29 Şubat 2012 Çarşamba

Aysel Tuğluk'un başını yakan sözler

Aysel Tuğluk'un başını yakan sözler
Aysel Tuğluk'un başını yakan sözler Aysel Tuğluk katıldığı bir TV programında söylediği sözler nedeniyle talimatla ifade verecek.


Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk'un, bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle hakkında "terör örgüotü propagandası yapmak" suçundan açılan davada 5 yıl hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. Tuğluk duruşmaya katılmazken, mahkeme heyeti, ifadesinin alınması için Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na talimat yazdı.

"ÖCALAN'IN SÖZLERİNİ ÖNEMSİYORUZ"

Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Diyarbakır'da 29 Aralık 2010'da katıldığı bir televizyon programında, "Kürt sorununda Öcalan'ın önemli bir rolü var. Çözüm önerilerini bir tek bize yapmıyor, AK Parti ve CHP'ye de yapıyor. Öcalan'ın tutuklu olması düşüncelerini ifade etmesine engel değildir. Biz Öcalan'ın söylediği sözleri önemsiyoruz" dedi. Tuğluk hakkında, bu sözleriyle "terör örgütü propagandası" yaptığı gerekçesiyle 5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Tutuksuz sanık Tuğluk, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına katılmazken, avukatı Fethi Gümüş hazır bulundu. Yapılan kimlik tespitinin ardından mahkemenin söz verdiği iddia makamı, sanığın ifadesinin alınması için gerekli yazışmaların yapılmasını talep etti.

"YARGILAMA DURSUN"


Daha sonra söz alan Tuğluk'un avukatı Fethi Gümüş ise, "Mecliste müvekkilime isnat edilen suçlar yönünden lehe hükümler içeren düzenlemeler mevcuttur. Bu tasarının yasalaşması sürecinin beklenmesini istiyoruz. Ayrıca müvekkilim milletvekilidir, yargılamanın durdurulmasını istiyoruz" dedi.

28 Şubat 2012 Salı

Jetler havalandı, Kani Reş kampı vuruldu Jetler havalandı, Kani Reş kampı vuruldu

Jetler havalandı, Kani Reş kampı vuruldu


Çukurca baskınına katılan teröristlere yönelik hava harekatı düzenlendi

 İstihbarat birimleri, ikinci Çukurca saldırısına katılan bir grup teröristin Kani Reş kampına sığındığını tespit etti. 11 Şubat'ta Jetler havalandı ve kampı bombalandı.

Yaklaşık 200 teröristin barındığı kampa yönelik hava saldırısında 15 terörist öldürüldü. Çok sayıda terörist de yaralandı.

Kani Reş kampı yöre insanı tarafından iyi biliniyor. Şemdinli'e bulunan terör yuvası vatandaşların adeta korkulu rüyasıydı.Teröristler vatandaşları zorla buraya getirerek haraç topluyor, sözde yargılama yapıyordu.


Yerle bir olan kamptan kurtulan teröristler ise çözümü kaçmakta buldu.

İstihbarat kaynaklarına göre kampta bulunan terörist ele başları bombardımandan bir gün önce kaçtı.

2 Metre Karda Operasyon

Bir başka görüntü ise Kato Dağı'ndan... Ağır kış şartlarına rağmen Mehmetçik vatandaşların can ve mal güvenliği için operasyon düzenleniyor. Kar kalınlığı bölgede 2 metreye yakın.

Kavaklı Armutlu Bölgesi Mehmetçiğin kontrolü altında. Bölge karış karış aranıyor. Özellikle mağara ve sığınaklar titizlikle kontrol ediliyor.

Bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlar kararlılıkla devam ediyor.

26 Şubat 2012 Pazar

Sınırda uçak hareketliliği

Sınırda uçak hareketliliği
HAKKARİ’nin Irak sınırındaki Çukurca İlçesi’ndeki sınır hattında akşam saatlerinde uçak hareketliliği yaşandı. Türk savaş uçaklarının Irak yönüne doğru gittikleri görüldü.

Serdar KARA/ÇUKURCA (Hakkari), (DHA)

 

Uzun bir aradan sonra sınırda bugün akşam saatlerinde yine uçak hareketlilği yaşandı. Hakkari yönünden gelen 2 savaş uçağı, Türkiye’nin Irak sınırında bulunan Çukurca İlçesi semalarından geçerek Kuzey Irak’a yöneldi. Uçak sesleri ilçe merkezinde duyulurken, uçakların bir süre sonra aynı gözürgahtan döndükleri gözlendi.

24 Şubat 2012 Cuma

Yakalanan PKK'lıya ailesinden şok tepki

 

Yakalanan PKK'lıya ailesinden şok tepki
Emniyet güçlerinin başarılı operasyonuyla yaralı ele geçirilen terör örgütü PKK üyesi İsmet Akın'ın ailesiyle görüşmesi tam bir drama dönüştü



Yaralı ele geçirilen terör örgütü üyesi İsmet Akın'ın babası "Oğlun yaralandı dediler keşke ölseydi" derken gözyaşlarına boğulan anne PKK'ya lanet yağdırdı.

Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Aktepe köyünde 13 Şubat'ta bir teröristin öldürüldüğü çatışmada yaralı olarak yakalanan 'Zindan Glord' kod adlı İsmet Akın'ın PKK'nın sözde Esendere sorumlusu olduğu ortaya çıktı.

OĞLUNU EVLATLIKTAN REDDETTİ

Bugün'ün haberine göre İsmet Akın'ın anne ve babası emniyet güçleri nezaretinde oğullarını teşhis etmeye gitti. Oğluyla ilgili konuşurken gözleri dolan baba S.Akın "Onu görmek bile istemiyorum. 1992'de PKK'ya katılmak için evden kaçtı. O zamanlar çok yalvardım 'Oğlum seni kandırıyorlar. Türkler bizim kardeşimiz onlara kurşun sıktırtmam' dedim. Dinlemedi ve dağa gitti. Ben de evlatlıktan reddettim" şeklinde konuştu.


ALLAH PKK'NIN BELASINI VERSİN

Gerçeklerin ortaya çıktığını dile getiren baba S.Akın, "Bizi birbirimize düşürüp ayırmaya çalıştılar. Oğlumu kandırıp benden koparanların da PKK'nın da Allah belasını versin. Bugün polis de asker de bize çok iyi davranıyor. Teşhis etmem için beni davet ettiler. 'Annesi baksın' dedim. Yaralı kurtulduğunu söylediler, keşke ölseydi" ifadelerini kullandı. Yıllar sonra oğlunu gören anne H.Akın ise gözyaşlarına boğuldu. Acılı kadın, oğlunun gözlerinin içine bakarak "Allah PKK'nın belasını versin" dedi.

KANLI EYLEMLERİN TALİMATINI VERDİ

PKK'lı İsmet Akın, 4 ay önce Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde bulunan Ambar Yolu Darı Mevkii'ndeki Milli Savunma Bakanlığı ANT 3. Bölge Müdürlüğü'ne bağlı petrol boru hatlarına saldırı planlamıştı. Akın'ın Aktütün ve Dağlıca baskınlarına katıldığı tespit edildi. 2008-2009 yılları arasında Esendere'de gerçekleştirilen eylemlerin ve Haziran 2009'da Yüksekova askeri lojmanlarına yapılan roketatarlı saldırının talimatını verdiği de ileri sürüldü

PKK'ya 2 metre kar, eksi 20 derecede operasyon...


PKK'ya 2 metre kar, eksi 20 derecede operasyon...


TUNCELİ'de kar kalınlığının yaklaşık 2 metre arasında değiştiği merkeze bağlı Kutu Deresi ile Pülümür Vadisi'nde tespit edilen iki ayrı PKK'lı grubu etkisiz hale getirmek için şafak vakti hava destekli operasyon düzenledi. Eksi 20 dereceye düşen dondurucu soğukta operasyon sürerken, Kobra helikopterler PKK'lıları bulunduğu alanları bombalanırken, bölgeden silah sesleri geldiği duruldu.

Tunceli'nin Kutuderesi Vadisi ile Pülümür Vadisi'nin Zağge Bölgesi'nde tespit edilen iki ayrı PKK'lı grubu etkisiz hale getirmek için hava destekli operasyon başlatıldı. Bu sabah şafak vakti Tunceli 4'üncü Komandı Tugay Komutanlığı ile İl Jandarma Komutanlığı'ndan Sikorsty helikopterlerle operasyon bölgelerine çok sayıda özel eğitimli komandolar indirildi. Kar kalınlığının yer yer 2 metreyi aştığı bölgede komandolar hava sıcaklığının eksi 20 dereceye düştüğü ve dondurucu soğuk havanın bulunduğu bölgelerde operasyonlarını sürdürüyor. Askeri kaynaklardan alınan bilgiye göre -30 dereceye dayanaklı özel ve her türlü hava koşullarına uyumlu kıyafetlerle operasyona çıkan özel eğitimli birliklerin, arazide bir hafta kalabilecek donanım ve teçhizata sahip olduğu öğrenildi. Özel eğitimli profesyonel birliklerin katıldığı iki ayrı noktadaki operasyonun da kış sığınaklarında bulunan 2 ayrı PKK'lı grubun hedef alındığı öğrenildi.




Öte yandan Kobra helikopter, askerlerin güzergah üzerinde bulunan bir çok mağarayı yoğun bombardıman altında aldı. Askeri birliklerin operasyon bölgelerinde zaman zaman yoğun silah seslerinin duyulduğu öğrenildi.

Yıkıma uğrayan teröristlerin telsiz konuşmaları


Yıkıma uğrayan teröristlerin telsiz konuşmaları



Çukurca'da ikinci bir facia güvenlik güçlerinin başarısı ile kıl payı atlatıldı. İşte morali bozulan teröristlerin telsiz konuşmaları...
Ekim ayında 24 şehidin verildiği Çukurca'ya teröristler geçtiğimiz günlerde yine kalabalık bir grupla saldırdı. Çukurca'da ikinci bir facia güvenlik güçlerinin başarısı ile kıl payı atlatıldı.

Moral bozukluğu içindeki terörist ele başlarının telsiz konuşmaları, istihbarat birimlerinin dinlemesine takıldı.

TERÖRİST SALDIRI 9 ŞUBAT'A PLANLANDI

Terör örgütü 9 Şubat'ta Hakkari Çukurca'da büyük bir eylem planlamış, 10 ayrı noktaya aynı anda saldırı düzenlemişti.


Güvenlik güçlerinin yerinde müdahalesi ile teröristler püskürtüldü. Olay yerinde 4 teröristin cesedi bulundu. Yapılan incelemelerde 8 teröristin cesedinin de kaçırıldığı anlaşıldı.
Terör örgütünün, yaşadığı hezimetin ardından daha büyük bir saldırı planlandığı ortaya çıktı.

200 TERÖRİSTİN KATILMASI PLANLANDI

TRThaber'in haberine göre 200 teröristin katılacağı kanlı bir eylemin hazırlıkları başladı. Bu hazırlıklar istihbarat birimlerinin telsiz dinlemesine takıldı. Saldırı emri, terör örgütü Avaşin Basyan kampının sözde sorumlusu Reşit Dostum kod adlı Mehmet Can Gürhan tarafından verildi.

İşte Teröristler Arasında Geçen O Konuşmalar;

REŞİT DOSTUM : Rengin hazırlıklar tamam mı
RENGİN BOTAN (KADIN TERÖRİST): Tamam Başkan
REŞİT DOSTUM: Bak Rengin geçen sefer Çukurca olmadı Azadı uyar
RENGİN BOTAN: Tamam
REŞİT DOSTUM: Çukurca'da büyük zaafiyet oluşmuş. Arkadaşların moralleri bozuk
RENGİN BOTAN: Tamam Başkan bir daha olmayacak

Rengin Botan Kod adlı sözde sorumlu aldığı emri başka bir teröriste iletiyor. Konuşmalarda teröristlerin morallerinin bozuk olduğu anlaşılıyor.

RENGİN BOTAN: Azat orda mısın başkan söyledi
AZAT HİSAR: Burdayım
RENGİN BOTAN: Hazırlıklar hızlandırılsın arkadaşların moralleri bozuk geçenden dolayı 
AZAT HİSAR:Tamam bu sefer olacak arkadaşlar morallerini bozmasın Rengin.

22 Şubat 2012 Çarşamba

İstanbul'da PKK operasyonu!

İstanbul'da PKK operasyonu!
           
Istanbulda-PKK-operasyonu
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin yıl dönümü olan 15 Şubat'ta polise silahlı saldırı hazırlığındayken yakalanan zanlılara eylem emrini veren R.S. de yakalandı.


İHLAS SON DAKİKA - Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstihbarat Şube Müdürlüğü ile yapılan ortak çalışmada, Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin yıl dönümü olan 15 Şubat'ta polise silahlı saldırı hazırlığı yapıldığını tespit etmişti. Bunun üzerine harekete geçen terörle mücadele polislerinin, eylem hazırlığındaki 3 zanlıyı yakalamak için 13 Şubat'ta Sultangazi, Fatih ve Esenler'de yapılan operasyonlarda M.K., Ş.K ve A.C gözaltına alındı. Yapılan çalışmaları devam ettiren polis, eylem talimatını veren R.S.'yi de geçen hafta yapılan operasyonla gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 4 şüpheli, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Polis kameralarına yansıyan görüntülerde ise, özel harekat polislerinin operasyona destek verdiği görülüyor. Şafak sökmeden gerçekleşen operasyonda kurşun geçirmez kalkanlar kullanılıyor. Yapılan aramalar ile gözaltına alınan zanlılar da kameralara yansırken, bulanan tabancalar da görüntüler arasında yer alıyor. Ayrıca yakalanan zanlıların katıldıkları sokak eylemlerinin de polis kameraları tarafından tespit edilmiş olduğu görülüyor.

Polis onları PKK'lı sandı

Polis onları PKK'lı sandı
Hasan KIRMIZITAŞ/ ŞANLIURFA, (DHA) -

 ŞANLIURFA’da, çöp kutuları ile yollara barikat kurup, lastik yakarak, yoldan geçen araçları taşlayan grup polisi harekete geçirdi. Yapılan araştırmada korsan gösteriyi PKK sempatizanlarının değil, değişik suçlardan sabıkası bulunanların, polisi kendilerinden uzaklaştırmak için yaptığı belirlendi.

Urfa’da saat 19.30 sıralarında Devteşti Mahallesi Açıksu Caddesi’nde toplanan, yüzlerini poşu ile gizlemiş çoğunluğu genç yaklaşık 30 kişilik grup, çöp konteynerlerini yola devirip barikat kurdu. Yanlarında getirdikleri lastikleri ateşe veren grup, yoldan geçen araçları da taşladı.

PKK GÖSTERİSİ SANILDI


Araçları taşlanan sürücüler ve mahalle sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda zırhlı araç, özel harekat polisi sevk edildi. Çevik kuvvet polisleri, Açıksu Caddesi üzerinde önlem alırken, uzun namlulu silahlar polisler, zırhlı araçlar eşliğinde bölgede araştırma yaptı. Göstericilerin yaktığı lastikler, panzerlerden sıkılan tazyikli su ile söndürüldü. Yolda oluşturulan barikatları temizleyen polis, görgü tanıklarının verdiği bilgiler doğrultusunda kaçan şüphelileri aramaya başladı.

8 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI, GERÇEK ORTAYA ÇIKTI

Polis yaptığı araştırma sonunda, Devteşti Mahallesi ara sokaklarında görgü tanıklarının verdiği eşkale uyan 8 kişiyi gözaltına aldı. Ellerinde attıkları taş ve üzerlerinde yakılan ateşten izler kaldığı saptanan 8 şüpheli Şehitlik Polis Merkezi’ne götürüldü. Gözaltına alınan 8 şüphelinin, hırsızlık, uyuşturucu, fuhuşa aracılık etmek gibi değişik suçlardan sabıkalı oldukları ortaya çıktı. Polisleri de şaşırtan olay sonrası, şüphelilerin son zamanlarda bölgede yoğun şekilde uygulama yapan güvenlik güçlerini, korsan gösteri ile kendilerinden uzak tutmak için bu yönteme başvurdukları öğrenildi. İfadesi alınan şüpheliler hakkında çevreye rahatsızlık verdikleri için ’Kabahatler Kanunu’ kapsamında işlem yapılacağı bildirildi. Yaşananların ardından polis, gösterinin yapıldığı Açıksu Caddesi ile kent merkezinde güvenlik önlemlerini artırdı.

İstanbul'da Dhkp-c Operasyonu

İstanbul'da Dhkp-c Operasyonu


 
İstanbul'da terör örgütü DHKP-C'ye yönelik düzenlenen operasyonda 2 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin 30 Mart Kızıldere olaylarının yıl dönümünde bombalı saldırı planladığı belirtildi. Hücre evine düzenlenen operasyon polis kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, eylem hazırlığı içerisinde olduğu tespit edilen bazı şüphelileri takibe aldı. Yapılan tespitlerin ardından harekete geçen ekipler, Eyüp'te bir eve yönelik operasyon düzenledi. Baskında terör örgütü DHKP-C üyesi 2 kişi gözaltına alındı. Yapılan aramalarda bomba yapımında kullanılan 4 kilogram Amonyum Nitrat ve 2 adet tabanca ele geçirildi. Şüphelilerin DHKP-C terör örgütüne ait olduğu belirlenen Amonyum Nitrat ile "30 Mart Kızıldere" olaylarının yıl dönümünde

bombalı bir eylem düzenlemeyi planladığı öğrenildi. Polisteki sorgusu tamamlanan zanlılardan biri tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Baydemir: Çocuklarım benimle Kürtçe konuşmuyor

Baydemir: Çocuklarım benimle Kürtçe konuşmuyor

Ferit ASLAN/DİYARBAKIR, (DHA)

DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "İki çocuğum da kreşe başladıktan sonra benimle tek kelime Kürtçe konuşmuyorlar. Ben Kürtçe soruyorum onlar Türkçe yanıt veriyor." dedi.

 DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, başkanı olduğu Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği’nin (GABB) hazırladığı anayasa taslağını anlatırken, Türkiye’nin 6 veya 7 bölgeye ayrılabileceğini belirterek, "Türkçe, ülkenin resmi dili olmaya devam edecektir. Örneğin Kürdistan eyalet parlamentosu Türkçe dışında bölgede çok kullanılan Kürtçe, Arapça, Süryanice’yi de resmi dil olarak belirlemelidir. Bölge meclisi ile merkezi meclis arasındaki bağı Anayasa sağlayacaktır" dedi. 


ÇOCUKLARIM BENİMLE ANA DİLİMİ KONUŞMUYOR"

Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkanı Osman Baydemir, 40 yaşında olduğunu, doğdukları günden bu yana çocukları Mir Zanyar ve Diyana ile tek kelime Türkçe konuşmadığını, sürekli Kürtçe konuştuğunu anlattı. Baydemir, şöyle devam etti:

"Ancak, iki çocuğumda kreşe başladıktan sonra benimle tek kelime Kürtçe konuşmuyorlar. Ben Kürtçe soruyorum onlar Türkçe yanıt veriyor. Onlar Türkçe soruyor, ben Kürtçe yanıtlıyorum. Açık ve net söylüyorum; bu zulümdür. Yarın okula başlayıp, ’Türk’üm, doğruyum, çalışkanım’ diyecekler. 20 yılımı bu davaya vereceğim, çocuğuma kendi dilimi veremiyorum bu zulümdür. Polis ve savcıların bunu bilip empati kurması lazımdır. Biz Türk değiliz, biz Kürdüz kendi dilimiz ve kimliğimiz ile bu ülkenin parçası olarak yaşamak istiyoruz. İsterseniz KCK ve bölücü olarak cezaevine koyun. Bundan sonra ha cezaevinde yaşamışım ha ölmüşüm fark etmez."

Baydemir, doğdukları günden beri iki çocuğuyla Kürtçe konuştuğu halde okul ve kreşe başlamalarından sonra Türkçe konuştuğunu belirterek, "20 yılımı bu davaya verdim, çocuğuma kendi dilimi veremiyorum. Bu zulümdür. Polis ve savcıların bunu bilip empati kurması lazımdır. Biz Türk değil, Kürdüz. Kendi dilimiz ve kimliğimiz ile bu ülkenin parçası olarak yaşamak istiyoruz" dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kentte yerel yayın yapan Gün TV’nin canlı yayınına katılarak, başkanı olduğu GABB’ın hazırladığı ve TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu anayasa taslağını anlattı. Bütün etnik ve kültürel kimliklerin sistemin bir parçası olarak kendini devletin sahibi olarak görebilmesi için birey, fert ve kesim olarak anayasada yer almaları gerektiğini belirten Baydemir, şöyle dedi:

"Kürt sorunu’, ’Demokrasi sorunu’ dediğimiz sorunların özü; Anayasa sorunudur. Anayasa değiştirilmeden, aydınlık bir gelecek inşa edilemez. Türkiye’nin doğu yakasında bulunan aktörler olarak ne kadar hizmet etme arzusu ile donanmış olursak olalım, ne kadar ekonomik şartlarımız olursa olsun bu kardeş kavgası ve çatışma ortamının kendisi nihayete ermediği müddetçe teknik hizmetler çok başarılamayacaktır. Bir yerden yarayı sarıyorsunuz, ertesi gün başka büyük bir yara ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Kürt sorununu çözmek istiyorsak hem de ekonomik ve sosyal kalkınmayı başarmak istiyorsak yeni bir toplumsal sözleşme önümüzde hedef olarak konulmalıdır."

 

MHP'yi sallayan Öcalan bombası

MHP'yi sallayan Öcalan bombası
Genel Kurul'da "Oslo görüşmeleri" üzerine başlayan tartışmalar MHP'nin ortağı olduğu ANASOL-M Hükümeti döneminde de devletin Öcalan'la görüşme yaptığını ortaya çıkardı. BDP'li Hasip Kaplan, görüşmeye avukat olarak bizzat şahit olduğunu açıklarken, AK Partili Ömer Çelik "Bu MHP'nin tezlerini sarsar" dedi. Devlet görevlilerinin görüşme sonrası Öcalan'ın el yazılı notlarını MHP'li bakanlarla da paylaştığı belirtiliyor.


MİT Kanunu'na ilişkin değişiklik Genel Kurulu'da görüşülürken MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ile BDP'li Hasip Kaplan'ın tartışmaları ANASOL-M Hükümeti döneminde devletin Öcalan'la yaptığı görüşmeleri deşifre etti. Kaplan, 99'daki görüşmelere avukat olarak bizzat şahit olduğunu açıkladı. Genel Kurul'daki "Öcalan'la görüşme" tartışması şu şekilde başlamıştı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, devletin 1999'dan beri Öcalan'la görüştüğünü ve ihtiyaç olursa görüşmelerin süreceğini söyledi.

VURAL İTİRAZ ETTİ


Ergin'e tepki gösteren MHP'li Oktay Vural, "Koalisyon hükümeti döneminde İmralı ile müzakere, diyalog ile ilgili siyasi anlamda görevlendirme olduğunu iddia eden varsa, burada açıklamak şeref ve haysiyet sorunudur" ifadelerini kullandı.

GÖZLERİMLE GÖRDÜM

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan bunun üzerine söz alarak Vural'ı yalanladı. Kaplan, "Koalisyon hükümeti döneminde, 99 yılında görüşmeler yapıldı. Gözlerimle gördüm. Yani şimdi, ben avukat olarak gözlerimle gördüm. Oralara giden, görüşen memurlar, istihbarat, hepsi, hükümetlere bağlı değil mi?" ifadelerini kullandı.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da 1999'daki görüşmeleri doğrularken bu görüşmeler sonrasında PKK'nın silahlı militanlarının ülke dışına çıkıp idam cezasının kaldırıldığını ileri sürdü ve "Bu görüşmeler İmralı'da yapılmıştır" dedi.

ÖMER ÇELİK: TEZLERİ SARSILIR

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, tartışma sonucu deşifre olan görüşmeler için dün Twitter'da şu değerlendirmeleri yaptı: "İlginç bir tabloyla karşı karşıyayız. Terörle sıfır soruna diyerek, demokratik yaklaşımı mahkum etmeye çalışan refleksin başka yüzü çıktı ortaya. Nitekim Ergenekon sanığı bir orgeneralin, Öcalan'ın teröristleri ülke dışına çıkarması sırasında bir kısmı içerde kalsın, lazım olur dediği ortaya çıkmıştı. Çünkü MHP sıfır terör sonucuna terörle mücadele sonucunda ulaşıldığını iddia etti şimdiye kadar. Ama bir müzakere olduğu ortaya çıkıyor. Bu durum MHP'nin biz iktidardan ayrılırken ülkeyi sıfır terörle teslim ettik tezini sarsacak derecede. Ayrıca Bahçeli'nin, Öcalan'ın idam edilmemesi protokolüne imza atmasının bu görüşmeler neticesinde olduğunu söylediler."

ÖCALAN'IN MEKTUPLARI MHP'LİLERE DE VERİLDİ

Devletin ilgili kurumlarının İmralı'daki görüşmeler sonrası Abdullah Öcalan'ın el yazısı notlarını MHP'li bakanlarla da paylaştığı belirtiliyor. Devletin Öcalan ile görüştüğü ve Öcalan'ın İmralı'dan Kandil'le görüştürüldüğü iddiaları daha önce de gündeme gelmişti.

Barzani'nin lideri olduğu KDP'nin Genel Sekreteri Fazıl Mirani de Beyrut'ta yayınlanan El-Müstakbel gazetesine verdiği bir mülakatta Öcalan'ın ilk Türkiye'ye getirildiği dönemde Kandil ile telefonla görüştürüldüğünü söylemişti. Öcalan'ın 12 Nisan 1999'da avukatları ile yaptığı görüşmede hükümetle 8 maddelik pazarlık yürütülmesi için talimat verdiği belirlenmişti.

İDAMI ÖNLEYEN PROTOKOL

Başbakan Erdoğan ise daha önce Öcalan'ın idamını engelleyen 'Devlet Bahçeli imzalı' protokolü açıklamıştı. Erdoğan'ın açıkladığı protokol MHP, DSP, ANAP koalisyonunun 12 Ocak 2000'de imzaladığı protokol ile Öcalan'ın idamını ertelediğini gösteriyordu.

"Korkut Özal'ı camide öldürecektik"

"Korkut Özal'ı camide öldürecektik"
Cezaevinde kitap yazan Sakık, kitabında çok konuşulacak bir itirafta bulundu
PKK'nın iki numaralı ismiyken yakalanarak ömür boyu hapse mahkum edilen Parmaksız Zeki kod adlı Şemdin Sakık, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde ilginç bir kitap kaleme aldı. Sakık'ın "İmralı'da Bir Tiran Abdullah Öcalan" adlı kitabı "Bu kitap; yalan, entrika ve cinayetlere yenik düşen iki kuşağın dramatik öyküsüdür" önsözüyle başlıyor.

SUİKAST PLANINI DA İTİRAF ETTİ

Örgüt içi hesaplaşmalar ve Öcalan'ın özel hayatının bilinmeyen yönlerine de değinilen kitapta PKK'nın suikast planları da anlatılıyor. Sakık, Korkut Özal'a yönelik planlanan suikast planını da ifşa etti: "Yıl 1993. PKK İstanbul sorumlusu Korkut Özal'ın vurulması talimatını alır. O dönemde İstanbul'da çalışan genç bir militanı, istihbarat toplaması için Korkut Özal'ın ikamet ettği ve İstanbul'da Erzurum Sitesi olarak bilinen sitenin yakınında bir işe yerleştirir. İşe yerleşen bu militan günlük olarak Korkut Özal'ı takip eder. Ancak uzaktan takip gerekli bilgiyi sağlatmaz. Daha yakından izleyebilmek için sitede bulunan bir işyerinde çalışmaya başlar. Daha sonra evlere sipariş götürdüğü için Korkut Özal'ın dairesinin kapısına kadar gitmeyi başarır. Korkut Özal bazı Cuma günleri sitede bulunan camiye gelerek Cuma namazı kılmaktadır.


PKK CAMİYE SİLAH SOKMAYI BİLE BAŞARIR

PKK militanı da Cuma namazlarına gider ve o kadar ki camiye silah sokmayı bile başarır. Ancak, sorumlusu militanın suikast senin işin değil, sen sadece istihbarat getireceksin, demesi üzerine bu militan suikastı yapmaz ama düzenli olarak Korkut Özal'ın siteye geliş gidiş ve hareket saatleri hakkında üstlerine bilgi verir. Tam o günlerde polis PKK'ya yönelik operasyonar yapar ve söz konusu PKK yöneticisinin de içinde olduğu bir grubu yakalar ve bu kişiler cezaevine girer. Fakat istihbarat toplayan ve Korkut Özal'ın birkaç sıra arkasında namaz saf tutacak kadar yaklaşabilen PKK militanı yakalanmaz ve İstanbul'u terk ederek kırsala gider. Suikast planlayan militanların yakalanıp cezaevine atılmalarından dolayı Şam'dan gelen bir talimatla suikast girişimi askıya alınır Korkut Özal'ın öldürülmek istenmesinin ve özellikle Turgut Özal'ın ölümünden hemen sonra yapılmak istenmesinin nedeni bir sır olarak kalır."

21 Şubat 2012 Salı

Kürsüye böyle çıktı

Kürsüye böyle çıktı
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak grup toplantısı konuşmasını açlık grevi yapan BDP’lilere destek olmak amacıyla üzerinde “açlık grevi” yazan gömlekle yaptı.


Gültan Kışanak, açlık grevi yapan BDP’lilere destek olmak amacıyla üzerinde “açlık grevi” yazan gömlekle kürsüye çıktı. Konuşmasına Kürtçe başlayan Kışanak "Dünya Anadil Günü" dolayısıyla Kürtçe, Arapça, Lazca, Süryanice, Ermenice, Rumca, Çerkezce ve Türkçe olarak “Dil onurdur” dedi. 21 Şubat Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Anadil Günü olarak kutlanıyor.

Kışanak konuşmasında şu mesajları verdi: Sevgili Ermeni kardeşlerim, sevgili Rum kardeşlerim, sevgili Laz kardeşlerim, sevgili Süryani kardeşlerim, sevgili Çerkez kardeşlerim, sevgili Arap kardeşlerim, sevgili Türk kardeşlerim dil onurdur.




Değerli halkımız, değerli arkadaşlar, bugün burada bu ülkenin bu kadim toprakların renklerinin birer birer nasıl soldurulmak istendiğini anlatmak istiyoruz. Becerebildiğimiz kadarıyla bu topraklarda yaşayan halkların kendi dillerinde "anadil onurdur" demeye çalıştım. Bu gerçekten de herkesin çok özenle koruması gereken, dikkat etmesi gereken önemli bir söz. Dil ve onur.

Bu ikisinin birbirinden ayrılmaz olduğunu herkesin kendi dilini konuşurken hissettiği duyguları, bir başka dili konuşurken yaşadığı zorluklarıo düşünerek yeniden hatırlaması gerekiyor.

Hepimiz bu ülkede Türkçeyi gayet güzel konuşuyoruz. Ama bu ülkede milyonlarca farklı ana dili olan insan kendi ana dilini yeterince düzgün konuşamıyor ve gelecek kuşaklara aktarabilme olanaklarından yoksun. Bu ülkede dile işkence yapıldı. Bu ülkede ana dilimiz, bizlere ana dili Türkçe olanlar dışındaki tüm halklara yasaklanmaya çalışıldı.

Nihayetinde bugün Türkiye’de, Türkçe dışında diğer dillerin tamamı ya yok olmaya yüz tutmuş yada kırılgan kategorisindedir. Yani birkaç kuşak daha özen gösterilmezse onlarda unutulmaya yüz tutmuş diller arasına girecek.

Bu insanlık onuruna karşı yapılmış bir işkencedir. İnsanların kendi ana dillerini konuşmaları bir eziyete dönüştürülmüşse, hele hele bu da yetmeyip yasalarla yasaklanmışsa bu gerçekten de büyük bir demokrasi, insanlık ayıbıdır.

Artık bu işkenceyi bu ülkeden yok etmenin zamanı geldi.

Vatandaş Türkçe konuş çok konuş kampanyaları düzenlendi. İnsanlar başka dil yüzünden para cezalarına çarptırıldılar. 12 Eylül faşist darbesi sonucunda, herhangi bir ülkenin resmi dili olmayan bir dili kullanmayı yasaklayan bir yasa çıkarıldı. Anayasa’ya Türkçe dışında hiçbir dille eğitim yapılamaz maddesi konuldu. Bu tekçi zihniyetin en kaba en şahlanmış haliyle 90 yıldır çeşitli vesilelerle tanık olduk. Kasetler kitaplar yasaklandı. Bu ülke her birini tek tek alt etti.

Bugün hala Anayasa başta olmak üzere, yasalarda bu ülkenin yurttaşlarının kendi ana dilini yasaklayan sayısız hukuki düzenleme var. Hiçbir gerekçeyle, savunulamayacak bir durumdur artık.

Değerli arkadaşlar tabi biz bunları söylerken evet çok büyük bir kısmını bu zorlukların bu pervasız asimilasyon uygulamaların, büyük bir kısmını geride bıraktık. Ama mücadele ettik, direndik, ana dilimizden, onurumuzdan vazgeçmedik. İnsanlar cezaevinde yattılar. İnsanlar bu dili kullandıkları için öğrenim hakkından yoksun bırakıldılar.

Bugün geldiğimiz aşama bizim emeğimizle bizim çabamızla bizim alın terimizle bizim ödediğimiz bedelle kazandığımız aşamadır.

Türkiye’de Türkçeyi yasalarla, asimilasyonla korudular, Kürtçeyi Kürt halkının mücadelesi sayesinde koruyabildik. Ama diğer ana dillerin büyük çoğunluğu yok olmanın eşiğine geldi. Tüm yasaklar kaldırılmalı, kamusal alanlarda eğitim alanları da dahil olmak üzere sınırsız olarak kullanılmalıdır.

Ana dilde eğitim, kamusal alanda kullanma, ana dilde sağlık hizmeti almak istiyorsa, sağlık hizmeti, yerel yönetim hizmeti alma imkanına kavuşmalıdır artık. Bu utançtan bir an önce Türkiye kurtulmalı.

Bunu söylerken şunu unutmuyoruz. Hala, “Kürtçe medeniyet dili mi” gibi bir soruyu, bu kadar saçma ve cahil bir soruyu gündemine taşıyabiliyor. Hala bu zihniyetin yeterince aşılmadığının bilincindeyiz. Hiçbir dil hiçbir yasayla, hiçbir baskıyla zorla yok edilemez. Yok edilmemelidir, bunun mücadelesini vermek tüm insanlığın görevi ve sorumluluğudur.

Bugün BM üyesi 194 ülke var. Bunlardan 113’ünde birden fazla resmi dil var. Bu devletlerin hiçbiri bölünmemiş. 113 tane devlet birden fazla resmi dili kabul etmiş, birden fazla resmi dille siyasal hayatını, eğitim hayatını organize etmiş, hiçbir sorun da yaşamamış. Sadece ve sadece Türkiye’de, kamusal alanda farklı dil kullanılırsa Türkiye bölünürmüş. Bu saçmalığa kimse inanmıyor. Bu artık kandırılarak, yutturularak da anlatılabilecek bir konu olmaktan çıktı. Bu nedenle bizler hepimiz kendi ana dilimize gösterdiğimiz saygıyı başka dillere de göstererek, herkesin kendi ana dilinin kendisinin onuru olduğunu hiç unutmadan ana dildeki mücadeleye hep beraber katkı sunmalıyız."

Irak'tan PKK'yı kızdıracak açıklama Irak'tan PKK'yı kızdıracak açıklama Irak'tan PKK'yı kızdıracak açıklama

Irak'tan PKK'yı kızdıracak açıklama


Ferit ASLAN / DİYARBAKIR, (DHA) -

KUZEY Irak’ın Erbil Kenti’nde gerçekleştirilen ’Mahabat Kürt Cumhuriyeti Anma Konferansı’nda, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, 3 yıldır yapılması konuşulan ancak sürekli ertelenen ’Kürt Ulusal Konferansı’nı gündeme getirdi. Barzani, konferansın yapılması için PKK’nın iyi niyet gösterip silahlı mücadeleyi durdurması ve sorunun çözümü için artık siyaset ve diyalogu tercih ettiğini göstermesi gerektiğini söyledi. Demirtaş da, konferansın hayati önemde olduğunu ve artık ertelenmemesi gerektiğini savundu.

Kuzey Irak’ın Erbil Kenti’nde düzenlenen Mahabat Kürt Cumhuriyeti Anma Konferansı’na katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bölgesel Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, 3 yıldır yapılması planlanan ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen Kürt Ulusal Konferansı’nı gündeme getirdi.

Yönetime yakın Peyamder adlı internet sitesinde yeralan habere göre konferansta konuşan Barzani, Kürdistan’ın dört parçasından davetlilerin katılımı ile Muhabat Cumhuriyeti Anma Konferansı yapabiliyorsa, Kürt Ulusal Konferansı’nın da bu yıl yapılabileceğini söyledi. Barzani şöyle konuştu: "Eğer PKK’nın iyi niyet gösterip savaşı durdurarak barış için siyaset yapma ihtimali varsa, bu yıl her parça Kürdistan’dan davetliler ile Kürdistan Ulusal Konferansı yapılabilir. Bu konferansta, Kürtler dünyaya ve komşu devletlere çalışmalarını siyaset ve diyalog üzerine kurduklarını söyleyecek ve PKK da silahlı mücadeleyi bırakacak" dedi.

DEMİRTAŞ: KONFERANS YAPILMALI


Daha sonra kürsüye gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtçe’nin Kurmanci lehçesini iyi konuşamadığını, ana dilinin Zazaca olduğunu belirterek, ilk kez hazırladığı metinden Kürtçe konuştu. Suriye’deki gelişmelere değinen ve buradaki Kürtlere destek olunması gerektiğini söyleyen Demirtaş şunları şöyle dedi: "Tüm Kürt hareketleri ve temsilcileri bu sorumlulukla hareket etmeli ve tarihin üzerine farz kıldığı bu sorumluluğu yerine getirmelidir. Bunun için bir an önce ulusal konferans yapılmalı ve bir daha ertelenmemelidir. Bu bizim birliğimiz için hayati önemdedir. Tüm Kürdistan halkı için başarılar diliyorum ve bu konferansın Kürt ulusal birliğine destek ve vesile olmasını diliyorum."

İstanbul'da Molotof Terörü

İstanbul'da Molotof Terörü

İstanbul'da Molotof Terörü
Okmeydanı'nda yüzleri maskeli bir grup halk otobüsüne ve 2 markete molotoflu saldırı düzenledi.


'Yüz Hatlarım Artık Daha Düz'
Okmeydanı'nda yüzleri maskeli bir grup halk otobüsüne ve 2 markete molotoflu saldırı düzenledi. 

Şişli Okmeydanı Darulacaze Caddesi üzerinde içinde yolcuları bulunan bir halk otobüsünü durduran yüzleri maskeli bir grup molotofkokteyliyle saldırdı. Saldırı sonrası panik içerisinde yolcular, şoför tarafından tahliye edilirken, alev alev yanan otobüsü olay yerine çağrılan itfaiye ekipleri söndürdü. Olayı anlatan otobüs şoförü Mustafa Çar, "Otobüsü durdurdular. Yüzleri maskeli 10-15 kişi vardı. Yolcuları indirmemi istediler daha sonrada molotoflarla saldırdılar " dedi. 

Öte yandan yine Okmeydanı şark kahvesi mevkiinde içerisinde müşterilerin olduğu belirtilen 2 markete de saldıran maskeli grup ara sokaklara kaçarak izlerini kaybettirdi. Ölen ya da yaralananın olmadığı saldırılarda maddi hasar meydana geldi. Olay sonrası çok sayıda polis ekibi bölgeye sevk edilirken, polis ara sokaklarda şüpheli şahısları arama çalışmalarına devam ediyor. 

POLİSE SES BOMBALI SALDIRI 

Sultangazi'de çevreye molotofkokteyli ve taş atan terör örgütü yandaşları, müdahale eden polise ses bombası attı. 

Karayolları Mahallesi'nde yaklaşık 20 kişilik terör örgütü yandaşı, çevreye molotofkokteyli attıktan sonra çöp konteynırlarını devirip yolu kapattı. Yasa dışı gösteri yapan gruba çevik kuvvet polisi biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Ara sokaklara kaçan göstericiler polise ses bombası attı. Olaylarda atılan molotofkokteylerinden zarar gören zırhlı polis aracı olay yerine gelen çekiciyle kaldırılırken, görgü tanıkları yanan aracın kovalarla su dökülerek söndürüldüğünü söyledi. İnceleme yapan polis ekipleri, şahısları yakalamak için çalışma başlattı. 

19 Şubat 2012 Pazar

'Kürtlerin haklarını elde etme zamanı gelmiştir'

'Kürtlerin haklarını elde etme zamanı gelmiştir'
'Artık Kürtler’in haklarını elde etme zamanı geldiğini' söyleyen Mesut Barzani, ''Kürt sorununun barışçıl yollar çözülmesi gerekiyor. Eğer biz barışa el atarsak önemli bir kazanım olur'' diye konuştu.



İran’da, 1946 yılında kurulan ancak aynı yıl İran ordusu tarafından yıkılan Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle Kuzey Irak Erbil kentinde konferans düzenlendi.

Konferansa, Bölgesel Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani’nin yanı sıra, Barzani’nin davetlisi olarak BDP Genel başkanı Selahattin Demirtaş, DTK başkanı Ahmet Türk, bağımsız Milletvekilleri Leyla Zana, Aysel Tuğluk, BDP Milletvekilleri Sırrı Sakık ve Nazmi Gür de katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Bölgesel Kürt yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Kürdistan Cumhuriyeti’nin tarihi ve önemi üzerinde konuşarak, artık Kürtler’in haklarını elde etme zamanı geldiğini ve bu konuda karar almaları gerektiğini söyledi. Mesut Barzani, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün gerçekler açığa çıkarmıştır ki, Kürt sorununun barışçıl yollar çözülmesi gerekiyor. Eğer biz barışa el atarsak önemli bir kazanım olur. Eğer diyalog yolunu seçersek komşu ülkeler ile uzun süreli ilişkiler olacak. Kürdistan’ın her parçasının kendine özgün özellikleri var ve hepsinin kendini kaderlerini tayin etme hakkı bulunuyor. Bazı satılmış kişilerin şu an Kürt tarihini karıştırmaya yönelik çaba içerisinde oldukları görülüyor. Biz bunların kim olduklarını ve ne yapmaya çalıştıklarını biliyoruz."


BDP, TALABANİ VE BARZANİ İLE GÖRÜŞECEK

Mesut Barzani’nin davetlisi olarak Erbil’de bulunan BDP Genel başkanı Selahattin Demirtaş ve DTK Başkanı Ahmet Türk başkanlığındaki BDP ve DTK heyetinin konferanstan sonra Irak Devlet başkanı Celal Talabini ve bölgesel Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani ile ayrı ayrı görüşecekleri belirtildi.

17 Şubat 2012 Cuma

Terör örgütü PKK diploma dağıtıyor

Terör örgütü PKK diploma dağıtıyor


Terör örgütü PKK diploma dağıtıyor. Diyarbakır'da ölü ele geçirilen teröristin üzerinden çıkan sözde belge şaşırttı.

PKK akademi kurmuş, diploma dağıtıyor. Diyarbakır'da 150 kiloluk bombanın ele geçirildiği operasyonda ölü ele geçirilen teröristin üzerinden sözde 'diploma' çıktı.

Şüpheli araca, polis ve askeri helikopter tarafından operasyon düzenlenmişti. 13 Şubat 2012 günü hava destekli operasyonla ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. Operasyonda öldürülen Zindan kod adlı terörist İ.A.'nın, 26 Aralık 2011 tarihinde Bismil ilçesinde görevli güvenlik güçlerine ateş açarak polis memurunu şehit eden teröristlerin bağlı olduğu grubun sorumlularından olduğu kaydedildi.




Operasyonda, 150 kiloluk bomba düzeneğinin yanı sıra teröristlere ait 4 adet Kaleşnikof marka silah, 5 adet el bombası, tuzaklanmış bomba düzeneği, bol miktarda şarjör, fişek ve doküman ele geçirildi. Operasyon sayesinde büyük bir facianın eşiğinden dönüldü. Uzmanlar, bombanın yüzlerce metre uzaklıktan pek çok binayı yıkabilecek güçte olduğunu belirtti. Araçtan sağ olarak ele geçirilen terörist, ifadesinde, bombayı Mersin ve Diyarbakır'da kullanmak istediklerini itiraf etti.

Operasyonda ölü geçirilen teröristin üzerinden, örgütün düzenlediği sözde akademi mezuniyet diploması şeklinde kağıt çıktı.

Suriye PKK'ya resmen kucak açtı

Suriye PKK'ya resmen kucak açtı

PKK, Suriye'de yol kontrollerine başladı Terör örgütü PKK'nın Suriye'ye yerleşmesi ve Baas rejimi lehine yaptıkları, Kürtçe yayın yapan internet sitelerinden avestakurd.net tarafından yayınlanan bir fotoğrafta daha iyi anlaşılıyor.

Sitenin haberinde PKK'nın silahlı militanlarının Demokratik Birlik Partisi bünyesinde Afrin şehrine dağıldıkları belirtiliyor.

Haberde silahlı PKK'lıların birçok yerde yol kontrolleri yapıp üst araması yaptıkları belirtiliyor. Haberde PKK'lıların çoğu zaman halkı tehdit ettikleri, bu yüzden halkın zaman zaman yolunu değiştirmek zorunda kaldıkları belirtiliyor. Suriye'nin Afrin şehri Hatay ile Kilis'in hemen karşısında bulunuyor.

16 Şubat 2012 Perşembe

BDP'li Başkan Yardımcısı gözaltında!

BDP'li Başkan Yardımcısı gözaltında!
MARDİN’in Nusaybin İlçesi Belediye Başkan Yardımcısı BDP’li Saliha Cabadak’ın evinin bahçesinde yapılan aramada, saplar arasına gizlenmiş her biri 2-2.5 kilo ağırlığında 3 zaman ayarlı bomba bulundu

Sabiha Cabadak ile ağabeyi Derviş Cabadak gözaltına alındı. Mardin Valiliği, Nusaybin İlçesi Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan alınan kararla Nusaybin Belediye Başkan Yardımcısı BDP’li Saliha Cabadak’ın Yenişehir Mahallesi’ndeki evinde arama yapıldığını açıkladı. Mardin ve Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin dün saat 22.00 sıralarında düzenlediği operasyonda Cabadak’ın ev ve evin bahçesinde detaylı arama yapıldı.

Mardin Valisi Turhan Ayvaz, evin bahçesinde zaman ayarlı 2-2.5 kilo ağırlğında zaman ayarlı 3 bomba ele geçirildiğini açıkladı. Vali Ayvaz, şu açıklamayı yaptı:


"Evin bahçesinde yapılan aramada; bahçenin arka kısmında küçük kümes olarak kullanılan yerin yanında bulunan ve yakmak amacı ile biriktirilen pamuk bitkisinin sapları arasına gizlenmiş halde bulunan kırmızı- siyah desenli poşet içerisinde mavi bir poşet bu poşetin içinden de fermuarlı ağzı kapalı örgü çuval bulundu.

Bu çuvalın içerisinde bulunan şeffaf poşet içerisinde üzerinde beyaz renkli mavi kapaklı plastik kutu üzerinden; yaklaşık 5x10 santim ebatlarında ’30 dakika zamanlı bomba’ ibaresi ile başlayan ve ’Serkeftın’ (başarılar) ibaresi ile biten bilgisayar yazımı 11 maddelik kullanım talimatı yazılı bulunan doküman elde edilmiş, söz konusu plastik kutuda patlayıcı madde olabileceği ve dokümanda 30 dakika zamanlı bomba ibaresi göz önünde bulundurularak bomba imha ve inceleme uzmanlarınca bomba kıyafetleri giyilmek sureti ile dokümanda belirtilen 30 dakikanın geçmesinden sonra söz konusu plastik kutu açıldığında içerisinde elektronik devreler ve devreye bağlı elektrik kapsül irtibatı bulunan patlayıcı olduğu değerlendirilen her biri yaklaşık 2-2.5 kg ağırlığında 3 zaman ayarlı bomba tespit edilmiş, gerekli incelemelerinin yapılabilmesi için bomba imha ve inceleme uzmanları ile Olay Yeri inceleme Grup Amirliği görevlilerine teslim edilmiştir."

Gözaltına alınan Sabiha Cabadak ile ağabeyi Derviş Cabadak, Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürek, haklarındaki soruşturmaya başlandı.

Operasyonun görüntüleri dağıtıldı

Operasyonun görüntüleri dağıtıldı
Bestler-Dereler mevkiinde geçtiğimiz günlerde etkisiz hale getirilen teröristlerin dağda ulaşım için katırlardan yararlandıkları belgelendi. Genelkurmay Başkanlığı, geçtiğimiz günlerde 15 teröristin etkisiz hale getirildiği Bestler-Dereler operasyonu ile ilgili fotoğrafları internet sitesine koydu.


Genelkurmay Başkanlığı, Şırnak’ta 15 teröristin silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirildiği Bestler Dereler operasyonuna ilişkin fotoğrafları yayınladı.

Genelkurmay Başkanlığı, 13-14 Şubat’ta Bestler Dereler Bölgesinde yapılan operasyona ilişkin fotoğrafları internet sitesine koydu. Operasyona ilişkin fotoğraflarda arazinin genel görünümü, iz takip takip köpeklerinin arama yapması, teröristlere ait sığınaklar, silahlar, mühimmatlar ve günlük eşyalar yer alıyor.

5 odalı sığınak
Operasyonun görüntüleri dağıtıldı
Ayrıca operasyon bölgesine ilişkin harita ve 5 odalı bir terörist sığınağına ilişkin krokiler de Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesine konuldu. Sığınağın bir odası terzihane olarak kullanılırken, bir odasında örgütsel dokümanlar ve siyasi eğitim malzemeleri bulunuyor. Sağınakta ayrıca soba, bol miktarda odun ve jeneratör de bulunuyor.
Operasyonun görüntüleri dağıtıldı

23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'na bağlı Jandarma Komando Birlikleri, Jandarma Özel Harekat Birlikleri ile Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Kara Havacılık Komutanlığı unsurlarının katılımıyla icra edilen operasyonda 15 terörist silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirilmişti.
Operasyonun görüntüleri dağıtıldı

15 Şubat 2012 Çarşamba

Aysel Tuğluk direnişe çağırdı

Aysel Tuğluk direnişe çağırdı
VAN Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan'a tecridin kaldırılması ve görüşmelere başlanmasını istedi.


Tuğluk, ülkenin iç savaşın eşiğine getirildiğini ileri sürüp, "Bu özgürlük mücadelesi, bu varolma mücadelesi, bu kimlik mücadelesi bedelsiz olmuyor. Ama biz söz verdik. Şehitlerimize söz verdik. Ya özgürlük, ya özgürlük dedik. Sayın Öcalan özgürleşinceye kadar, halkımızın demokratik, meşru hakları, statüsü tanınıncaya kadar ödenmesi gereken hangi bedel varsa, onurumuz için, geleceğimiz için ödeyerek mutlaka gerçekleştireceğiz.

Söylenmesi gereken sözlerin, yapılması gereken eylemin gunleridir. Hepinizi direnişinizi yükseltmeye çağırıyorum" dedi. Tuğluk'un konuşmasının ardından dağılan gruplar polisle çatıştı.Diyarbakır'da BDP'lilerin Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinin 13'üncü yıldönümü nedeniyle Koşuyolu Parkı'nda yapmak istedikleri basın açıklamasına polis valilik kararını gerekçe göstererek izin vermedi. Park çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, BDP'liler Büyükşehir Belediyesi Konukevi önünde toplandı.


AYSEL TUĞLUK: GELİŞTİRECEĞİMİZ HER TEPKİ, HER İSYAN MEŞRUDUR

Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, konukevi önünde toplananlara bir konuşma yaparak, açıklama yapmalarının engellenmesini kınadı. Tuğluk, "Şunu çok iyi bilsinler ki, Amed bu mücadelenin yarattığı bir halktır. Amed halkı sizin bu zulmünüze, bu faşizminize karşı direnecektir. Sonuç alamayacaksınız bu politikalarınızdan. Halkımızın mücadelesini yok sayan, demokrasi mücadelemizi tanımayan bu zihniyete karşı geliştireceğimiz her tepki, her isyan meşrudur. Bugün 15 Şubat, bugün Kürt halkı için kara bir gün. Sayın Abdullah Öcalan'ın komployla, binbir hileyle, entrikayla, uluslararası dünya güçlerinin işbirliğiyle tutuklanarak İmralı'ya getirilmesinin 13'üncü yılı. Biz 15 Şubat komplosunu yapan, bunun arkasında olan bütün dünya güçlerini, Avrupa'yı, Amerika'yı ve bu tablonun gerçekleşmesinde rol sahibi olan herkesi, her kesimi şiddetle kınıyoruz"dedi.

'ÖCALAN'IN FARKLI BİR KARARI OLSAYDI, BU COĞRAFYA CEHENNEME DÖNEBİLİRDİ'

Tuğluk, asıl meselenin bu komployla ne yapılmak istendiği olduğunu söyleyerek, "1999 yılında komployu düzenleyen güçlerin bir tek amacı vardı. O'da Kürt - Türk çatışmasını yaratmaktı. Dolayısıyla halklarımıza, bu coğrafyaya kurulmuş bir tuzaktı. Sayın Öcalan yaşadığı bu komploya rağmen tercihini savaşta kullanmadı.Tercihini halkların barışından yana kullandı ve o günlerde farklı bır kararı olsaydı bu coğrafya cehenneme dönebilirdi. Sayın Öcalan 'barış' dedi, 'halkların kardeşliği' dedi. Şunu çok iyi bilsinler ki; başka bir lider olsaydı belki bunu yapmayacaktı. Barışa inandığı için bunu yaptı. Tek çözümün barıştan geçtiğine inandığı için bunu yaptı. Sayın Öcalan'ı bu sağduyulu yaklaşımı nedeniyle, bu barışçıl yaklaşımı nedeniyle, aslında o günlerde Türkiye bir uçurumdan döndürüldü" dedi.

'SAYIN ÖCALAN BİR REHİNE OLARAK DEVLETİN ELİNDE TUTULUYOR'

Bugün devletin, Ak Parti iktidarının uyguladığı politikanın bir imha ve inkar politikası olduğunu ileri süren Tuğluk, Öcalan'a tecrit uygulandığını söyledi. Tuğluk, "Bakın 13 yıldır zaten tek kişlik bir hücrede dışarıyla iletişim olanakları kapatılmnış, adeta nefessiz bir yerde tutulan Sayın Öcalan bir rehine olarak devletin elinde tutuluyor. Bu da yetmedi, yaşam koşullarını, siyaset yapmasının önünü açması gerekirken devlet, yeniden Sayın Öcalan'a 7 aydır tüm görüşmeleri kesmiş durumda. Ne avukatlarıyla, ne ailesiyle görüşme imkanı tanınmıyor.Bu yeni bir imha ve inkar politikasıdır. Bununla amaç Kürt halk önderinin, halkıyla olan bağını koparmaktır, sesini kısmaktır ve Kürt halkını iradesiz bırakmaktır. Yürütülen savaş, bu amaçla yürütülüyor. Şunu çok iyi bilin ki, Sayın Öcalan bu hesaplaşmaya karşı bir direniş yürütüyor. Biz ne pahasına olursa olsun, Sayın Öcalan'ın bu direnişinin arkasında duracağız. Bu direnişi yükselteceğiz. Kürt halkı Sayın Öcalan'ın üzerindeki baskının ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. O nedenle halkımız şunu diyor; 'Barış olacaksa Sayın Öcalan'la olacak diyor. Özgürlük olacaksa Sayın Öcalan'la olacaktır"

'SİZ YOK ETMEYE KALKTIKÇA KÜRT HALKI DAHA FAZLA VAR OLACAK'

Tuğluk, sahte önderlikler yaratarak, birilerini bu halkın önderi gibi göstermeye çalışarak Öcalan'sız ve PKK'sız çözum arayışlarına halkın yanıt vereceğini söyledi. Tuğluk, "Eger Kürt sorununun demokrasi ve barışçıl çözümü isteniyorsa bu Sayın Öcalan'la diyalogdan geçer. Başka bir şey aramayın, başka bir muhatap aramayın.Bunu kabul etmeyecegiz. Sayın Öcalan bu halkın iradesidir. Sayın Öcalan emektir, mücadeledir, Sayın Öcalan fedakarlıktır, direniştir. Bu halk kendini orada görüyor, herkes buna saygı duymalıdır. Devletin önünde, Ak Parti iktidarının önünde iki seçenek var.Ya bu halkı iradesiyle tanıyacak, lideriyle tanıyacak ve bir diyalog ve müzakere sürecini başlatacak.Oluşturulan, devlete sunulan, Sayın Öcalan tarafından 3 yıllık görüşmeler sonucunde açığa çıkan protokoller çerçevesinde yeniden bir müzakere sürecini başlatacak ve karşılıklı pratik adımlarla bu süreç barış ve demokratikleşme sürecine doğru evirilecek.Ya da bugün yaptıkları gibi faşizmde ısrar edecekler. Yok etmede ısrar edecekler ve otoriteleşecekleşler . Buradan bir kez daha söylüyoruz. Siz faşizm uyguladıkça, siz yok etmeye kalktıkça Kürt halkı daha fazla var olacak ve mücadelesinde degerlerinden ve öncüsünden vazgeçmeyecektir"

'DİRENİŞE ÇAĞIRDI

Başbakan Erdoğan'a isim vermeden seslenen Tuğluk, Öcalan'la görüşmelere başlanmasını istedi. Tuğluk, şöyle dedi:"Uyguladıgınız politika, politika değildir. Bu ülkeyi iç savaşın eşiğine sürüklüyorsunuz. Şuna birileri sizi inandırmışsa, bu halkı bastırırız, bu halkı tutuklayarak,cezaevine atarak, dağda öldürerek bu mücadeleyi bitiririz diyorlarsa sizi yanıltıyorlar. Bu sonuçsuz bir politikadır. Bu ülkede kanın akmasını istemiyoruz. Türk ve Kürt gençlerinin yaşamını kaybetmesini istemiyoruz. Artık yeter diyoruz. Bu kan dursun diyoruz. Bunun için, yeni bir çatışmayı önlemek için, derhal Sayın Öcalan'la görüşmeler başlatılmalıdır. Böyle bir süreç gelişirse bunu destekleyeceğiz ve bu sürecin barışçıl çözüme evrilmesi için elimizden gelen her türlü çabayı ve özveride bulunacagımızı buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Bu özgürlük mucadelesi, bu varolma mücadelesi, bu kimlik mücadelesi bedelsiz olmuyor. Ama biz söz verdik. Şehitlerimize söz verdik. Ya özgürlük, ya özgürlük dedik. Sayın Öcalan özgürleşinceye kadar, halkımızın demokratik, meşru hakları, statüsü tanınıncaya kadar ödenmesi gereken hangi bedel varsa, onurumuz için, geleceğimiz için ödeyerek mutlaka gerçekleştireceğiz. Söylenmesi gereken sözlerin, yapılması gereken eylemin gunleridir. Hepinizi direnişinizi yükseltmeye çağırıyorum"

POLİS GAZ BOMBALARIYLA MÜDAHALE ETTİ

Basın açıklamasının ardından dağılan gruptan bazı kişiler yolu trafiğe kapatmak isteyince hareketli anlar yaşandı. Polis, yolu kapatan grubu Koşuyolu Caddesi'nden, Oryıl Kavşağı'na kadar koşarak takip etti. Sokak aralarına giren gruplar daha sonra Lezgin Avcı Caddesi'nde toplanarak ses bombası ve molotof kokteylli attı. Bunun üzerine polis Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ile caddeye ve bağlantılı sokaklara girerek göstericilere tazyikli su ve gaz bombaları ile müdahale etti.

POLİS, IPAD İLE OLAYLARI TAKİP ETTİ

Bu arada, Koşuyolu Parkı çevresinde güvenlik önlemi alan polis, şüpheli gördüğü kişilerin çantalarını kontrol etti. Bölgede görevli bir polis elindeki Ipad'den olay çıkan yerleri ve gündem konularını takip ederek meslektaşlarını bilgilendirdi. Polisin ilk kez böyle bir uygulama yaptığı ve olayları sokaktan Ipad kullanarak takip ettiği dikkat çekti.

PKK'ya nokta operasyonun istihbaratı ailelerden geldi

PKK'ya nokta operasyonun istihbaratı ailelerden geldi
Şırnak'ta öldürülen 15 PKK'lının yerini, çocukları örgüt tarafından dağa kaçırılan ailelerin söylediği belirtildi

 

Şırnak'ın Bestler-Dereler bölgesinde önceki gün başlayan ve iki askerin şehit olduğu operasyonda 10'u erkek 5'i kadın 15 terörist etkisiz hale getirildi. Operasyona ilişkin önemli bilgilere ulaşıldı. Bölge halkıyla PKK tarafından kandırılıp kaçırılan gençlerin ailelerinin verdiği bilgiler doğrultusunda, bölgede bulunduğu tespit edilen terörist grubun etkisiz hale getirilmesi için operasyon kararı alındı.

KOBRALAR DESTEK VERDİ
1.5 metreyi bulan kar kar ve şiddetli soğuk ortamında, Şırnak/merkez Bestler-Dereler bölgesinde geniş kapsamlı operasyon başlatıldı Komando birlikleri helikopterlerle teröristlerin barındığı değerlendirilen bölgeyi kuşatacak şekilde araziye indirildi. Teröristlerin barındığı sığınağın girişi kontrol altına alındı ve "teslim ol" çağrısı yapıldı. Teröristler ateşle karşılık verdi ve ilk temas esnasında, kaçmaya çalışan teröristler tarafından açılan ateş sonucunda iki asker yaralandı. Karşı ateşle teröristlerin bir kısmı etkisiz hale getirildi. Bu esnada bir bölük olay bölgesine takviye olarak helikopterle indirildi.Takviye olarak bölgeye sevk edilen diğer tim tarafından teröristlerle kısa süreli bir temas yaşandı. Çıkan çatışmalarda Jandarma Kıdemli Üstçavuş Murat Bayram ve Jandarma Uzman
Çavuş İbrahim Kurt şehit düştü. Yaralanan iki askerin tedavileri sürüyor Sığınak içerisinde başka teröristlerin olduğunun anlaşılması ve havanın da kararmasıyla, birlikler çatışma bölgesini kuşattı. Komandolar sabaha kadar sığınağı gözetlemeye devam etti ve teröristlerin kaçmasına izin vermedi. Dün sabah bölgeye takviye birlik gönderilerek arama faaliyetine devam edildi.


TERÖRİSTLERİN 5'İ KADIN
Öğleye kadar zaman zaman devam eden çatışmalar sonrasında tespit edilen banyo-tuvalet, mutfak-kiler, yaşam alanı, jeneratör-depo, özel oda bulunan sığınağın içerisi tamamen kontrol altına alındı. Bestler-Dereler grubu olduğu değerlendirilen 5'i kadın olmak üzere 15 terörist, silah, teçhizat, telsiz ve yaşam malzemesi ile birlikte ölü olarak ele geçirildi. Çok sayıda kanlı eylem yaptığı kaydedilen gurubun Abdullah Öcalan'ın yakalanma yıldönümü olan bugün saldırı hazırlığında oldğu iddia edildi.

SINIRDA HAREKETLİLİK
Öte yandan Hakkâri Çukurca hattında hava harekitliliği yaşandı. Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'ndan kalkan helikopterler, özel askeri birlikleri sınır boylarına taşıdı. 15 Şubat nedeniyle PKK'lıların sınır hattındaki karakollara saldırı girişiminde bulunabileceği istihbaratı üzerine, helikopterlerin sınıra hakim tepelere komando birlikleri indirdiği belirtildi

14 Şubat 2012 Salı

MİT ajanına infaz iddiası

MİT ajanına infaz iddiası
PKK, ‘Uludere’deki MİT ajanı’nı mı öldürdü?

 Mesud Barzani’nin Başkanı olduğu Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından yapılan bir açıklamada, PKK tarafından 3 kişinin kaçırıldığı ve 1 kişinin infaz edildiği bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklamada, PKK’nın Dohuk’un Zaho ilçesinde Musa Yunus Ebdila, Mihemed Şehwan, Sami Mihemed Tahir’in 29 Ocak’tan beri kayıp olduğu ve kendilerinden bir daha haber alınamadığı belirtildi. Daha sonra ise bu 3 kişinin PKK tarafından kaçırıldığının tespit edildiği, kaçırılanlardan Musa Yunus Ebdila’nın iki gün sonra öldürüldüğü ve cesedinin bulunduğu, diğer 2 kişinin de serbest bırakıldığı bilgisine yer verildi.

OLAY VE İSİM BENZERLİĞİ


Kuzey Irak’tan yapılan açıklamada verilen isimler ve olaylar, daha önce gündeme gelen “Uludere’ olayını hatırlattı. Türk jetlerinin bombalaması sonucu 34 kişinin hayatını kaybettiği olayda, PKK’nın içlerindeki MİT muhbirini tespit etmek için Uludere faciasını organize ettiği iddia edilmişti. Hatta Taraf gazetesinden Kurtuluş Tayiz, olayla 3 kişinin PKK tarafından alıkonduğu, Musa Yusuf adlı kişinin ise boğularak öldürüldüğünü, 2 kişinin de serbest bırakıldığını öne sürmüştü. Kuzey Irak’tan yapılan açıklamada ise öldürülen kişinin Musa Yunus Ebdila olduğu belirtildi.

BARZANİ’DEN BİR İLK: PKK’ya sert çıktı

Türkiye’nin PKK ile mücadelesinde Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi şimdiye kadar PKK’ya yakın durmakla suçlanmıştı. Hatta Talabani’nin ‘Bir Kürt kedisi bile vermem’ sözleri bu anlayışın simge sözü olmuştu. Ancak dünkü açıklamada PKK çok sert bir dille kınandı. Kürt yönetiminin İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Biz İçişleri Bakanlığı ve Irak Kürt Bölgesi Hükümeti olarak, PKK’ya mensup silahlı kişilerin sınır bölgelerindeki sivillere yönelik bu eylemlerini kınıyor, bunları insan hakları ilkelerine uymayan yasadışı hareketler olarak görüyoruz. Olayın incelenmesi ve faillerine karşı hukuki süreçlerin yürütülmesi için özel bir komite oluşturuldu. Herhangi bir kişi ya da grubun mahkemelerin görevini üstlenip, vatandaşlarımızı tutuklamasına ve öldürme emirlerini uygulamasına izin vermeyeceğiz. Kürt bölgesi yasal ve hukuki bir sistem tarafından idare edilen güvenli bir bölgedir, ilk ve son karar mahkemelere ve hukuk devletine aittir” denildi.

13 Şubat 2012 Pazartesi

Şırnak'ta çatışma: 2 asker şehit, 10 PKK'lı öldürüldü

Şırnak'ta çatışma: 2 asker şehit, 10 PKK'lı öldürüldü
ŞIRNAK’ın Uludere İlçesi kırsal kesiminde güvenlik güçlerinin düzenlediği hava destekli operasyonda, güvenlik güçleri PKK’lı teröristlerle sıcak temas sağladı. Saatlerce süren çatışmada Jandarma Kıdemli Üstçavuş Murat Bayram ile jandarma Uzman Çavuş İbrahim Kurt şehit oldu, 4 asker de yaralandı. 10 PKK’lı teröristin öldürüldüğü operasyonda çatışmaların yer yer sürdüğü belirtildi.


ŞIRNAK, (DHA)

Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Irak sınır kesiminde bir grup PKK’lının eylem hazırlığında olduğu istihbaratı yapan güvenlik güçleri, teröristlerin bulunduğu alanı tespit etti. Bugün öğlen saatlerinde Şırnak 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’nın sevk ve idaresinde bölgeye hava destekli geniş kapsamlı operasyon düzenlendi. Sikorksy helikopterlerle bölgeye indirilen özel eğitimli birlikler, kalabalık terörist grubuyla sicak temas sağladı. Çatışmada, 10 PKK’lı öldürülürken, Jandarma Kıdemli Üstçavuş Murat Bayram ile Uzman Çavuş İbrahim Kurt şehit oldu, 4 asker de yaralandı. Yaralı askerler helikopterle Şırnak Asker Hastanesi’ne götürülerek tedavi altına alındı.

Bölgeye sevk edilen takviye birliklerle teröristlerin kaçış noktaları tutulmaya çalışılırken, çatışmanın yer yer sürdüğü belirtildi. Kobra tipi helikopterlerin PKK’lıların bulunduğu ve kaçış alanlarını yoğun ateş altına aldı.
Osmaniyeli olan şehit 31 yaşındaki Çavuş İbrahim Kurt’un evli 2 çocuk babası, Erzincan nufusuna kayıtlı şehit Jandarma kıdemli Üstçavuş Murat Bayram’ın da Esra Bayram ile evli çiftin 3 yaşında Berke adında erkek çocukları olduğu öğrenildi.




ŞEHİT EVİNE ACI HABER ULAŞTI
 
ŞIRNAK’ın Uludere İlçesi kırsalında 10 teröristin öldürüldüğü çatışmada 31 yaşındaki Uzman Çavuş İbrahim Kurt’un şehit olduğu haberi, Osmaniye’nin Düziçi İlçesi’nde oturan annesine evine ateş düşürdü.
Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Irak sınır kesiminde bir grup PKK’lının eylem hazırlığında olduğu istihbaratı alan güvenlik güçlerinin yerlerini belirledikleri teröristlere hava destekli operasyon düzenledi. 10 teröristin öldürüldüğü çatışmada Uzman Çavuş İbrahim Kurt ile Kıdemli Üstçavuş Murat Bayram şehit oldu. Şehit Kurt’un Osmaniye’nin Düziçi İlçesi’nde oturan ailesine acı haber, şehidin meslektaşları tarafından telefonla ulaştırıldı. Daha sonra akşam saatlerinde Osmaniye’nin Düziçi İlçesi Merkez Mahallesi’nde oğlu İsa Kurt ile oturan anne Zeynep Kurt’a yetkililer tarafından oğlunun şehit olduğu haberi verildi. Aldığı haberle adeta yıkılan acılı anne’yi akraba ve komşuları başsağlığı ziyaretinde bulundu.
Fatma Kurt ile evli olan Şehit Uzman Çavuş İbrahim Kurt’un 3 yaşında Bengisu isimli bir kızı 6 yaşında Metin isimli bir oğlu olduğu öğrenildi. Şehit İbrahim Kurt’un babasının 2 yıl önce vefat ettiği 8 kardeşin en küçüğü olduğu bildirildi.
 

Askeri konvoya saldırı son anda önledi

Askeri konvoya saldırı son anda önledi
Diyarbakır Valiliği, içinde 150 kilo patlayıcı bulunan otomobil ve Çınar İlçesi Aktepe Köyü’nde 1 PKK’lının öldürüldüğü, birinin de yaralı olarak ele geçirildiği operasyonla ilgili yaptığı açıklamada, askeri konvoya saldırının son anda önlendiğini bildirdi. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak’ın yazıyı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 

"Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nce, PKK/KCK terör örgütü adına sözde Mardin Eyaleti Savur kırsal alanında faaliyet gösteren bir grup örgüt mensubunun işbirlikçileri vasıtasıyla bir araç temin ederek içerisine patlayıcı madde yerleştirmek suretiyle Diyarbakır-Bismil veya Diyarbakır-Mardin karayolu üzerinde güvenlik güçlerinin geçişi esnasında bombalı eylem gerçekleştirecekleri yönünde bilgiler elde edilmiştir. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün ilgili birimlerince; söz konusu patlayıcı düzeneklerle hazırlanan araçların hareket ettiğinin anlaşılması üzerine Diyarbakır’dan polis helikopteri ile Polis Özel Harekat Timleri araçların bulunduğu bölgeye hareket etmiş, Özel Harekat Polislerinin geldiğini gören bomba yüklü araç Mardin istikametine kaçmış ve bilahare terk edilmiş olarak bulunmuştur. Bomba yüklü aracı ve terk ederek kaçan terörist Mardin İl Emniyet Müdürlüğü’nce takip edilmektedir. Diğer taraftan söz konusu patlayıcı yüklü araç ve şahıslarla iltisaklı olduğu değerlendirilen başka bir araç Diyarbakır ilimizin Çınar İlçesi Aktepe Köyü istikametine kaçmış ve aracın köy civarına terk edilmesi üzerine helikopter ile Polis Özel Harekat kuvvetlerimiz anılan bölgeye sevk edilmiş, kaçan şahısları yakalamak amacıyla yapılan operasyonda çıkan çatışmada 1 terörist ölü, 1 terörist de yaralı olarak ele geçirilmiştir."
Vali Toprak, olayla ilgili biri işbirlikçi olmak üzere şüpheli görülen 5 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Açıklamada, teröristlerle birlikte, 1 Glocg marka silah, 4 Kaleşnikof marka uzun namlulu silah, 5 el bombası, bol miktarda fişek, patlayıcı düzenekleri ele geçirildiği kaydedildi. Konuyla ilgili geniş çaplı araştırma ve incelemenin sürdüğü belirtildi.

Polise atmaya çalıştığı molotofla kendisi yandı

Polise atmaya çalıştığı molotofla kendisi yandı
ADANA'da terör örgütü PKK lehine yapılan korsan gösteride polise molotof kokteyli atmak isteyen bir genç, benzin üzerine dökülünce kendini yaktı. Alevler içinde kalan genci, terör örgütü yandaşları söndürüp, bölgeden uzaklaştırdı.

Fatih KARAÇALI- ADANA- DHA

Terör örgütü PKK'nın ele başı Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanıp, Türkiye'ye getirilmesinin yıldönümü nedeniyle dün akşam merkez Seyhan İlçesi Gülbahçesi Mahallesi'ndeki toplanan yaklaşık 200 kişi, sloganlar atıp, barikat kurarak Obalar Caddesi'ni trafiğe kapattı. Korsan gösteri nedeniyle bölgeye çok sayıda polis gönderildi. Polisin dağılmaları için panzerlerden yaptığı anonslara aldırmayan göstericiler, molotof kokteyli, havai fişek ve taş atarak saldırdı.

Çevik kuvvet ekiplerinin gruba müdahalesi sırasında molotof kokteylini polise fırlatmak isteyen bir genç, şişenin içindeki benzin üzerine dökülünce alevler içinde kaldı. Molotof kokteyli ile tutuşan kimliği belirsiz gence yanındaki göstericiler müdahale etti. Yüzlerini bez parçalarıyla gizleyen kişiler, üzerlerindeki kıyafetleri çıkarıp, yanan genci söndürdü. Yaralı genç, göstericiler tarafından bölgeden uzaklaştırıldı. Panzerlerin desteğiyle Çevik Kuvvet Şubesi'ne bağlı ekiplerin müdahale ettiği göstericiler ara sokaklara girerek dağıldı.




Ağır yaralanan, ancak hiç bir hastaneye gitmeyen kimliği belirsiz genci aramaya başlayan polis, ölmeden tedavisini yaptırmak çalışmasını sürdürüyor.

PKK barınakları geceyarısı vuruldu!

PKK barınakları geceyarısı vuruldu!
Türk savaş uçakları önceki gece yarısı Zap ve Hakurk bölgelerinde insansız hava araçlarıyla tespit edilen PKK’ya ait iki barınak ve mağarayı vurdu. Daha önceki operasyon 3 Şubat’ta gerçekleştirilmişti

ANKARA Milliyet

TÜRK savaş uçaklarının önceki gece yarısı Zap ve Hakurk bölgelerinde insansız hava araçlarıyla tespit edilen PKK’ya ait iki barınak ve mağarayı tam isabetle vurduğu bildirildi. Operasyonda, örgütün Türkiye’deki militanları ile bağlantısının kesilmesi ve Türkiye’ye yönelik lojistik destek sağlamasının engellemesi amaçlandı.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada 11 Şubat gece yarısı PKK’nın Zap ve Hakurk’ta örgüte aiti iki barınak ve mağarayı tam isabetle vurduğu belirtilerek, “Irak’ın kuzeyinde yapılan keşif ve hedef analizi sonuçlarına istinaden, Zap ve Hakurk bölgelerinde tespit edilen bölücü terör örgütüne ait iki hedef grubu (barınak ve mağara), Türk Hava Kuvvetleri uçakları tarafından, 11 Şubat 2012 günü gece saatlerinde etkili olarak vurulmuştur. Görevlerini başarıyla tamamlayan uçaklarımız emniyetle üslerine dönmüşlerdir” denildi.




Diyarbakır merkezli
Operasyona katılan savaş uçaklarının Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü’nden kalktığı ve tam isabetle hedefleri vurduktan sonra bu üsse geri döndükleri öğrenildi. Operasyona gece görüş olanaklarına sahip 181. Pars Filo’nun katıldığı ve operasyon sırasında lazer güdümlü M-82 ve M-84 bombalarının kullanıldığı öğrenildi. Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre, hedefler bölgede faaliyet gösteren insansız hava araçlarıyla tespit edildi.


Lojistik üsler

Uludere kırsalında yine insansız hava araçlarıyla tespit edilen ve PKK’lı olduğu değerlendirilen 34 Türk vatandaşının katledilmesinin ardından Genelkurmay’ın hareket halindeki küçük gruplar yerine PKK’nın lojistik üslerine yönelik operasyonlara ağırlık vermesi dikkati çekti. Türk savaş jetleri son olarak 3 Şubat tarihinde Zap bölgesindeki üç PKK hedefini vurmuştu. Kısa aralıklarla gerçekleşen ikinci hava operasyonunda örgütün Türkiye’deki militanları ile bağlantısının kesilmesi ve Türkiye’ye yönelik lojistik destek sağlamasının engellemesinin amaçlandığı öğrenildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, geçtiğimiz ay Milliyet’e verdiği röportajda PKK’nın “savaş kışı” ilan ettiğini söylemişti.

12 Şubat 2012 Pazar

Kuzey Irak'a hava harekatı

 
Kuzey Irak'a hava harekatı
Genelkurmay Başkanlığı, Zap ve Hakurk bölgelerinde tespit edilen bölücü terör örgütüne ait iki hedef grubunun, Türk Hava Kuvvetleri uçakları tarafından, 11 Şubat 2012 günü gece saatlerinde etkili olarak vurulduğunu bildirdi.



TSK; Kuzey Irak'a hava harekatı düzenlendiğini açıkladı

1. Irak'ın kuzeyinde yapılan keşif ve hedef analizi sonuçlarına istinaden, Zap ve Hakurk bölgelerinde tespit edilen bölücü terör örgütüne ait iki hedef grubu (barınak ve mağara), Türk Hava Kuvvetleri uçakları tarafından, 11 Şubat 2012 günü gece saatlerinde etkili olarak vurulmuştur.

2. Görevlerini başarıyla tamamlayan uçaklarımız emniyetle üslerine dönmüşlerdir.



BDP'liler terörist cenazesine katıldı

BDP’liler terörist cenazesine katıldı
Bingöl’de öldürülen PKK’nın sözde Erzurum Bölge sorumlusu Mahir Başkale kod adlı Haşim Kaya, dün Van Başkale’de toprağa verildi


VAN DHA

500 kişi tarafından karşılanan cenazenin ilçeye gelmesi üzerine esnaf kepenk kapattı. Cenazeye BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, BDP Van İl Başkanı Cüneyt Caniş, BDP’li belediye başkanları katıldı. Kürtçe bir konuşmayapan Üçer, “Herkes iyi bilsin Kürdistan gençleri, önderleri, Kürt halkının özgürlüğü için sonuna kadar mücadele edecektir. Biz de var oldukça yaşamını yitiren gençlerin yolunda yürümeye devam edeceğiz” dedi.

9 Şubat 2012 Perşembe

Çukurca'da sabaha karşı şiddetli çatışma

Çukurca'da sabaha karşı şiddetli çatışma
Hakkari Valisi Muammer Türker, dün akşam Çukurca 49. sınır hudut taşından ilçeye sızmak isteyen bir grup PKK' lının askeri üst bölgeye saldırdığını saldırıda bir askerin şehit düştüğünü, 6 askerin yaralandığını bildirdi. Türker, çıkan çatışma sonucunda 1' i kadın 4 PKK 'lının l ölü olarak ele geçirildiğini söyledi


Serdar KARA/ÇUKURCA(Hakkari)

HAKKARİ'nin Çukurca İlçesi'nde gece saatlerinde çıkan çatışmlarda 1 asker şehit olurken, 6 asker de yaralandı. Çatışmalarda 1'i kadın 4 PKK'lı ise öldürüldü. .Dün gece Irak sınırındaki Çukurca ilçesindeki 49'uncu hudut taşından ilçe merkezine sızmaya çalışan bir grup PKK'lı, sınır bölgesindeki askeri üs bölgesine ağır silah ve roketatarlarla saldırdı. PKK'lları termal kameralarla tespit edilmesinin ardından sınır bölgesi, 20. Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı'na bağlı 49'uncu Hutud Taşının üs bölgesinde görev yapan asker tarafından bölge ateş altına alındı.


Şehit onbaşının babası: "Son olarak 2 gün önce telefonla konuştuk"

Hakkari’nin Çukurca ilçesindeki terörist saldırıda şehit olan jandarma onbaşı Metin Çetin’in Rize’deki ailesinin evinde yas var.

Teröristlerce Hakkari’de askeri birliğe düzenlenen saldırıda şehit olan 22 yaşındaki Metin Çetin’in Rize’de Yeniköy Mahallesi Siteler Sokak Belediye Evlerinde yaşayan ailesi, Vali Yardımcısı Mustafa Erkayıran, İl Jandarma Komutanı Albay Turhan Talu ve Rize Şehit Aileleri Derneği Başkanı Kemal Aksu’nun verdiği acı haber üzerine üzüntüye boğuldu.

Gözyaşlarına hakim olamayan baba Ahmet Çetin, oğlunun terhisine 75 gün kaldığını belirterek, "Ne yapalım, takdir böyle idi. Diğer oğlum askerden gelmeden bu oğlum askere gitmişti. Yaklaşık 2 yıldır ailemizde asker var" dedi.

Oğlunun liseyi bitirdikten sonra bir süre dershaneye devam ettiğini, ancak okumayacağnı belirterek askere gittiğini anlatan baba Çetin, şunları söyledi: "Acemi birliğini Hatay’da yapmıştı. Son olarak 2 gün önce telefonla konuştuk. ’Nasılsın’ dedim, ’iyiyim baba, kar var. Sigara içmeme izin vermiyorlar, zorlanıyorum’ dedi. Ben de doğrusunu yapıyorlar dedim. Dünyayı yıksak hainleri sevindireceğiz. Onun için bir şeye gerek yok. Vatana bir kurban da bizim olsun."

Bingöl'de PKK ile çatışma

Bingöl'de PKK ile çatışma... 9 PKK'lı öldürüldü, üçü yaralı..
Bingöl'de çıkan çatışmada öldürülen teröristlerden birinin PKK'nın Erzurum sorumlusu Haşim Kaya olduğu öğrenildi. Kaya'nın Tunceli'de 6 askerin şehit edilmesi eyleminin faili olduğu bildirildi. 

BİNGÖL'ün Ilıcalar Beldesi kırsalına kış üslenmesi için gelen PKK'lı grup ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, 9 PKK'lı ölü ele geçirilirken, çatışmada 2 PKK'lı yaralı, 1'i ise sağ olarak yakalandı.



Ilıcalar Beldesi kırsalında yer alan Kös ve Karev bölgeleri arasındaki Korik mevkiindeki mağara ve barınaklara kış üslenmesi için bir PKK'lı grubun geldiği istihbaratını alan güvenlik güçleri, dün gece bölgeye hava destekli operasyon başlattı. Güvenlik güçlerinin, "Teslim ol" çağrısına ateşle karşılık veren PKK'lılar ile girilen çatışma sonucu 9 PKK'lı ölü ele geçirilirken, 2 teröristin yaralı, 1'inin ise sağ olarak olarak yakalandığı öğrenildi. Bingöl Valiliği'nden konu ile ilgili şimdiye kadar bir açıklama yapılmazken, bölgede arazi arama ve tarama faliyetlerinin sürdüğü belirtildi.Yaralı 2 teröristin ise Bingöl Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındığı öğrenildi.

Diyarbakır Cezaevi'ne saldırı

Diyarbakır Cezaevi'ne saldırı
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan E Tipi Cezaevine havai fişek, molotofkokteyli ve el yapımı patlayıcılarla saldırı düzenlendi.

Emniyet Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, kimliği belirsiz kişilerce cezaevine giriş kapısına havai fişek, molotofkokteyli ve el yapımı patlayıcı atıldı.

Ölen ve yaralananın olmadığı olayda, bir el yapımı patlayıcı uzmanlar tarafından imha edildi.

Kaçan saldırganların yakalanması için çalışma başlatıldı.

Türkiye başa mı dönüyor ?

"Türkiye, Kürt meselesinde bugün ciddi bir eşiktedir"
Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, yanlış güvenlik politikaları ve PKK’nın devam ettirdiği silahlı hareketin yarattığı kaosun, Türkiye’yi bir çıkmaza soktuğunu savunarak, "Türkiye, bugün ciddi bir eşiktedir. Bu eşikten geçişin farklı yöntemleri ve stratejileri yoktur, bunun yolu demokratikleşmeden geçer" dedi.


Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Demokratikleşme Programınca düzenlenen "Türkiye Başa mı Dönüyor? Kürt Meselesinde 1990’lar ve Bugün" konulu panelde konuşan Öneş, dün ve bugün gelişen olaylar dikkate alındığında, Kürt meselesi dahil Türkiye’nin tüm meselelerinin, demokratik zihniyetin oluşturulması konusundaki üretim ve verimliliğe bağlı olduğunu söyledi.

Meselelere "Kürt sorunu" ve "Alevi-Sünni" gibi birbirinden ayırarak bakmadığını kaydeden Öneş, şöyle konuştu: "Mesele, Türkiye’nin demokratik standartlarıyla bağlantılı bir olaydır.  Türkiye’nin demokratik standartları yeterli şekilde geliştirilemediği, kurumsallaştırılmadığı, demokratik bir zihniyet oluşturulamadığı ve evrensel değerlerin şekillendirdiği demokrasi kavramı ve kurumsal yapılar sistem olarak özümsenemediği için, özellikle siyasal yapılarda bu özümsemenin eksikliği nedeniyle başta Kürt sorunu olmak üzere diğer temel sorunları çözemiyoruz. Kürt sorununu çözemediğimiz için de PKK gibi bir silahlı hareket 1970’lı yılların sonundan itibaren hayata geçen bir realite oldu. O günden bugüne uygulanan yanlış güvenlik politikaları ve PKK’nın devam ettirdiği silahlı hareketin yarattığı kaos, Türkiye’yi bir çıkmaz içine sokmuştur.


"Türkiye, bugün ciddi bir eşiktedir"

Türkiye, bugün ciddi bir eşiktedir." Öneş, bu eşikten geçişin farklı yöntemleri ve stratejileri olmadığını, bunun yolunun demokratikleşmeden geçtiğini ifade ederek, demokratikleşme sürecine beklenen ivmede girilememesi, partisel çıkarlar ve bazı engeller sebebiyle demokratikleşmedeki gelişimin sağlanamaması durumunda, kırılan ve zayıflayan vesayet sisteminin yeniden güçleneceğini söyledi. Öneş, "Böylesine bir yapı, ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrarı bozabilir ve bölgede gelişen riskler karşısında Türkiye yeniden bir kaosla karşı karşıya gelebilir" dedi. Devletin Kürt politikalarını değerlendirirken münferit olaylar üzerinden ya da sınırlı süreçlere bakılarak sonuçlar çıkarılmasının yanıltıcı olacağını vurgulayan Öneş, Kürt meselesine sadece güvenlik politikaları çerçevesinde yaklaşılmasının da doğru olmadığını kaydetti. Türkiye’nin Kürt meselesine Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren güvenlik boyutları çerçevesinde yaklaştığı, şekillendirdiği için bir çıkmazla karşı karşıya olduğunu anlatan Öneş "İçinde bulunulan süreçte geçmişin hatalarından arındırılmasına, insan haklarına önem verilmesine rağmen güçlendirilmiş yeni farklı güvenlik politikasıyla da sonuç alınmak istenmektedir ki, bundan bir sonuç çıkmayacaktır" diye konuştu.

"Kürt meselesi Osmanlı’nın mirası"
Öneş, Kürt meselesini "Osmanlı’nın mirası" olarak nitelendirerek, Türkiye siyasi iktidarlarının, Kürt meselesine çok boyutlu yaklaşımlar içerisinde hiçbir zaman bakmadığını, bugün de kapsamlı bir çözüm politikasına sahip olunmadığını savundu. 
Dönemsel gelişmeler içinde üretilen politikalardan sonuç alınamadığının yaşanarak görüldüğünü ifade eden Öneş, "Meselelere, geçmişten gelen birikimi dikkate alarak, 21. yüzyılın evrensel değerleriyle şekillendirilmiş bir demokratik zihniyet, düşünce, kurumsal yapılar ve hukukun üstünlüğünün çerçevelendiği bir devlet mekanizması içinde çözüm aramak durumundayız" dedi.  Öneş, ihtiyaç duyulan nitelikli demokratikleşme sürecini başlatacak bir anayasayı hayata geçirme konusunda iktidar partisine önemli bir sorumluluk düştüğünü belirtti.

"Demokratik özerkliği anlatamadık"
Avukat Feridun Yazar, Kürt sorununun polisiye tedbirle, dağda savaşmayla, tutuklama ile çözülemeyeceğinin açık ve net görüldüğünü ifade ederek, "Kürtler kendi arasında birlik sağlayabilir, ama bunun faydası da yoktur" dedi.  Yazar, AK Parti’nin iktidara geldiğinden bu yana verdiği umutların, umutsuzluğa dönüşmeye başladığını iddia etti.

"Medya Kürt sorunu konusunda sınıfta kaldı"
Milliyet Gazetesi Yazarı Hasan Cemal de medyanın 1980’lerden başlayarak Kürt sorunu konusunda sınıfta kaldığını belirterek, şöyle konuştu: "Medya kulağını sadece devlete vermiştir, buna karşılık yaşananlara gözünü kapatmıştır. Medyanın kırık notlarla dolu karnesi Türkiye’de aynı zamanda demokrasinin ve hukuk devletinin bugüne kadar ikinci sınıflığa mahkum kalmasında da önemli bir rol oynamıştır. Medyayı eleştirirken, kendimi de bunların içinde görüyorum ve kendimi de eleştiriyorum. Benim de karnemde kırık notlar çok olmuştur.
Bugünlerde yaşanan ifade vermeye çağrılmalar, devletin kurumları arasında yaşanmakta olan kaosun, bir yerde Türkiye’nin hukuk sorununu apaçık ortaya çıkardığını vurgulayan Cemal, "Türkiye’nin hukuk sorunu vardır ve hukuka ihtiyacı vardır. Türkiye hukuk devleti olmadığı için bu sorunlar yaşanmaktadır. Türkiye’de Kürt sorununu, barışçı çözüm yoluna oturtmadan, silah ve şiddetle bağını kopartmadan çözmek mümkün değildir" dedi.

"Adaletin Kıyısında" raporu tamamlandı

Paneli yöneten TESEV Demokratikleşme Programı Direktörü Dilek Kurban, "Sessizlik Bulutunu Dağıtmak: Yerinden Edilmişlik Hikayeleri Üzerinden Barışçıl Bir Ulusal Diyalog Yaratmaya Doğru" başlıklı proje kapsamında yayına hazırladıkları "Adaletin Kıyısında: ’Zorunlu’ Göç Sonrasında Devlet ve Kürtler" başlıklı raporun da tamamlandığını açıkladı. 
Dilek Kurban ile İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Mesut Yeğen tarafından kaleme alınan rapor, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un uygulamasını, Van örneği üzerinden inceliyor.
Rapordan yola çıkılarak SUFilm işbirliğiyle hazırlanan "Sulhname" adlı belgesel de İstanbul Kültür Sanat Vakfı Salonda bu akşam gösterilecek. Van merkez ve köylerinde çekilen "Sulhname" adlı belgesel, 1990’lı yıllarda köyleri boşaltılarak göçe zorlanmış olan bir milyonun üzerinde insanın zararlarının bir kısmının tazmini amacıyla 2004 yılında çıkartılan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yasa’dan yararlanan Kürtler ile devlet arasında imzalanan sulhnamelerin, toplumsal barışa ne ölçüde hizmet ettiğini sorguluyor.

6 Şubat 2012 Pazartesi

Diyarbakır'da polis aracına saldırı

Diyarbakır'da polis aracına saldırı
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, devriye görevi yapan zırhlı polis aracına ses bombalı saldırı düzenlendi.


AA

 

Sur ilçesine bağlı Balılçılarbaşı semtindeki Dört Ayaklı Minare çevresinde, bir ara sokaktan çıkan iki kişi, devriye görevi yapmakta polis aracına ses bombası atarak kaçtı. Olayda herhangi bir yaralanma veya can kaybı yaşanmadı.
 
Olay yerine giden takviye polis ekipleri, kaçan şahısları arama çalışmalarına başladı.

Lider adayları öldürüldü

Lider adayları öldürüldü
2010 yılında yakalanan 'Şervan Bozova' kod adlı Ramazan Demir, PKK'daki örgüt içi infazlara ilişkin önemli bilgiler verdi. Demir'e göre Haki Karer, Abdullah Kumral, Hikmet Fidan gibi PKK militanları Öcalan'la liderlik yarışında oldukları için öldürüldü. İnfazları araştıran savcılar, Ramazan Demir gibi yakalanan PKK'lıların ifadelerini yeniden inceleyecek.


2010 yılında yakalanan 'Şervan Bozova' kod adlı Ramazan Demir, PKK içinde örgüt elemanlarının çok kolay harcandığını söyledi. Demir, 'Siverek Direnişi' adlı grupta yer alan Mehmet Uzun, Ali Yaylacık ve Ahmet Ballı gibi isimlerin Abdullah Öcalan ile liderlik yarışında oldukları iddiasıyla infaz edildiklerini anlattı.
 
Diyarbakır'daki faili meçhul cinayet ve kayıp olaylarıyla ilgili soruşturma, terör örgütü PKK'nın iç infazlarına kadar uzandı. Özel yetkili savcılar, Ergenekon ve JİTEM gibi yapıların işlediği cinayetleri araştırırken, PKK'nın da kendi içinde binlerce kişiyi öldürüp faili meçhul bıraktığını tespit etti. Bu kapsamda güvenlik birimlerine teslim olan ya da yakalanan yüzlerce teröristin ifadesini ilgili Terörle Mücadele şube müdürlüğünden talep eden savcı, ifadeler doğrultusunda soruşturmaya yeni bir yön verecek. Edinilen bilgilere göre, özel yetkili savcının elinde 'Şervan Bozova' kod adlı terörist Ramazan Demir'in ifadesi de bulunuyor. Hakkâri Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne örgütün iç infazları ile ilgili bilgi veren Şervan Bozova, önemli açıklamalarda bulunuyor.
 
PKK'nın kurulmasında etkili bir rol oynayan Kemal Pir'in, Öcalan'ın talimatıyla Lübnan'da bulundukları bir dönemde örgütü toplaması için Türkiye'ye gönderildiğini belirten Demir, "Ancak Kemal Pir, Siirt'in Kozluk ilçesine bağlı bir köy yakınında arabayla Silvan'a giderken yolu askerler tarafından kesildi. Burada Öcalan'ın bir komplosu olduğu kırsalda konuşuldu. Daha sonra Pir, cezaevinde açlık grevindeyken öldü." açıklamasında bulundu. 'Agit' kod adlı Mahsum Korkmaz'ın da Irak'ın kuzeyinden 35-40 kişilik bir grupla Türkiye'ye gönderildiğini aktardı. Demir, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: "Bu grubun Gabar Dağı'nda üslenmesi ve kışı burada geçirdikten sonra eylemlerde bulunmaları talimatı verildi. Grup burada bulunurken bir pusuya düşürüldü. Agit, alnından tek kurşunla hayatını kaybetti. Aslında bu görevlendirmelerin Öcalan'ın bir komplosu olduğunu duydum. Çünkü Öcalan kendine rakip gördüğü kişileri farklı zamanlarda farklı yollarla infaz ettiriyordu."
 
Ramazan Demir'in ifadesinde yer alan örgüt içi infazlardan bazıları şöyle:
 
Faruk Bozkurt (Doktor Nasır): Örgüt içinde anlatılanlara göre silahlı mücadelenin her alanında yer almış. Öcalan yakalandıktan sonra, "Annem Türk'tür. Bana ne görev verirseniz yaparım." açıklamasından sonra teröristbaşına eleştiride bulununca bir mağaraya konulmuş ve işkence edilmiş. Açlık grevine giden Bozkurt, daha sonra Öcalan'ın talimatıyla kurşunlanarak öldürüldü.
 
Faysal Dunlayıcı (Kani Yılmaz): PKK'nın kurucuları arasında yer alır. 1980 askerî darbesinde tutuklanmış. 12 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1993 yılında örgüte yeniden katılmış. Öcalan, avukatlarına yaptığı açıklamada kendisinin Avrupa'da yer bulamamasının baş sorumlusu olarak Kani Yılmaz'ı görmüş. Bunun ardından 2006 yılında Irak'ta iki PKK ajanının arabasına yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Kandil'deki söylentilere göre ölüm emri İmralı'dan çıkarak avukatlar vasıtasıyla Karayılan'a ve adamlarına ulaştırılmış.
 
Ramazan Topbaş (Sarı İbrahim): 1978-80 yılları arasında örgüte katılmış. Örgütün kırsal faaliyetlerinde çok başarılı olmuş. "Şemdin Sakık'ın adamıdır" suçlamasıyla 2006 yılında Öcalan'ın İmralı'dan gönderdiği talimata dayanılarak Murat Karayılan'ın adamları tarafından vurularak öldürüldü.
 
Ali Rıza (Mehmet Çimen): 12 Eylül darbesinde 11 yıl Diyarbakır Askerî Cezaevi'nde kalmış. Tahliye olduktan sonra Suriye'ye giderek yeniden örgüt saflarına katılmış. Bekaa Vadisi'ne götürülen Çimen'e Öcalan'ın talimatıyla işkenceler edilmiş. Daha sonra banyo küvetinde üzerine asit dökülerek infaz edilmiş.
 
Nazima Aktürk: Küçük yaşta İstanbul'da PKK'ya katılarak örgütün kadın silahlı örgütlenmesi olan YAJK'da yöneticilik yapmış. Örgüt içi muhalefetten dolayı militanlar tarafından yakalandı. Daha sonra uzun bir süre tutuklu olarak sorguya çekildi. Suçlamaları kabul etmeyen Nazima Aktürk, başında bekleyen nöbetçinin silahıyla intihar etti.
 
Mustafa Çimen (Teyfik): 'Agit' kod adlı Mahsum Korkmaz'ın hem siyasî hem de askerî yardımcısı olarak görev yapmıştır. 1985 yılında bir çatışmada TSK'nın eline sağ geçince Öcalan tarafından hain ilan edildi ve hakkında ölüm emri çıkarıldı. Pişmanlık yasasından yararlanan Mustafa Çimen, 1990 yılında hapishaneden çıktıktan kısa bir süre sonra Urfa'da PKK militanları tarafından infaz edildi.
 
Hikmet Fidan: 
PKK, en büyük kırılmayı muhalif kanadın temsilcilerinden Hikmet Fidan'ın öldürülmesiyle yaşadı. Diyarbakır'ın Bağlar semtinde 6 Temmuz 2005'te ensesine sıkılan tek kurşunla öldürülen Fidan, Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) eski genel başkan yardımcısıydı.
 
 
Kaynak: Zaman

'Bilseydim onbaşı değil onbeş başı derdim'

'Bilseydim onbaşı değil onbeş başı derdim'
BDP lideri Selahattin Demirtaş, Genelkurmay Başkanı hakkında kullandığı 'onbaşı' ifadesi sonrası hakkında soruşturma açılmasına tepki göstererek, "Onbaşı sözünün bu kadar zorlarına gideceğini bilseydim onbeşbaşı derdim" dedi.

Partisinin İzmir İl Başkanlığınca düzenlenen dayanışma yemeğine katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasında, üzerlerindeki baskı arttıkça kendilerinin çok daha güçlü sahiplenildiğini söyledi.

Demirtaş, hükümetin, toplumu etkilemek için genelkurmay başkanına Kürtçe eğitimi uygun bulmadığına yönelik açıklama yaptırdığını iddia ederek, şöyle konuştu: “15-20 milyonluk Kürt nüfusunun anadilde eğitim yapıp yapmayacağına Genelkurmay Başkanı karar veriyor. Biz de onun yaptığı açıklamanın bizim nazarımızda hiçbir etkisi olmadığını, (Bir onbaşı kadar etkin vardır) sözleriyle anlatıyoruz. Bunu hakaret olarak algılıyor. Ne hakaret etme niyetim ne de böyle bir tarzım vardır. Gerçekten bu açıklamanın hiçbir etkisinin olmayacağını anlatmaya çalıştım. Bilseydim onbaşı bu kadar zorlarına gidecek, onbeş başı derdim. Niye bu kadar ağırlarına gitti, anlamış değilim.”


Genelkurmay Başkanlığının suç duyurusu sonucu Sultanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma açtığını ve kendisi hakkında “hakaret” suçundan yargılanması amacıyla fezleke hazırladığını belirten Demirtaş, “Müthiş bir hızla hemen fezlekeleri, soruşturmaları tamamlayıp gönderiyorlar. Neymiş, onbaşı demişim. Sen 34 kişiyi katletmişin. Adaletsizliği anlatabiliyor muyum? O ülkenin vatandaşı olan Kürtler sana nasıl güvenecek, nasıl inanacak adaletine, kalkınmana, partine, nasıl destek verecek? Vatandaşları kendi içinde ayrımcılığa tabi tutan zihniyet budur. Bize açılan soruşturmalar, şahsımıza açılan soruşturmalar değil, halkın iradesine yapılan saygısızlıktır” diye konuştu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in Kürtçe eğitimi uygun bulmadığına yönelik açıklamalarıyla ilgili, Selahattin Demirtaş'ın partisinin Sultanbeyli İlçe Örgütü'nce düzenlenen programda yaptığı konuşmada “Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın” sözleri üzerine, Genelkurmay Başkanlığının yaptığı suç duyurusu sonucu açılan soruşturmayı tamamlayan Sultanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığı, Demirtaş hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca, “hakaret” suçundan yargılanması amacıyla fezleke hazırlamış, fezleke, Demirtaş'ın milletvekili olması dolayısıyla Adalet Bakanlığına gönderilmişti.

3 Şubat 2012 Cuma

PKK çocuk ve ölüleri de kullanıyormuş!

PKK çocuk ve ölüleri de kullanıyormuş!
Terör örgütü, tuzağa düşürdüğü yaşları 8-12 arasında değişen 3 bin çocuğu çatışmalarda kullanmış.


Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi (UTSAM) tarafından yayınlanan “Çocuk Askerler: Psikolojik, Sosyal ve Fiziksel Sorunlar” isimli raporda PKK’da militan olarak kullanılan çocuklarla ilgili çarpıcı rakamlar ve bilgiler yer alıyor.

Hazırlanan raporda örgütte yüzde 10’u kız olmak üzere 3 bin çocuğun çatışmalarda kullanıldığı belirtiliyor. Raporda PKK’nın bir dönem çocuklardan oluşan bir Çocuk Taburu kurduğu ve bu tabura Zaroken Sehit Agit (Şehit Agit Çocuk Taburu) adı verildiği kaydediliyor.


EN KÜÇÜK PKK’LI 7 YAŞINDA

PKK içinde yaşları 8 ile 12 arasında değişen çocukların yer aldığı belirtilen raporda şu bilgiler dikkat çekiyor:

“Bugüne kadar bilinen en küçük PKK mensubu 7 yaşındadır. İngiliz Guardian gazetesine röportaj veren bir kadın terörist ilk çatışmaya girdiğinde sadece 13 yaşında olduğunu belirtmiştir. 1997’de Cudi Dağı’nda 14 yaşında Suriye kökenli bir kız çocuk asker yakalanmış ve bu çocuğun 13 yaşında örgüte katıldığı ifadesinden öğrenilmiştir.

1995 yılında Kuzey Irak’ta KDP (Kürdistan Demokratik Partisi) ile PKK arasındaki çatışmalarda 100 kadar PKK mensubu ölmüş, KDP kaynakları bunların arasında çok sayıda kız ve erkek çocuk olduğunu bildirmiştir. Hali hazırda PKK içinde çok sayıda çocuğun olduğu tahmin edilmektedir.”

Raporda, PKK’nın çocukları Güneydoğu illerinde düzenlediği protesto gösterilerinde ve eylemlerde kullandığına da yer veriliyor.

 

İŞKENCE DE VAR!

Kamplara 12- 15 yaşında kaçırılıp getirilen kızlar, erkeklerle aynı eğitime tabi tutuluyor. Bu eğitime dayanamayanlara ceza verilip 3- 4 gün aç ve susuz bırakılıyor.  (KAYNAK: TÜRKİYE GAZETESİ)

PKK ile mağarada çatışma...

PKK ile mağarada çatışma...

BATMAN'ın Kozluk İlçesi kırsal kesiminde polisin bir mağaya düzenlediği operasyonda 5 PKK'lı ölü olarak ele geçirildi.

Çatışmanın sürdüğü ve ölen PKK'lı sayısında artış olabileceği belirtildi.Batman Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Kozluk'un kırsal kesiminde bir mağarada PKK'lıların bulunduğunu belirledi.

Özel Harekat Timlerinin katılımıyla mağaraya sabaha karşı operasyon düzenledi. Güvenlik güçlerinin 'teslim ol' çağrılarına ateşle karşılık verilmesi üzerine çatışma çıktı. Çatışmada ilk bilgilere göre 5 PKK'lı öldürüldü.




Çatışmanın devam ettiği bölgeye takviye ekiplerin sevkedildiği öğrenildi. Çatışma sürürken, öldürülen PKK'lı sayısında artış olabileceği belirtildi.

Roj TV’ye bir darbe daha

Roj TV’ye bir darbe daha
Danimarka’nın en büyük bankası Danske Bank, Kopenhag Şehir Mahkemesi tarafından 10 Ocak’ta terör örgütü PKK’nın propogandasını yapmak, terörizmi ilerletmek ve terör örgütü tarafından finanse edilmekten 800 bin euro para cezasına çarptırılan ROJ TV’nin bankadaki tüm hesaplarını dondurdu

 Banka tarafından ROJ TV’ye gönderilen yazıda “teröre destek suçlaması ile karşı karşıya kalmamak” için böyle bir yola gidildiği belirtildi. ROJ TV, bundan böyle hesaplarından para çekemeyecek ve para yatıramayacak. ROJ TV’nin yayınları da aynı gerekçe ile uydu şirketi Eutelsat ve yan kuruluşu Eurobird tarafından kesilmişti.