'dan ortak Kandil açıklaması


23 Ağustos 2011 - 15:07 
"Devlet de PKK da silahları susturmalı"
DİYARBAKIR’da BDP, DTK, KADEP, HAKPAR ve sivil toplum örgütleri biraraya gelerek, artan terör olayları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına hava operasyonuyla ilgili görüşlerini açıkladı.


Ramazan YAVUZ- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA)

Ortak açıklamayı okuyan Şerafettin Elçi, Başbakan Erdoğan’ın son operasyonlarla öç aldığını ileri sürdü. Elçi, "Barış için devlet operasyonları sonlandırmalı, PKK’da silahları susturmalıdır" dedi. BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş ise İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşmelerine izin verilmesinin siyasal bir gelişme olacağını savundu.

Bölgede artın terör olayları ve Türkiye’nin PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarına yönelik hava operasyonlarının düzenlemesinin ardından Diyarbakır’da BDP Grup Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş, DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi, Hak ve Özgürlükler Genel Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Bayram Bozyel, aralarında siyasi partiler, 21 sivil toplum örgütü temsilcileriyle basın toplantısı düzenledi.


"AMAÇ KÜRTLERİ STATÜSÜZ BIRAKMAK"

Ortak basın açıklamasını okuyan KADEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Miletvekili Şerafettin Elçi, siyasal iktidarın Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrarı sonucu son günlerde tırmandırılan şiddet dalgasının, can kayıplarına yol açmakla kalmadığını ayrıca demokratik çözüm seçeneğini ve barış ortamını da tehdit ettiğini söyledi. Elçi, şunları söyledi:

"Başta Kürt sorununu çözümü olmak üzere, demokratikleşme ve temel insan haklarının korunması göreviyle yüzyüze bulunan hükümet yetkililerinin bugünlerde meydana gelen olaylar karşısındaki tutumu endişe verici boyutlara ulaşmıştır. İran ve Türkiye’nin Kandil ve dolayısıyla Güney Kürdistan’a eş zamanlı olarak operasyonlar düzenlemeleri ve kimi uluslararası güçlerin de bu saldırılara destek vermeleri, yeniden dizayn edilmekte olan Ortaddoğu’da, mevcut Kürt kazanımlarını ortadan kaldırarak, Kürtleri bir kez daha statüsüz bırakma amaçlıdır."

"BAŞBAKAN ERDOĞAN ÖÇ ALIYOR"

Şerafettin Elçi, kamuoyunun özellikle Başbakan’ın öç alma duygusuyla haraket ettiğini, aynı konseptin 1990’lı yıllarda topyekün savaş adı altında denendiğini ileri süren Elçi,

"Kamuoyu Türküyle, Kürdüyle iyi biliyorki şiddet ve onu besleyen her türlü güvenlik tedbiri daha çok gözyaşının dökülmesine, kanın akıtılmasına, derin acıların yaşanmasına ve hakların kısıtlanmasına yol açmıştır. Bu gerçeğin görülerek şiddet yöntemlerinden vazgeçilmesi için yeterli deney ve sebep mevcuttur" dedi.

Yapılması gerekenin ısrarla ve kararlı bir biçimde gerçek bir demokratikleşme süreci başlatarak, şiddet döngüsü içinde devinen Kürt sorununu çözecek adımlar atılması olduğunu belirten Şerafettin Elçi, "Bunun yolu ise, toplumun geleceğini karartan savaşın durdurulmasından, karşılıklı diyalogdan, Kürt halkının haklarının tanınmasından, halkların eşitliği ve özgürlüğü temelinde yeni demokratik bir anayasanın yapılmasından geçer" diye konuştu.

Şerafettin Elçe, Başbakan Erdoğan’ın "Bir ölür bin doğarız" demesini eleştirerek, "Duyguların siyaseti esir aldığı bu dönemde, herkesin daha çok sorumluluk taşıması, akla, mantığa ve kardeşlik duygularına uygun hareket etmesi gerekir. Başta hükümet olmak üzere, her kesim sabır ve kararlılıkla barış seçeneğini öncelikli gündem haline getirmeli, toplumu geren açıklama ve tavırlardan uzak durmalı" dedi.

"DEVLET DE, PKK DA SİLAHLARI SUSTURMALI"

"Devlet operasyonları durdurmalı, PKK da silahları susturmalı" diyen Şerafettin Elçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizler sivil toplum kuruluşları ve Kürt siyasal parti ve hareketleri olarak, bir daha belirtmek istiyoruz ki, Kürt sorununun çözümü, şiddet politikalarıyla değil, demokratik ve barışçıl adımların atılmasıyla mümkündür. İki toplumun da yararına olan barışçıl demokratik ortamın oluşması ve kalıcı barış için adil, somut ve gerçekçi adımların atılmasını talep ediyoruz. Bunun ilk adımı devletin operasyonlarını durdurması, PKK’nın da silahları susturmasıdır" dedi.

Şerafettin Elçi, sınır ötesi hava operasyonunda sivil hedeflerin de vurulduğunu ileri sürerek, Türkiye’nin uyarılmasını istedi. Elçi, "PKK’ya operasyon yapıyoruz bahanesiyle PKK ile uzaktan yakından ilgisi olmayan sivil bir aile normal bir yoldan hareket ederken jetlerden atılan bombayla hunharca, bütün insanlık vijdanını rencide eden, insanlık vijdanını isyana getirebilen çok vahşiyane bir olay yaşanmıştır" diye konuştu.

DEMİRTAŞ: BAŞBAKAN MECLİS’E GİTME ZEMİNİMİZİ TAHRİP EDİYOR

BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş basın açıklamasının ardından gazetecilerle konuştu. Meclis boykotunun sürüp sürmeyeceğine ilişkin soruya Demirtaş, "Biz Meclis’ten çekilmiş değiliz. Sayın Başbakan özellikle bizi Meclis’e her defa davet ettiğinde biz her seferinde Başbakan’a hatırlatıyoruz. Biz Meclis’i terk etmiş değiliz. Şuanda genel kurul çalışmalarına katılmıyoruz. Boykotumuzun tavrı genel kurul çalışmalarına katılamama şeklindedir" dedi.

BDP’nin resmi olarak Meclis’te bir grubu olduğunu belirten Demirtaş, "Olayı Başbakan çarpıtarak ve özellikle de Meclis’e gelme zeminimizi tahrip etmek üzere provokatif bir dil kullanıyorlar. Kararımızın hangi koşullar altında gözden geçirileceğini bu kararı alan blok bileşenleri olarak her zaman oturup tartışırız. Bu kararı kendimiz veririz" diye konuştu.

İMRALI’YA GİDİŞİMİZE İZİN VERİLMESİ SİYASAL BİR GELİŞME OLUR

Demirtaş, oluşturacakları heyetin İmralı’ya gidişine resmi olarak izin verilmesinin başlı başına siyasal bir gelişme olacağı görüşünü savunarak, şuhları söyledi:

"Biz bu nedenle gidişi çok önemsiyoruz. Tabi eğer gidiş gerçekleşirse bizler gerek DTK, BDP gerek blok bileşenleri olarak sürece nasıl baktığımızı nasıl siyasal bir yaklaşım içerisinde olduğumuzu ve içinde bulunan bu çatışmalı sürecin bir an önce diyalog barış müzakere sürecine evrilmesi için neler yapabileceğimizi ve nelere yapılması gerektiğini paylaşacağız ve kendisinin de bu konuda görüşlerini alacağız. Tabi ki sonuçta diyalog, görüşme hiç kimseye zarar vermez. Adalet Bakanlığı ve devletin diğer kurumları bu talebimizi ciddiyetle ele almalıdır. Kestirmeci bir yaklaşımla ret edilmesini biz doğrusu sıkıntılı eksik bir yaklaşım olarak değerlendiririz. Umut ediyorum ki devlet aklı, ortak aklı böyle bir süreçte bu gidişin önünü açarlar ve bizlerde katkı sunmak için çabalarımızı daha fazla artırabiliriz."

Selahattin Demirtaş da Başbakan Erdoğan’ın "Bir ölür bin diriliriz" demesine tepki göstererek, "Bir yandan anaların göz yaşlarını durduracağız diyeceksiniz. Öbür taraftan ’bir ölür bin geliriz’ diyeceksiniz. Bu ikisi birbiriyle tezattır. Başbakan askeri ve siyasi operasyonları derinleştirerek hani kendisinin kazanacağını düşünüyorsa burdan yanılır. Türkiye kaybederse hep birlikte kaybederiz" dedi.

Barzani: "Operasyonları durdurun"

KUZEY Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Türkiye'nin terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki kamplarına yönelik hava operasyonlarında isabet alan bir sivil otomobilde, aynı aileden 2'si çocuk 7 kişinin öldüğünü iddia etti.
16:19 | 22 Ağustos 2011
(DHA)
 Saldırıyı kınayan Barzani,Türkiye'den operasyonları durdurmasını istedi.

Türk savaş uçakları tarafından önceki gün Kandil Dağı'na yönelik düzenlenen hava operasyonunda Sergeser bölgesinde, hareket halinde olan bir otomobilin isabet aldığı, bombalamada araçta bulunan aynı aileden 2'si çocuk 7 kişinin yaşamını yitirdiği Irak Bölgesel Kürt hükümeti yetkilileri tarafından iddia edilmişti. Irak Kürt Bölgesi Başkanı Mesut Barzani, PKK'nın Kuzey Irak'taki kamplarına yönelik hava operasyonuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Kuzey Irak'taki Kürt internet sitelerinde yayınlanan Barzani'nin açıklamasında, Türkiye'nin operasyonlarına derhal son vermesini istedi.

Türk savaş uçaklarının PKK bahanesi ile “Kürdistan” bölgesine karşı başlattığı yoğun hava saldırısında seyir halindeki bir sivil aracın hedef alındığını iddia eden Barzani, "Birkaç gündür Türk savaş uçakları Kürdistan bölgesi sınır bölgelerini bombalamakta ve yapılan bombardımanda 7 sivil vatandaşımız şehit oldu. Şehit olan vatandaşlarımızın haberi yüreğimi dağlamıştır. Yapılmış olan bu saldırıyı şiddetle kınıyorum. Sivil vatandaşlarımızın şehit edilmesi ve onlara zarar verilmesinin hiç bir gerekçesi ve bahanesi olamaz. Türk devletinden talebimiz operasyonların durdurulmasıdır" dedi.

BDP'li vekillerden katil Öcalan'la görüşme talebi

22 Ağustos 2011 - 12:48
BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Siirt Milletvekili Gültan Kışanak ve DTK Eşbakanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, Adalet Bakanlığı’na başvuru yaparak, İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan ile görüşme talebinde bulundular.

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Kamuflajlı PKK'lının fotoğrafı yayımlandı

Siirt’in Pervari İlçesi’nde 18 Ağustos’ta PKK’lı teröristlerin Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlığı’na düzenlediği saldırı ilçedeki mobese kameralarına saniye saniye yansıdı.

DHA

SALDIRI ANI BÖYLE GÖRÜNTÜLENDİ (VİDEO)

Görüntülerde teröristlere güvenlik güçlerinin anında karşılık vermesi sonrası çıkan çatışma ve teröristlerin püskürtülmesi yer alıyor.
Mobese kamerasında saatler 20.20’yi gösterdiğinde 2 kişinin akşam karanlığında sokakta sohbet ederek yürüdüğü görülüyor. Bu kişiler parkeden bir arabanın yanına geldiğinde ve saatler 20.21’i gösterirken silah atışı başlıyor. Bu kişilerin hemen sol taraftaki sokağa girmesiyle birlikte teröristlerin roketatar atışı başlıyor ve toz bulutu yükseliyor, uzun namlulu silahlarla atış yoğunlaşıyor. Mermilerin isabet etitği sağ ve sol taraftaki binalırın duvarlardan tuğla ve beton parçaları düşüyor. Park halindeki otomobilin arka tarafı roket atışıyla havalanıp düşüyor.

Roketatarlı saldırıya anında cevap
Pervari Emniyet Müdürlüğü ön cephedeki mobese kamerasında kaydedilen görüntülerde ise saldırı anı, ateş edilmesi çok daha net belli oluyor. Görüntülerde çatışma devam ederken bir askeri araç, emniyet müdürlüğünün önüne geliyor, inen askerler yoğun ateş altında sağdaki sokağa girerek, teröristlerin karakola sızmasını engellemek için önlem alıyor. Emniyet Müdürlüğü ön girişte bulunan güvenlik kamerasında ise silahlı polislerin  merdivenlerde olduğu sırada, teröristlerin yaylım ateşi açması net olarak görülüyor. Hemen siper alan güvenlik güçleri, anında ateşle karşılık veriyor.
Saatler 20.25’i gösterirken Emniyet Müdürlüğü giriş kapısına roketatar mermisi isabet edince toz bulutu kalkıyor. Çatışmada üzerlerinde asker kamuflajı bulunan 2 PKK’lı ölürken, teröristler arkadaşlarının cesetlerinin altına bomba yerleştirerek tuzaklama yapıp kaçıyor.

PKK'nın eylem yapacağı biliniyordu

Müfettişlerin raporuna göre, PKK’lılara askerin yorgun olduğu, bu nedenle eylem yapmaları talimatı verildi, telsiz konuşmalarından tespit edilen bu durum komutanlara önceden iletildi

TOLGA ŞARDAN Ankara

Silvan’da, 13 askerin şehit olduğu çatışma sonrasında, Genelkurmay Başkanlığı’ndan ayrı olarak bir inceleme başlatan İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği Mülkiye başmüfettişlerinin hazırladıkları değerlendirme raporunda, bölgedeki valilerin inisiyatiflerinin azaltıldığı, bu nedenle emir komuta zinciri içinde yapılması gereken operasyonların başka kurumlarca gerçekleştirildiğini vurgulandı.
Rapora göre, PKK’lıların telsiz konuşmalarında askerin yorgun olduğu, bu nedenle eylem yapılması yönünde talimat verildiğinin saptanmasından hemen sonra, komuta merkezinden arazideki birliklerin komutanlarına bu durum iletildi.



Kamuoyunda infial yaratan saldırı üzerine yapılan incelemenin ardından İçişleri Bakanlığı’na teslim edilen raporun sonuç bölümünde önemli tespitlere yer verildi.

Valilerin yetkisi arttırılsın
İhmal iddialarını tek tek inceleyen müfettişler, bölgede görevli valilerin inisiyatiflerinin azaltıldığına dikkati çekti. Yapılan son mevzuat değişikliklerinin valilerin inisiyatiflerinin azaltılmasına neden olduğunun altını çizen müfettişler, bunun sonucunda valilerin emir - komuta zincirinde yapılması gereken operasyonların başka kurumlarca gerçekleştirildiği ve valilerin etkinliğinin azaldığını kaydetti. Müfettişlerin söz konusu saptamasının ardından, uygulamaya geçirilen terörle mücadelede yeni stratejinin en önemli ayağını “valilerin yetkilerinin artırılmasının” oluşturması dikkati çekti. Yeni konsept çerçevesinde valiler operasyona katılacak birliklerin sevk ve iradesinde bir numaralı yetkili olacak.

Askerin yorgunluğu
Müfettişler, Silvan saldırısına ilişkin incelemelerinde ayrıca şu tespitleri de yaptı:
- Kayıp 2 asker ve 1 sağlık teknisyeninin bulunması amacıyla başlatılan operasyon için izinli olarak kent dışında bulunan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak yerine vali vekili Gökhan İkitemur’dan resmi onay alındı.
-PKK’lıların telsiz konuşmalarında askerin yorgun olduğu, bu nedenle eylem yapılması yönünde talimat verildiğinin saptanmasından hemen sonra, komuta merkezinden arazideki birliklerin komutanlarına bu durum iletildi ve gerekli emniyet tedbirlerinin alınması istendi.
-Arazideki askerin yorgun olduğu iddiasını araştıran müfettişler, birliklerin 4 günlük değil, 2 günlük bir planlama çerçevesinde görevlendirildiğini tespit etti. Müfettişler, askerlere 2 günlük planlama üzerinden yiyecek malzemesi verildiğini belirledi.
-Helikopterin olay yerine geç ulaştığı iddiasını mercek altına alan müfettişler, çatışma bilgisinin alınır alınmaz saat 14.45’te helikopter hazırlanması için harekete geçildiği ve helikopterlerin bir saat sonra, 15.45’te olay yerine ulaştığını belirledi. Müfettişler, helikopterlerin belirli bir hıza 25. dakikadan sonra ulaştığına ve ön hazırlık ile bölge haritalarının incelenmesi için süreye ihtiyaç olduğuna raporda yer verdi.
-Çatışmanın olmasından sonra bölgeye yangın söndürme uçağı geldi.



Yangın nasıl çıktı? 

-Çatışma alanında askerlerin çıkan yangından etkilendiğini belirleyen müfettişler, PKK’lıların kullandığı roketatar ve el bombaları nedeniyle yangın çıktığını, yükselliği 1.5 metre olan kuru otların yangının büyümesinde etkili olduğunu saptadı. Müfettişl raporundan  yanan askerlerin silah yarası sonucunda ateş içinde kalarak yandıkları anlaşıldı.
- Müfettişler, söz konusu üç birlik komutanı hakkında, arazideki askerin konuşlanmasında tespit edilen yanlışlıklar nedeniyle hazırladıkları tevdi raporunu askeri yargıya intikal ettirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın inceleme sonuçlarının büyük ölçüde örtüştüğünü belirterek, sivil iradenin raporunun açıklanmasına gerek olmadığını kaydetmişti. Genelkurmay soruşturma sonuçlarını açıklamış ve söz konusu üç komutanın görev yeri değiştirilmişti.

Tepeden üzerimize ateş edildi

Geçirdiği 8 ameliyatın ardından taburcu edilen Gazi Özdemir “Hakim tepeden açılan ateş direkt bize geldi. Bizim mevzideki 4 askerden tek ben sağ kurtuldum” dedi

AA-DHA

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 askerin şehit olduğu saldırıda yaralanan, 8 ameliyat geçirerek 45 kiloya düşen gazi Regaip Özdemir, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ndeki (GATA) 36 günlük tedavinin ardından memleketi Trabzon’da ailesinin yanında istirahat ediyor.
Gazi Özdemir, dün geldiği Araklı ilçesine bağlı Sahil Mahallesi 14 no’lu Deniz Sokak’ta bulunan ve penceresine Türk bayrağı asılan evlerinde annesi, babası, kardeşleri ve akrabalarıyla birlikte, tanıdıkları ve tanımadıkları birçok kişinin ziyaretlerini kabul ediyor. 
 Gazi Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada,  çatışma sırasında 92 kişi olduklarını belirterek, olay anını şöyle anlattı:

Çoğu asker uyuyordu
“Bir dağın tepesindeydik. Mevzi mevzi 4’er, 5’erli gruplar halinde dağın etrafına dizilmiştik. Dağın her tarafını görecek şekilde ama hakim tepede değildik. Bizden daha yüksek tepe vardı. Zaten baskın da oradan geldi. İstirahatteydik, çoğu kişi uyuyordu, yemek yiyen de vardı. Nöbetçiler de vardı ama artık yani görmediler mi geldiklerini, o şekilde sızdıklarını. Ben zaten o anda uyuyordum. Bizim tim nöbet sırasını devretmişti başka time. Ben sesler üzerine gözlerimi açtım uykudan. Üzerimize güneşten korunmak için yağmurlukları asmıştık, yağmurlukların altından çıktım her taraf toz dumandı. Hem dere yatağından, hem hakim bölgeden, iki tarafından saldırdılar. Bizim olduğumuz yerde ateş etme imkanımız yoktu çünkü bizim önümüzde başka askerler vardı. Geri çekilmek zorunda kaldık. Hakim tepeden de ateş geldiği için direkt bizim üzerimize ateş geldi. Zaten benim olduğum mevzide de bir tane rütbeli 4 tane askerdik. Tek sağ çıkan benim oradan. Benim olduğum mevzide diğer arkadaşlarım şehit oldu. Yangın artık atılan roketin, bombanın üzerine mi çıktı yoksa onlar mı verdi bilmiyorum da diz boyu, belki dizden biraz daha yüksekte otlar vardı kuru kuru. Zaten çok sıcak bölge, otlar hep kurumuştu, yangın çıktı işte. Yaralandıktan sonra ateşi gördüm, ilk başta uzaktaydı sonra yana yana yanıma kadar geldi. Ateşten kaçtım, kaçarken kurşunu yedim zaten.”

Çok fazla roket attılar


Olaydan sonra konuştuğu arkadaşlarından çatışmanın 55 dakika sürdüğünü öğrendiğini ifade eden Özdemir, “Bir haber çıkmış ‘Türk uçakları bombaladı’ diye, öyle bir şey yok. Onlar roketatar falan attılar, bir tane değil, çok roket atar attılar. El bombası falan da attılar. Büyük ihtimalle bizi görmüş, izlemişler” diye konuştu.


Ben de şehit olmak istedim
Aynı saldırıda ağır yaralanan Karslı Jandarma Onbaşı Erdem Yıldız da, Ankara GATA’daki 35 günlük tedavisinin ardından memleketi Kars’a geldi. Kars’ın Arpaçay İlçesi’ne bağlı Kuyucuk Köyü’nde oturan Jandarma Onbaşı Erdem Yıldız, dün öğlen saatlerinde havalimanında yakınları tarafından bayraklarla karşılandı. Oluşturulan uzun konvoy eşliğinde evine giden Yıldız, “Aileme kavuştuğum için mutluyum. Fakat orada 13 arkadaşım şehit oldu. Ben de şehit olmak istedim. 13 kardeşim için üzüldüm, olan onlara oldu. Benim sağlığım çok şükür iyi. Sol gözümde biraz sorun var, ona da hava değişiminden sonra bakacaklar. Ben de şehit olmak istedim, vatan sağ olsun” dedi. Yıldız, olay anında tek hatırladığı şeyin ise “Kardeşlerim şehit oldu, bırakın ben de şehit olacağım” diye bağırması olduğunu söyledi.

Yaşadıkları cehennemi böyle anlattılar

Yaşadıkları cehennemi böyle anlattılar
Yaşadıkları cehennemi böyle anlattılar
15:26 | 21 Ağustos 2011

DİYARBAKIR’ın Silvan İlçesi’nde 14 Temmuz’da 13 askerin şehit düştüğü PKK saldırısında ağır yaralanan Karslı Jandarma Onbaşı Erdem Yıldız, Ankara GATA’daki 35 günlük tedavisinin ardından memleketi Kars’a geldi. Yıldız, "Ben de şehit olmak istedim, vatan sağ olsun" dedi.

Kars’ın Arpaçay İlçesi’ne bağlı Kuyucuk Köyü’nde oturan Jandarma Onbaşı Erdem Yıldız, 14 Temmuz’da Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde çıkan çatışmada ağır yaralanarak Arkara GATA’da tedavi altına alındı. Hava değişimi için bugün öğlen saatlerinde memleketi Kars’a uçakla gelen Erdem Yıldız, havalimanında yakınları tarafından bayraklarla karşılandı. Oluşturulan uzun konvoy eşliğinde evine göden Yıldız, "Aileme kavuştuğum için mutluyum. Fakat orada 13 arkadaşım şehit oldu. Ben de şehit olmak istedim. 13 kardeşim için üzüldüm, olan onlara oldu. Benim sağlığım çok şükür iyi. Sol gözümde biraz sorun var, ona da hava değişiminden sonra bakacaklar. Ben de şehit olmak istedim, vatan sağ olsun" dedi.

Yıldız, olay anında tek hatırladığı şeyin ise "Kardeşlerim şehit oldu, bırakın ben de şehit olacağım" diye bağırması olduğunu söyledi.

Onbaşı Yıldız’ı havalimanında karşılayanlar arasında Kars Belediye Başkanı AK Parti’li Nevzat Bozkuş da vardı. Erdem Yıldız’a ’Geçmiş olsun’ diyen Nevzat Boşkuş, "Canları pahasına ülkemizi savunan gazilerimize, şehitlerimize minnettarız" dedi.

Erdem Yıldız’ı havalimanında araç konvoyları ile karşılayan Kuyucuk Köyü muhtarı Turan Demir ise "Silvan’daki çatışmada yaralanan askerlerden birisi Erdem Yıldız’dı. Tedavisi bitti. Bugün de taburcu edildi, köyüne geliyor. Biz de köy halkı olarak gazimizi karşılamaya geldik. Terör olaylarını kınıyoruz. Herkes elini taşın altına koymalıdır. Nice canlarımızı verdik, bu böyle gitmez" diye konuştu.

 

8 AMELİYAT GEÇİRDİ 45 KİLOYA DÜŞTÜ

 

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 askerin şehit olduğu saldırıda yaralanan, 8 ameliyat geçirerek 45 kiloya düşen gazi Regaip Özdemir, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ndeki (GATA) 36 günlük tedavinin ardından memleketi Trabzon’da ailesinin yanında istirahat ediyor.

Gazi Özdemir, dün geldiği Araklı ilçesine bağlı Sahil Mahallesi 14 no’lu Deniz Sokak’ta bulunan ve penceresine Türk bayrağı asılan evlerinde annesi, babası, kardeşleri ve akrabalarıyla birlikte, tanıdıkları ve tanımadıkları birçok kişinin ziyaretlerini kabul ediyor.

Silvan ilçesinde 14 Temmuzda teröristlerin saldırısı sırasında karnından ve kollarından yaralanan ve olayın ardından Diyarbakır’da kaldırıldığı hastanede ilk ameliyatı gerçekleştirilen Özdemir, daha sonra sevk edildiği ve 36 gün tedavi gördüğü GATA’da da 7 ameliyat olmak üzere toplam 8 ameliyat geçirdi. Olayın meydana geldiği dönemde 65 kilo olan Özdemir, zorlu tedavi sürecinde 45 kiloya düştü.

Gazi Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zor olaylar yaşadıklarını belirterek, "Hastanede olan ilk günlerimi hatırlıyorum da gerçekten konuşamadığım ya da zor konuştuğum zamanlar vardı. O dönemlerden bu dönemlere geldim. Bayağı toparladım, şu an gerçekten iyiyim. Beni yataktan iki kişinin kaldırdığı günler oluyordu. Şu anda kendim kalkıp yürüyebiliyorum. Bu halime binlerce kez şükürler olsun. Herkes dua etti bana, herkesten Allah razı olsun" dedi.

"13 şehit arkadaşım oldu" diyen Özdemir, "Hepsinin de ailesine başsağlığı diliyorum. 4 tanesi acemi birliğimden beri tim arkadaşımdı, samimi arkadaşlarımdı. 13 şehidin 12’si bizim bölükten, çok iyi tanıdığım kişiler. 3 tanesi rütbeli, diğer 9 tanesi asker. Hepsini çok iyi tanıyordum. Bildiğim, candan arkadaşlarımdı. Hepsine çok üzüldüm ama yapacak bir şey yok, ’vatan sağ olsun’ diyeceğiz. Hepsinin ailesine başsağlığı diliyorum. Gidip göremedim, görmek isterdim ama kendi durumumdan dolayı gidemedim. İnşallah biraz daha toparlanayım birkaç aileyi gidip görmeyi özellikle çok istiyorum" diye konuştu.

Özdemir, toplam 8 ameliyat geçirdiğini, üç ay sonra bir ameliyat daha olma ihtimali bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Göbeğimin alt kısmına geldi şarapnel parçası. Sağ kolumun dirsek kısmına da şarapnel parçası geldi. Sol koluma ise keleş kurşunu geldi. Karnımda bir karışa yakın dikiş yeri var. Bağırsaklarım zedelenmişti ameliyatla beraber doktorlar temizlediler. Allah razı olsun ilgilendiler. Gelen, giden, tanıdığım, tanımadığım çok kişi oldu. Bu süreçte herkes yanımdaydı. Herkese çok teşekkür ediyorum. 8 aylık askerdim olay sırasında. Ailem beni hiç bırakmadı, hep başından beri yanımdalar. Ağabeyim, annem olsun hepsi yanımda. Ağabeylerim, babam uzun süre işlerine gidemediler. Herkese bu unvanı yakalamak nasip olmaz. Herkesin başına gelebilecek bir şey değil. Keşke olmasaydı ama demek ki olacağı varmış, vatan sağ olsun ne diyelim."

-"BENİM OLDUĞUM MEVZİDE DİĞER ARKADAŞLARIM ŞEHİT OLDU"-

Özdemir, çatışma sırasında 92 kişi olduklarını belirterek, olay anını şöyle anlattı: "Bir dağın tepesindeydik. Mevzi mevzi 4’er, 5’erli gruplar halinde dağın etrafına dizilmiştik. Dağın her tarafını görecek şekilde ama hakim tepede değildik. Bizden daha yüksek tepe vardı. Zaten baskın da oradan geldi.

İstirahatteydik, çoğu kişi uyuyordu, yemek yiyen de vardı. Nöbetçiler de vardı ama artık yani görmediler mi geldiklerini, o şekilde sızdıklarını. Ben zaten o anda uyuyordum. Bizim tim nöbet sırasını devretmişti başka time. Ben sesler üzerine gözlerimi açtım uykudan. Üzerimize güneşten korunmak için yağmurlukları asmıştık, yağmurlukların altından çıktım her taraf toz dumandı. Hem dere yatağından, hem hakim bölgeden, iki tarafından saldırdılar. Bizim olduğumuz yerde ateş etme imkanımız yoktu çünkü bizim önümüzde başka askerler vardı. Geri çekilmek zorunda kaldık. Hakim tepeden de ateş geldiği için direkt bizim üzerimize ateş geldi. Zaten benim olduğum mevzide de bir tane rütbeli 4 tane askerdik. Tek sağ çıkan benim oradan. Benim olduğum mevzide diğer arkadaşlarım şehit oldu. Yangın artık atılan roketin, bombanın üzerine mi çıktı yoksa onlar mı verdi bilmiyorum da diz boyu, belki dizden biraz daha yüksekte otlar vardı kuru kuru. Zaten çok sıcak bölge, otlar hep kurumuştu, yangın çıktı işte.

Yaralandıktan sonra ateşi gördüm, ilk başta uzaktaydı sonra yana yana yanıma kadar geldi. Ateşten kaçtım, kaçarken kurşunu yedim zaten." Olaydan sonra konuştuğu arkadaşlarından çatışmanın 55 dakika sürdüğünü öğrendiğini ifade eden Özdemir, şunları söyledi: "Helikopterlerin gelmesi 1,5 saat sürmüş. Diyarbakır’daki hastaneye kadar şuurum yerindeydi. Doktorlar beni ameliyata almak için uyuttu. Zaten sonra gözlerimi açtığımda Ankara’daydım. Helikopterler geldi, etrafımızdaki dağları falan taradılar. Bir haber çıkmış ’Türk uçakları bombaladı’ diye, öyle bir şey yok. Onlar roketatar falan attılar, bir tane değil, çok roket atar attılar. El bombası falan da attılar. Büyük ihtimalle bizi görmüş, izlemişler. Hatta bir gün değil, birkaç gün. Toz dumandan ben onları göremedim. Biz Hazro ilçesine bağlı bir yerdeydik. Akşam saat 20.00-21.00 gibi çıktık, sabaha kadar yürüdük. Olay olduğunda 4. günümüzdü arazideki. İki astsubay ile bir sağlık personeli kaçırılmıştı, biz onları aramak için çıkmıştık. Mutlaka PKK’lılar, teröristler bizi görmüştürler, rahatsız olmuşturlar ki önce Hazro ilçesine baskın yaptılar, taciz ateşi yaptılar. Onun üzerine karakola gittik takviye olarak. Bıraktık artık o tarafı, onların yanına gittik. Oradan da onları aramak için dağa çıkınca pusuya düşürüldük."

-"ÇOK ŞÜKÜR ALLAH’IMA EVLADIMIZ YANIMIZDA AMA ÇOK ACILAR ÇEKTİK"-

Gazi Özdemir’in ağabeyi Musa Özdemir de kardeşinin tedavi süresi içinde 20 kilo kaybı olduğunu belirterek, "Hastaneden taburcu olduktan sonra kendisini Karadeniz’de, Trabzon’da daha iyi şekilde balığımızla, hamsimizle, yöresel yemeklerimizle inşallah daha iyi bir süreç bekliyor. İnşallah eski halini alacak" dedi.

Kötü haberi ilk başta net alamadıklarını ifade eden Özdemir, şunları kaydetti: "Babam aradı beni, ’televizyonda haberlerde 13 şehit varmış, haberin var mı’ diye. Televizyona koştum baktım. Birliğini aradım ulaşılmıyor. Hastaneleri aradık ulaşılmıyor, kimse net haber vermiyor. Saat 21.00 gibi Diyarbakır’daki hastaneyi aradık, ’7 yaralımız var’ dediler, yarılılar arasında kardeşimin de olduğunu söylediler ama ’durumu hakkında bilgi veremiyoruz’ dediler. Ancak böyle net haberi alabildik. Kötü bir olay, umarım kimsenin başına artık böyle bir şey gelmez. İnşallah bu terörün sonu bir gün gelir, gelecek. Üç beş çapulcunun böyle gücü, ülkemizi bölmeye yetmez." Anne Ayşe Özdemir ise çok zor günler geçirdiklerini belirterek, "Allah kimseye yaşatmasın. Çok şükür Allah’ıma evladımız yanımızda ama çok acılar çektik. Anlatılacak gibi değil. Halen şoktayım. Allah kimseye yaşatmasın. Şehit ailelerimize başsağlığı diliyorum, Allah sabır versin olanlara da" diye konuştu.

Oğlunu ziyarete arkadaşlarının hepsinin geldiğini, bu durumdan çok memnun olduklarını ifade eden Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "20 kilo kaybı var ama sağlığı olsun önemli değil. İnşallah onu da düzelteceğiz. Doktorları çok mücadele ettiler, çok çaba gösterdiler. Allah razı olsun onlardan da komutanlarımızdan da çok ilgilendiler. Şehitler yaktı bizi.

Sadece biz yanmadık Türkiye birden yandı. Allah onlara fırsat vermesin, Allah merhamet versin onlara. Çocuğum konuşurken ben dayanamıyorum. 8 çocuğum var ama hepsinin yeri başka, Regaip dördüncüdür. Regaip’im bir tane, Musa’m bir tane, İzzet’im bir tane, Murat’ım var. Anne kurban olsun, onu nasıl askere göndereceğim. Ağabeyi de askere gitmemiş.

Kimse çocuk askere göndermesin diyorum, başka bir şey demiyorum. Öcalan’a krallar gibi bakıyorlar hapiste, niye bakıyorlar, neden bakıyorlar? Benim çocuğum da bir suç işlesin madem, çıksın dağa, girsin hapse, ona da baksınlar krallar gibi. Benim çocuğumun suçu neydi? Ne zorluklarla getirdim ben o çocukları 20 yaşına. Üniversite okutacaktım. ’Gideyim askerliğimi yapayım geleyim anne, gelince okurum’ dedi. Benim çocuğun gelince işe girecekti veya üniversite okuyacaktı. Sağlığına daha kavuşabilecek mi, yok. Devlet ne verirse versin ona çocuğumun sağlığı geri gelmeyecek. Ama Allah’ıma şükürler olsun gözünü kaybetmemiş, elleri, kolları ayakları kopmamış. Çok beterler var orada gördüm, onlara da çok üzüldüm. Demek ki kaderde bunu da görmek varmış."

Şehidin kayıp cesedi Zap suyunda aranıyor

16:40 | 21 Ağustos 2011
HAKKARİ- Çukurca karayolunda PKK’lı teröristlerin askeri konvoya pusu kurarak düzenlediği saldırıda şehit düşen askerlerden uzman çavuş Erhan Ar’ın cenazesi, DNA testinden sonuç alınamayınca cuma gününden bu yana Zap Suyu’nda aranıyor. Dün akşam saatlerinde bulunan ve Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilen ceset parçalarında DNA tutarsa, şehit uzman çavuş Erhan Ar memleketi Yozgat’ta düzenlenecek törenle toprağa verilecek.

Hakkari- Çukurca karayolunun 12’nci kilometresindeki Vali Erdoğan Gürbüz Çeşmesi kesiminde 17 Ağustos çarşamba günü askeri konvoya pusu kuran PKK’lı teröristlerin antitank mayınlı ve roketatarlı saldırısında, 1’i binbaşı 8 asker ile 1 korucu şehit düştü, 15 asker de yaralandı. Şehitlerden korucu Cabbar Gültekin aynı gün Hakkari’de defnedilirken, perşembe günü uzman çavuşlar Turan Kurt Balıkesir’de, Nazır Elitok Kırıkkale’de, Samet Kılıç Ordu’da, onbaşı Vedat Gülder Ardahan’da, er Serkan Altay da Burdur’da toprağa verildi. Binbaşı Yavuz Başayar cuma günü Ankara’da ve uzman çavuş Hakan Çil Kahramanmaraş’taki törenlerin ardından defnedildi.

DNA TUTMADI, CENAZE TÖRENİ İPTAL EDİLDİ

Saldırıda şehit düştüğü açıklanan uzman çavuş Erhan Ar için memleketi Yozgat’ta tüm hazırlıkları yapılan cenaze töreni, cuma namazı sırasında şehidin cenazesinin bulunamadığı belli olunca iptal edildi.

Saldırı sırasında zırhlı araçtan inip teröristlerle çatışmaya giren Binbaşı Yavuz Başayar ve koruması uzman çavuş Erhan Ar birlikte şehit oldu. Zırhlı aracı bile hurdaya çeviren patlamayla birlikte, parçalanan iki şehidin cenazeleri toplandı ve Ankara Adli Kurumu’nda yapılacak DNA testinden sonra toprağa verilmeleri kararlaştırıldı. Yakından alınan örneklerle yapılan DNA testinde Binbaşı Yavuz Başayar’ın cenazesi kesinleşti, ancak uzman çavuş Erhan Ar’a ait bulguya rastlanamadı.

ZAP SUYU’NDA CESET PARÇALARI BULUNDU

Hain saldırıdaki 9 şehitten 8’i törenlerle toprağa verilirken, cenazesi bulunamayan uzman çavuş Erhan Ar’ın ailesi bu acıyla ikinci kez yıkıldı.

Uzman çavuş Erhan Ar’ın cenazesinin bulunması için cuma günü öğleden sonra Hakkari- Çukurca karayolu trafiğe kapatılarak hain saldırının meydana geldiği kesimde, hem de Zap Suyu boyunca geniş çaplı arama başlatıldı. Aramalarda cumartesi günü akşam saatlerinde patlama bölgesinden biraz uzakta Zap Suyu’nda ceset parçaları bulundu. Bunların uzman çavuş Erhan Ar’a ait olup olmadığı belirlenmesi için aynı akşam Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken, Zap Suyu’nda ceset arama çalışmaları bugün de devam etti.

VALİ: SONUCU BEKLİYORUZ

Hakkari Valisi Muammer Türker, patlama bölgesinde inceleme ve arama çalışmalarının titizlikle sürdürüldüğünü belirterek, "Bulunan ceset parçalarını Ankara Adlı Tıp Kurumu’na gönderdik. Bunun sonucunu bekleyeceğiz. Bugün de Hakkari-Çukurca karayolunu kapatarak patlamanın meydana geldiği bölgede gerekli incelemeleri sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

15 kişilik PKK'lı grup kıstırıldı




15:28 | 21 Ağustos 2011
TUNCELİ’de Kocakoç Jandarma Karakolu’na saldırı hazrlığı içindeyken erken farkedilen PKK’lı teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için başlatılan operasyon devam ederken, bu sabah Pülümür İlçesi Çakırkaya, Dereboyu, Sağlamtaş ve Kocatepe Köyleri arasında tespit edilen 15 kişilik PKK’lı grubu kıskaca alındı.

Dün sabah erken saatlerinde merkeze bağlı Kocakoç Jandarma karakoluna saldırmak isteyen PKK’lılara karşı başlatılan operasyonlar Nazimiye ile Mazgirt İlçeleri arasındaki Şişik Ormanları bölgesinde yoğunlaşırken, bu bölgelere dün akşam saatlerinde yeni birlikler sevk edildi. Nazimiye kırsal alanında başlatılan operasyonlar ise daha çok, Ramazan, Dereova, Sarıyayla ile Doğantaş ve Büyükyurt Köyleri kırsalında yoğunlaşıyor.

Güvenlik birimleri, PKK’lıların Tunceli’deki bütün adımlarını takip ediyor, telsiz görüşmelerinin kestirmeleri alınarak anında çevirisi yapılıyor. Güvenlik güçleri bugün sabah saatlerinde Pülümür İlçesi Çakırkaya, Dereboyu, Sağlamtaş ve Kocatepe Köyleri bölgesinde 15 kişilik PKK’lı bir grup tespit etti. PKK’lıların kendi aralarında telsiz ile yapılan görüşmenin güvenlik birimlerince tespit edilmesi ile birlikte alınan telsiz kestirmesinin, kısa bir sürede çözümü yapıldı. PKK’lıların bulunduğu bölgenin tespit edilmesi ile birlikte o bölgeye uçar birlik hareketi düzenlendi.

Sabah saat 10.30 sularında Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı’ndan havalanan 2 Sikorsky helikopter 4’ncü Komando Tugayı’ndan aldığı çok sayıda özel eğitimli profesyonel birliği, bölgede hakim noktalara indirdi. Yaklaşık 3 saat süren helikopter trafiği sonrası, bölgeye bir tabur özel eğitimli birlik indirilerek geniş kapsamlı operasyon başlatıldı.

Yine aynı saatlerde 2 Kobra helikopter, PKK’lıların telsiz görüşmesi yaptığı bölgeyi yoğun bombardıman altına aldı. Bölgede özel eğitimli birliklerin operasyonu sürüyor.

HOZAT KIRSALINDA DA OPERASYON Tunceli genelinde başlatılan operasyonlar devam ederken dün sabah saatlerinden itibaren Hozat, Ovacık, Pertek ve Çemişgezek İlçeleri kırsal alanında da hava destekli operasyon başlatıldı. Hozat’ta bulunan 51’nci Motorlu Tugay Komutanlığı ile Tunceli Jandarma Komutanlığı’na bağlı yüzlerce askerin katıldığı hava destekli operasyonlar devam ediyor.

Kemal Burkay Diyarbakır'da


İsveç’ten 31 yıl sonra 30 Temmuz’da Türkiye’ye dönen Kürdistan Sosyalist Partisi’nin (PSK) eski lideri Kemal Burkay, dün Diyarbakır’a gitti. Havaalanında yaklaşık 150 kişilik grup tarafından sevinç gösterileriyle karşılanan Burkay, şöyle konuştu:
Diyarbakır DHA

“Türkiye’ye dönüşüm ülkede önemli bir değişim olduğunu gösteriyor. Bu değişimi küçümsememek lazım. Kürt sorununa eşitlik temelinde çözüm istiyoruz. Bu olursa her iki halk Kürtler ve Türkler barış içinde bu ülkede yaşayacaklardır. Silahlar susmadıkça ülkeye barış gelmez ve sorunlara çözüm bulamayız. Kendi payıma bu konuda sorumluluk duyan, gerçekten barış isteyen özgürlük isteyene çağrıda bulunmak istiyorum. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Umuyorum ki artık bu şiddet sürecinin son aşamalarını yaşıyoruz.”

‘Düşman değilim’
Kendisini davet eden DTK’da siyaset yapmayı düşünmediğini belirten Burkay, kendisini karşılamaya BDP’den kimsenin gelmemesinin önemli olmadığını belirterek, “Kimsenin düşmanı değilim. BDP’li arkadaşlar da Kürtlerin hakları için mücadele ediyor

Asker kamuflajı giyip saldırdılar


Siirt’in Eruh İlçesi’nde dün gece 2 askeri şehit eden, Pervari İlçesi’nde de kamu binalarına roketatar ve uzun namlulu silahlarla ateş açan PKK’lı teröristleri etkisiz hale getirmek için düzenlenen operasyonlarda, 3’ü ölü toplam 4 PKK’lı terörist ele geçirildi
02:30 | 20 Ağustos 2011
Asker kamuflajı giyip saldırdılar
TOLGA ŞARDAN Ankara
Pervari ilçe merkezinde çatışmada ölen 2 teröristin cesetlerinin altına kaçan PKK’lıların bomba yerleştirerek güvenlik güçlerine tuzak kurdukları belirlendi. Gece cesetlere dokunmayan güvenlik güçleri, dün bombayı etkisiz hale getirdi. İlçede saldırının izleri de dün ortaya çıkarken, isabet alan bina ve araçlarda büyük hasar meydana geldi. 2 terör örgütü mensubunun kıyafetlerinin nano teknolojiyle üretilen kumaştan yapılan askeri kamuflaj olduğu tespit edildi. Cesetler üzerindeki incelemede öldürülen PKK’lıların başındaki keplerde ay yıldız işli olduğu belirlendi.
Baskından hemen önce Pervari İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli nöbetçinin kendisine yaklaşmakta olan PKK’lıyı giydiği kıyafet ve ay yıldızlı kep nedeniyle önce asker sandığı, ancak sırt çantasını görünce PKK’lı olabileceğini düşündüğü, ilk roketi yemesine karşın karşı ateşe başladığı öğrenildi.

Piknik tüplü tuzak
Roket saldırısının ardından binada konuşlanan özel harekâtçılar karşı ateşe başladı. Çıkan sıcak çatışmada, saldırı amacıyla gelen 10 kadar PKK’lıdan 2’si ölü olarak ele geçirilirken birisi de yaralandı. Öldürülen 2 PKK’lıdan her birinde 7 el bombası ve 150 mermi bulunduğu tespit edilirken, baskına gelen eylemcilerin beraberinde getirdikleri piknik tüplerinden imal edilen patlayıcıları araziye kurdukları, takip yapılması halinde bombaları patlatarak güvenlik güçlerine zayiat vermeyi amaçladıkları anlaşıldı.

Tunceli'de PKK'lılar püskürtüldü


Tuncelide PKKlılar püskürtüldü
TUNCELİ'de bu sabaha karşı Karakoç Jandarma Karakolu'na 3 aynı noktadan sızma girişiminde bulunan kalabalık PKK'lı grup, erken farkedilerek püskürtüldü. Kaçan PKK'lıları etkisiz hale getirmek için hava destekli operasyon sürüyor. Tunceli'nin farklı kesimlerinde sıçak temas sağlanan PKK'lılarla çatışmalar yaşandı.
14:08 | 20 Ağustos 2011

Ferit DEMİR/TUNCELİ,(DHA)
Tunceli merkeze 15 kilometre mesafede bulunan Karakoç Jandarma Karakolu'na bugün saat 04.00 sıralarında kalabalık bir PKK'lı grup üç ayrı noktadan sızma girişiminde bulunuldu. Nöbetçilerin fark ettiği PKK'lılar yoğun ateş altına alınınca çatışma çıktı. Çatışma sırasında dağlık alanda bulunan PKK'lılarda askerleri şaşırtmak için karakola taciz ateşinde bulundu. Yaklaşık 30 dakika süren çatışmanın ardından PKK'lılar ormanlık alana doğru kaçtı. Saldırı üzerine Tunceli 4'üncü Komando Tugay Komutanlığı'ndan kalkan Kobra helikopterler PKK'lıların kaçış ayanlarını yoğun ateş ateş altına alarak bombaladı. Kaçan PKK'lıları etkisiz hale getirmek için operasyonlar sürdürülüyor.

Tunceli'nin Ovacık İlçesi'ndeki Sarıtaş ile Ahpanos Vadisi'nde yaşanan çatışmada 1 PKK'lının öldürülmesinden sonra bölgede başlatılan operasyonlar genişletilerek sürdürülüyor. Dün gece geç saatlerde Ovacık'ın Burnak ve Hanuşağı köyleri arasında konuşlanan jandarma özel harekat timlerine kalabalık bir PKK'lı grubu tarafından uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Güvenlik güçleri saldırıya anında karşılık vermesiyle başlayan ve 25 dakika süren çatışmadan sonra PKK'lılar ormanlık alana doğru kaçtı.

Bölgeye helikopterlerle çok sayıda yeni birlik sevk edildi. Ahpanos ve Sarıtaş Vadisindeki operasyonlar sırasında da dün gece bir grup PKK'lı ile sıcak temas sağlandı. Ahpanos vadisinin iç kesimlerinde devam eden çatışmalar gece boyunca yer yer devam etti. PKK'lılar vadinin derin kesimlerine kaçarak izlerini kaybettirdi. Tunceli genelinde dün gece bir çok noktada çatışmalar yaşanırken, PKK'lıların telsizlerle yoğun görüşmeler yaptığı saptandı. PKK'lıların bölgede her an yeni bir büyük eylem yapabileceği duyumu üzerine Tunceli genelinde güvenlik güçleri tedbirleri en üst düzeye çıkarıldı. Tunceli'nin Pülümür, Nazimiye ve Hozat ilçeleri kırsal kesimine de bu sabahtan itibaren çok sayıda asker sevk edildi. Hava destekleri operasyonlar kapsamında zaman zaman PKK'lıların gizlenmiş olabileceği vadiler ve mağaralar yoğun ateş altına alındı.

Sırrı Sakık operasyonları eleştirdi

'Kandil'e saldırılar sonuç vermeyecek'
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, terör örgütü PKK'nın Irak'daki kamplarına düzenlenen hava operasyonlarını eleştirerek, "Sorun bu coğrafyadadır. Sorunun adresini Kandil'de, sınır ötesi operasyonlarda aramak gerçekçi değildir" dedi.

Muş/ DHA


Hakkari'de olanlar gibi Kandil'de olanlardan da üzüntü duyduklarını söyleyen Sırrı Sakık, "Yani biz Kandil'de saldırıların sonuç vermeyeceğini hep söyledik. Sorun buradadır, bu coğrafyadadır. Bu coğrafyadaki sorunun adresini Kandil'de aramak, sınır ötesi operasyonlarda aramak gerçekçi değil. Siz geçmişten bugüne kadar 20'nin üzerinde seferler düzenlediniz Kandil'e, hiçbir sonuç alamadınız. Sonuç almadığınız seferleri yeniden tekrarlamanın kimseye bir yararı yoktur" diye konuştu.

Şemdin Sakık, sonuç alınmak isteniyorsa oturup Kürt halki ile konuşulması gerektiğini, diyalog ve müzakere yollarının denenmesini gerektiğini söyledi. Kürt sorununa terör sorunu olarak bakılmamasını isteyen Sakık, şunları söyledi: "Biz Kürt sorununun çözümünün Türkiye coğrafyası olduğunu söylüyoruz. Müzakere ile çözülebileceğine inanıyoruz. Yani Kürt sorunu bir terör sorunu değildir, bir hak, hukuk ve bir adalet sorunudur. Onun da müzakerelerle çözülebileceğine inanıyoruz. Diliyoruz herkes bu yaşananlardan ders alarak; yani şiddeti değil toplumsal dokularla oynayan, yeniden çatışmayı körükleyen bir anlayışı değil, barışın yolunu kullanmalıdır. Çünkü diğer yol çıkmaz bir yoldur." Muş- Kulp- Diyarbakır karayolunda geçtiğimiz hafta PKK'lı teröristler tarafından kaymakam adayı ile izine gelen bir askerin kaçırılmasıyla ilgili soruya da Sırrı Sakık, "Seçim bölgemizde bu tür olayların olması bizi de üzüyor. Bu insanların ailelerinden bize başvuruları var. Biz de parti ve birey olarak elimizden gelen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz" karşılığını verdi.

19 Ağustos 2011 Cuma

Karakola saldırı hazırlığındaki PKK'lı gruba baskın

Karakola saldırı hazırlığındaki PKKlı gruba baskın
16:29 | 19 Ağustos 2011

DHA
TUNCELİ merkez, Pülümür ve Ovacık üçgeninde bulunan Sarıtaş Jandarma Karakolu'na saldırı hazırlığı yapan kalabalık bir PKK'lı gruba, güvenlik güçleri tarafından baskın düzenlendi. Çıkan çatışmada ilk belirlemelere göre 1 kadın PKK'lı öldürüldü. Tunceli'de dün akşam saatlerinde kalabalık bir PKK'lı grubunun Aphanos Vadisi yakınlarında bulunan Sarıtaş Jandarma Karakoluna baskın düzenleyeceği istihbaratının güvenlik birimlerine ulaşmasının ardından, karakola alarm sinyali verildi. Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı, teknolojik cihazlar ile bölge teknik takip denetim altına alındı. Yapılan çalışmalar sonucunda Sarıtaş Jandarma Karakolu'na yakın bir bölge olan Ahpanos Vadisi'nde 20 civarında PKK'lının bulunduğu, 2 gün önce tespit edildi. Bölge havadan ve karadan takip edilen PKK'lılar, saniye saniye izlenerek, operasyon için uygun zaman beklendi.

Bölgedeki üst düzey yöneticilerinin de aralarında bulunduğu istihbaratının alınması ile birlikte kalabalık PKK'lı grubunun, 2 gün içinde Sarıtaş Jandarma Karakolu'na çok ciddi bir saldırı gerçekleştireceği istihbaratı teyit edildi. Bunun üzerine acilen bir operasyon planı hazırlanarak, bu kapsamda PKK'lıların geçiş güzergahındaki bölgeye hakim noktalara özel eğitimli profesyonel birlikler konuşlandırıldı. PKK'lı grubun ileri gözetleyicilerinin güvenlik güçlerini farketmesi üzerine dün akşam saatlerinde çatışma çıktığı öğrenildi. Akşam saatlerinde başlayan çatışmaların sabah saat 05.00'a kadar sürdüğü bilgisi alındı. Çatışma sırasında 2 kobra helikopteri, sürekli olarak PKK'lıların bulunduğu güzergahtaki derin vadileri yoğun bombardıman altına aldı. Çatışmanın yaşandığı bölgenin çok sık ormanlık ve kayalıklarla kaplı olması nedeniyle hareket alanı olmaması üzerine skorsky, helikopterleri ile 4. Komando Tugay'ından sürekli takviye birlikler, farklı noktalara indirildi. Bölgedeki çatışmaların bugün öğlen saatlerinde de yer yer sürdüğü Aphanos Vadisi yakınlarındaki bölgede öğleden sonra yapılar arazi aramasında, 1 kadın PKK'lının cesedi bulundu. Aynı bölgede bulunan çok sayıdaki sığınakta bol miktarda yaşam ve gıdda maddesinin ele geçirildiği öğrenildi. Daha önce de Tunceli'deki farklı noktalara PKK'lıların düzenlemek istediği 6 saldırı girişimi önceden farkedilerek engellenmişti.

18 Ağustos 2011 Perşembe

'Oğlumun kanlı düğününe mi geldiniz?'

Oğlumun kanlı düğününe mi geldiniz?

DHA

Çukurca’dan Hakkari’ye giden askeri konvoya terör örgütüPKK’nın düzenlediği mayınlı ve roketatarlı saldırısında şehit olan Jandarma Onbaşı Vedat Gülder’in cenazesi memleketiArdahan’ın Göle ilçesinde ağıtlarla toprağa verildi. Acılı baba Hüsamettin Güler, cenaze için evinin önüne toplananlara, "Oğlumun kanlı düğününe mi geldiniz?" dedi.

Askeri uçakla Kars’a buradan da karayolu ile doğum yeri olan Ardahan’ın Göle ilçesine getirilen 21 yaşındaki Jandarma Onbaşı Vedat Gülder için kaymakamlık önünde bir tören düzenlendi. Tören ardından şehit onbaşının naaşı Budaklı Köyü’ne götürüldü. Gönül- Hüsamettin Gülder çifti 3 çocuklarından en küçüğü olan Vedat Gülder’in tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Şehit olmadan bir gün önce oğlu ile telefonda görüştüğünü ve 18 Ağustos’ta izin alarak memlekete geleceğini belirten baba Hüsamettin Gülder, bugün cenazesinin geldiğini anımsattı. Tezkeresine 6 ay kala şehit düşen Vedat Gülder’in babasına telefonda, "Babacım, 18 Ağustos’ta izne ayrılıyorum. Tarlada yardım için yanına geliyorum. Bayramda da yanınızdayım" dedi. Hüsamettin Gülder, başsağlığı vermek için evine gelenlere, "Oğlumun kanlı düğününe mi geldiniz? Canımı aldılar. Canım gitti" diye Kürtçe ağıt yaktı. Kardeşlerinin ölüm acısıyla yıkılan abla ve ağabeyi sinir krizi geçirdi. Şehit onbaşının 2 yaşındaki yeğeni Emre’nin dayısının naaşı başında ağlaması ve tabutun üzerinde emziğinin kalması yürekleri burktu. Sinir krizi geçiren ve sürekli gözyaşı döken şehidin yakınlarını sağlık görevlileri ve köylüler sakinleştirdi.

Köy mezarlığı önünde İl Müftüsü Galip Akın tarafından kıldırılan cenaze namazına Vali Mustafa Tekmen, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy (AKP), 25’nci Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Gümüştekin, İl Jandarma Komutanı Albay Samit Tomak, Göle Kaymakamı Kemal Atasoy, Cumhuriyet Başsavcısı Zafer Yıldız, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ve çok sayıda kişi katıldı. Kılınan cenaze namazı ardından Jandarma Onbaşı Vedat Gülder, gözyaşları ve ağıtlar arasında toprağa verildi. Cenaze törenin ardından köylüler, ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’, ’Kahrolsun PKK’ diye slogan attı.

ŞEHİT KILIÇ GÖZYAŞLARI ARASINDA TOPRAĞA VERİLDİ

Hakkari’nin Çukurca İlçesi’nde şehit düşen Uzman Çavuş Samet Kılıç’ın cenazesi memleketi Ordu’nun Perşembe İlçesi’ne bağlı Soğukpınar Köyü’ne getirildi. Burada düzenlenen cenaze törenine Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Vali Orhan Düzgün, AK Parti Milletvekili Fatihan Ünal, CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, Garnizon Komutanı Jandarma Albay İsmail Güzey, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, askeri erkan ve yaklaşık 10 bin kişi katıldığı. Cenaze törenine katılanlar ’Kahrolsun PKK’, ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’ sloganları atıldı.

24 RAKAMININ SIRRI

24 Temmuz’da 24 yaşındaki Merve Kılıç ile evlenen, şehit düşmeden 24 saat önce de annesi Ömür Kılıç ile telefonla görüşen ve evliliğinin 24’ ncü gününde şehit olan Uzman Çavuş’un Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak gözyaşı döken yakınları sinir krizleri geçirdi.

Eşi Merve Kılıç, tabutunun başında ayakta bekleyerek gözyaşlarına boğuldu. 48 yaşındaki baba Ahmet Kılıç ve anne 46 yaşındaki Ömür Kılıç fenalık geçirdi. Yakınları tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı. Ömür Kılıç, "Mavi gözlüm. Kuzum. Ben seni böyle mi görecektim. Buraya böyle mi gelecektin" diyerek ağıt yaktı. Annenin ağıtları yürek parçaladı.

Ailenin 2 erkek çocuğundan büyüğü olan Samet Kılıç askeri törenin ardından ikindi üzeri kılınan cenaze namazından sonra aile mezarlığında toprağa verildi.

ŞEHİT ÇİL’İN 2 AYLIK EŞİ: AĞLAYARAK O ŞEREFSİZLERİ SEVİNDİRMEM, GÜÇLÜYÜM, AĞLAMAYACAĞIM

Ömer KOÇ- Lütfi YIKAN/AFŞİN (Kahramanmaraş), DHA) - 

HAKKARİ’de terör örgütü PKK’nın hain saldırısında şehit düşen askerlerden Uzman Çavuş 24 yaşındaki Hakan Çil’in 2 aylık eşi Fatma Çil, cenaze töreni için hemşire olarak görev yaptığı İstanbul’danKahramanmaraş’ın Afşin İlçesi’ne geldi. Fatma Çil kendisini karşılayan babası İhsan Çil’e sarılıp, "Ben ağlayarak o şerefsizleri sevindirmem. Güçlüyüm ağlamayacağım" diye haykırdı.

19 Haziran’da Afşin’de yapılan düğünle evlenen Fatma Çil, Beycehiz Mahallesi Binboğa sokaktaki cenaze evine bir minibüsle geldi. İki ay önce gelin olan Fatma Çil, minibüsten iner inmez kendisini karşılayan babası İhsan Çil’e sarıldı. "Baba Hakanım ölmedi. Hakanım ölmez, bırakmaz beni" diyen Fatma Çil, fenalık geçirdi. Şehidin baba ocağında görev alan sağlık ekibi Fatma Çil’e müdahalede bulundu. Bir süre sonra kendine gelen Fatma Çil, "Ben güçlüyüm, ağlamam ben, ağlamayacağım. Onların adı şerefsiz, Hakanımın adı şeref" diye tepkisini dile getirdi. Çil ailesi ise şehidin ardından ağıtlar yakıp, gözyaşları döktü.

Şehidin halası Saniye Çil ise "Bugün Hakanımın günü. Yiğidimin, şehidimin günü. Halan ölsün kuzum. Şehitlerimizin günü bugün. Onlar bizim kalbimizde. Hakanım bizim kalbimizde ölmedi. Hakanım, fidan boylum yaşıyor" diye ağıt yakması yürekleri dağladı.

Acı haberin ulaşmasının ardından şehidin baba ocağı Türk Bayraklarıyla donatıldı. Gelinini ziyaret etmek için İstanbul’da bulunan baba İbrahim Çil, sabah saatlerinde evine geldi. İbrahim Çil’i dünürü ve akrabası İhsan Çil teselli etmeye çalıştı. Damadının şehit olduğu haberiyle büyük üzüntü yaşadıklarını söyleyen İhsan Çil, "Kendisiyle haftada bir görüşüyorduk. 3 gün önce yine orada bir patlama olmuştu. O zaman kendisini aradım ’Yavrum kendine dikkat et’ dedim. Yüreğimiz yandı. Yok mu bunun bir çaresi? Artık teröristler evimize gelerek bizi vuracak duruma geldiler. Yok mu bunun etkin bir çaresi?" diye konuştu.

CENAZE TÖRENİ CUMA NAMAZINDAN SONRA

Şehit Hakan Çil’in cenazesi, öğle saatlerinde Türk Hava Kuvvetleri’ne ait kargo uçağıyla Kahramanmaraş Havaalanına getirildi. Uçaktan alınan şehidin cenazesi askerlerin omuzunda bir süre taşındıktan sonra toprağa verileceği Afşin’e götürülmek üzere ambulansa konuldu. Şehidin cenazesini karşılamaya gelen Hakan Çil’in ağabeyi İrfan Çil, "Hani komutanım, kardeşim nerede? Bana kardeşimi gösterin" diyerek gözyaşı döktü. Güçlükle ayakta duran ağabey İrfan Çil, şehidin cenazesinin bulunduğu ambulansa bindi.

İrfan Çil’in kardeşinin şehit haberini aldığında başını kapıya vurarak yaralandığı belirtildi. Karayolu ile Afşin’e götürülen şehit Hakan Çil, Afşin Ulu Camii’nde cuma namazının ardından düzenlenecek törenle toprağa verilecek.