Aysel Tuğluk direnişe çağırdı
VAN Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan'a tecridin kaldırılması ve görüşmelere başlanmasını istedi.
Tuğluk, ülkenin iç savaşın eşiğine getirildiğini ileri sürüp, "Bu özgürlük mücadelesi, bu varolma mücadelesi, bu kimlik mücadelesi bedelsiz olmuyor. Ama biz söz verdik. Şehitlerimize söz verdik. Ya özgürlük, ya özgürlük dedik. Sayın Öcalan özgürleşinceye kadar, halkımızın demokratik, meşru hakları, statüsü tanınıncaya kadar ödenmesi gereken hangi bedel varsa, onurumuz için, geleceğimiz için ödeyerek mutlaka gerçekleştireceğiz.
Söylenmesi gereken sözlerin, yapılması gereken eylemin gunleridir. Hepinizi direnişinizi yükseltmeye çağırıyorum" dedi. Tuğluk'un konuşmasının ardından dağılan gruplar polisle çatıştı.Diyarbakır'da BDP'lilerin Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinin 13'üncü yıldönümü nedeniyle Koşuyolu Parkı'nda yapmak istedikleri basın açıklamasına polis valilik kararını gerekçe göstererek izin vermedi. Park çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, BDP'liler Büyükşehir Belediyesi Konukevi önünde toplandı.
AYSEL TUĞLUK: GELİŞTİRECEĞİMİZ HER TEPKİ, HER İSYAN MEŞRUDUR
Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, konukevi önünde toplananlara bir konuşma yaparak, açıklama yapmalarının engellenmesini kınadı. Tuğluk, "Şunu çok iyi bilsinler ki, Amed bu mücadelenin yarattığı bir halktır. Amed halkı sizin bu zulmünüze, bu faşizminize karşı direnecektir. Sonuç alamayacaksınız bu politikalarınızdan. Halkımızın mücadelesini yok sayan, demokrasi mücadelemizi tanımayan bu zihniyete karşı geliştireceğimiz her tepki, her isyan meşrudur. Bugün 15 Şubat, bugün Kürt halkı için kara bir gün. Sayın Abdullah Öcalan'ın komployla, binbir hileyle, entrikayla, uluslararası dünya güçlerinin işbirliğiyle tutuklanarak İmralı'ya getirilmesinin 13'üncü yılı. Biz 15 Şubat komplosunu yapan, bunun arkasında olan bütün dünya güçlerini, Avrupa'yı, Amerika'yı ve bu tablonun gerçekleşmesinde rol sahibi olan herkesi, her kesimi şiddetle kınıyoruz"dedi.
'ÖCALAN'IN FARKLI BİR KARARI OLSAYDI, BU COĞRAFYA CEHENNEME DÖNEBİLİRDİ'
Tuğluk, asıl meselenin bu komployla ne yapılmak istendiği olduğunu söyleyerek, "1999 yılında komployu düzenleyen güçlerin bir tek amacı vardı. O'da Kürt - Türk çatışmasını yaratmaktı. Dolayısıyla halklarımıza, bu coğrafyaya kurulmuş bir tuzaktı. Sayın Öcalan yaşadığı bu komploya rağmen tercihini savaşta kullanmadı.Tercihini halkların barışından yana kullandı ve o günlerde farklı bır kararı olsaydı bu coğrafya cehenneme dönebilirdi. Sayın Öcalan 'barış' dedi, 'halkların kardeşliği' dedi. Şunu çok iyi bilsinler ki; başka bir lider olsaydı belki bunu yapmayacaktı. Barışa inandığı için bunu yaptı. Tek çözümün barıştan geçtiğine inandığı için bunu yaptı. Sayın Öcalan'ı bu sağduyulu yaklaşımı nedeniyle, bu barışçıl yaklaşımı nedeniyle, aslında o günlerde Türkiye bir uçurumdan döndürüldü" dedi.
'SAYIN ÖCALAN BİR REHİNE OLARAK DEVLETİN ELİNDE TUTULUYOR'
Bugün devletin, Ak Parti iktidarının uyguladığı politikanın bir imha ve inkar politikası olduğunu ileri süren Tuğluk, Öcalan'a tecrit uygulandığını söyledi. Tuğluk, "Bakın 13 yıldır zaten tek kişlik bir hücrede dışarıyla iletişim olanakları kapatılmnış, adeta nefessiz bir yerde tutulan Sayın Öcalan bir rehine olarak devletin elinde tutuluyor. Bu da yetmedi, yaşam koşullarını, siyaset yapmasının önünü açması gerekirken devlet, yeniden Sayın Öcalan'a 7 aydır tüm görüşmeleri kesmiş durumda. Ne avukatlarıyla, ne ailesiyle görüşme imkanı tanınmıyor.Bu yeni bir imha ve inkar politikasıdır. Bununla amaç Kürt halk önderinin, halkıyla olan bağını koparmaktır, sesini kısmaktır ve Kürt halkını iradesiz bırakmaktır. Yürütülen savaş, bu amaçla yürütülüyor. Şunu çok iyi bilin ki, Sayın Öcalan bu hesaplaşmaya karşı bir direniş yürütüyor. Biz ne pahasına olursa olsun, Sayın Öcalan'ın bu direnişinin arkasında duracağız. Bu direnişi yükselteceğiz. Kürt halkı Sayın Öcalan'ın üzerindeki baskının ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. O nedenle halkımız şunu diyor; 'Barış olacaksa Sayın Öcalan'la olacak diyor. Özgürlük olacaksa Sayın Öcalan'la olacaktır"
'SİZ YOK ETMEYE KALKTIKÇA KÜRT HALKI DAHA FAZLA VAR OLACAK'
Tuğluk, sahte önderlikler yaratarak, birilerini bu halkın önderi gibi göstermeye çalışarak Öcalan'sız ve PKK'sız çözum arayışlarına halkın yanıt vereceğini söyledi. Tuğluk, "Eger Kürt sorununun demokrasi ve barışçıl çözümü isteniyorsa bu Sayın Öcalan'la diyalogdan geçer. Başka bir şey aramayın, başka bir muhatap aramayın.Bunu kabul etmeyecegiz. Sayın Öcalan bu halkın iradesidir. Sayın Öcalan emektir, mücadeledir, Sayın Öcalan fedakarlıktır, direniştir. Bu halk kendini orada görüyor, herkes buna saygı duymalıdır. Devletin önünde, Ak Parti iktidarının önünde iki seçenek var.Ya bu halkı iradesiyle tanıyacak, lideriyle tanıyacak ve bir diyalog ve müzakere sürecini başlatacak.Oluşturulan, devlete sunulan, Sayın Öcalan tarafından 3 yıllık görüşmeler sonucunde açığa çıkan protokoller çerçevesinde yeniden bir müzakere sürecini başlatacak ve karşılıklı pratik adımlarla bu süreç barış ve demokratikleşme sürecine doğru evirilecek.Ya da bugün yaptıkları gibi faşizmde ısrar edecekler. Yok etmede ısrar edecekler ve otoriteleşecekleşler . Buradan bir kez daha söylüyoruz. Siz faşizm uyguladıkça, siz yok etmeye kalktıkça Kürt halkı daha fazla var olacak ve mücadelesinde degerlerinden ve öncüsünden vazgeçmeyecektir"
'DİRENİŞE ÇAĞIRDI
Başbakan Erdoğan'a isim vermeden seslenen Tuğluk, Öcalan'la görüşmelere başlanmasını istedi. Tuğluk, şöyle dedi:"Uyguladıgınız politika, politika değildir. Bu ülkeyi iç savaşın eşiğine sürüklüyorsunuz. Şuna birileri sizi inandırmışsa, bu halkı bastırırız, bu halkı tutuklayarak,cezaevine atarak, dağda öldürerek bu mücadeleyi bitiririz diyorlarsa sizi yanıltıyorlar. Bu sonuçsuz bir politikadır. Bu ülkede kanın akmasını istemiyoruz. Türk ve Kürt gençlerinin yaşamını kaybetmesini istemiyoruz. Artık yeter diyoruz. Bu kan dursun diyoruz. Bunun için, yeni bir çatışmayı önlemek için, derhal Sayın Öcalan'la görüşmeler başlatılmalıdır. Böyle bir süreç gelişirse bunu destekleyeceğiz ve bu sürecin barışçıl çözüme evrilmesi için elimizden gelen her türlü çabayı ve özveride bulunacagımızı buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Bu özgürlük mucadelesi, bu varolma mücadelesi, bu kimlik mücadelesi bedelsiz olmuyor. Ama biz söz verdik. Şehitlerimize söz verdik. Ya özgürlük, ya özgürlük dedik. Sayın Öcalan özgürleşinceye kadar, halkımızın demokratik, meşru hakları, statüsü tanınıncaya kadar ödenmesi gereken hangi bedel varsa, onurumuz için, geleceğimiz için ödeyerek mutlaka gerçekleştireceğiz. Söylenmesi gereken sözlerin, yapılması gereken eylemin gunleridir. Hepinizi direnişinizi yükseltmeye çağırıyorum"
POLİS GAZ BOMBALARIYLA MÜDAHALE ETTİ
Basın açıklamasının ardından dağılan gruptan bazı kişiler yolu trafiğe kapatmak isteyince hareketli anlar yaşandı. Polis, yolu kapatan grubu Koşuyolu Caddesi'nden, Oryıl Kavşağı'na kadar koşarak takip etti. Sokak aralarına giren gruplar daha sonra Lezgin Avcı Caddesi'nde toplanarak ses bombası ve molotof kokteylli attı. Bunun üzerine polis Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ile caddeye ve bağlantılı sokaklara girerek göstericilere tazyikli su ve gaz bombaları ile müdahale etti.
POLİS, IPAD İLE OLAYLARI TAKİP ETTİ
Bu arada, Koşuyolu Parkı çevresinde güvenlik önlemi alan polis, şüpheli gördüğü kişilerin çantalarını kontrol etti. Bölgede görevli bir polis elindeki Ipad'den olay çıkan yerleri ve gündem konularını takip ederek meslektaşlarını bilgilendirdi. Polisin ilk kez böyle bir uygulama yaptığı ve olayları sokaktan Ipad kullanarak takip ettiği dikkat çekti.