28 Eylül 2012 Cuma

Teröristlerle halay çektiği ortaya çıkınca...

28 Eylül 2012 - 16:51 

Teröristlerle halay çektiği ortaya çıkınca...
İsveç'te anamuhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'de siyaset yapan Nusaybinli Evin Çetin'in terör örgütü PJAK kampında teröristlerle halay çektiği ortaya çıktı.


 
Expressen gazetesinin haberinden sonra Sosyal Demokrat Parti, Evin Çetin hakkında inceleme başlattı. Parti başkanı Stefan Löfven, iddiaların vahim olduğunu ifade ederek, "Partimizin, terörizmle anılan bir örgütle muhatap olması doğru değil. İncelemenin ardından gereken yapılacak" dedi.
 
Aynı partiden Meclis Savunma Komitesi Başkanı Peter Hultqvist ise "Evin Çetin hakkında soruşturma başlattık. Soruşturma sonuçlanana kadar Çetin'in üyeliğini askıya aldık" şeklinde konuştu.
 
İsveç 'te 2010 yılında yapılan seçimlerde milletvekilliğine aday gösterilen Evin Çetin Avrupa Parlamentosu seçimlerine de partisi tarafından aday gösterilmişti. Çetin, geleceğin parlak siyasetçilerinde biri olarak gösteriliyordu.


 
CİHAN

Yaralı asker borç parayla memleketinde döndü

28 Eylül 2012 - 12:27 
Yaralı asker borç parayla memleketinde döndü

İHA

Bingöl-Muş karayolunda 10 askerin şehit olduğu yaklaşık 70 askerin de yaralandığı PKK saldırısından yaralı kurtulan jandarma er Ramazan Arı, yaşadığı olayın şokunu hala üzerinden atamadı. Borç para bularak Elazığ’dan memleketine geldiğini söyleyen Arı, "Artık bir gürültü duysam kendimi yere atıyorum" dedi.




Memleketi Mersin'in Mut ilçesine gelen Ramazan Arı, yaşadığı dehşet dolu anları İHA muhabirine anlattı. Olayın hala şokunu üzerinden atamayan Arı, babasını 8 yıl önce kaybettiğini belirterek, "5 kardeşiz ve ailenin en küçüğüyüm. Şu an psikolojik çökmüş durumdayım. Allah kimseye böyle bir olay yaşatmasın" diye konuştu, İzni bittikten sonra Mut’tan Elazığ’a gittiğini orada 4–5 gün kaldık sonra toplandıklarını anlatan Arı, şöyle devam etti: "3 otobüs ve 2 adet minibüs toplam 200 asker yola çıktık. Her otobüste eli silahlı 6–7 asker vardı. Benim bindiğim araç ilk araç olarak yola çıktı. Araç konvoyunun önünde ve arkasında birer tane kobra vardı. Elazığ’dan Bingöl’e geldik, yarım saat mola verdik. Moladan sonra yola çıktık. Sonra aradan 15 dakika geçmedi benim bindiğim araçta bir patlama oldu. Herkes otobüsün içerisinde yere yattı. Üzerimize ağır silahlarla ateş ediliyordu. Ardından iki patlama daha oldu etrafıma baktığımda otobüsün içerisi kan revan içindeydi. Çok kötüydü. Allahım kimseye yaşatmasın kötü bir psikoloji. Sonra araç yanmaya başladı. Araç yanarken biz dışarıya çıkmaya çalıştık ve araçtan atlayarak yol kenarındaki şarampole siper aldık. Yanımda ağır yaralı arkadaşlar vardı. O yoldan geçen sivil araçları durdurup araçlara taşıdık" dedi.

Olayın şokunu hala yaşadığını söyleyen Arı, "Memleketim Mut ilçesinde bile yolda giderken pat diye bir ses gelse hemen kendimi yere atıyorum. Allah kimseye böyle bir olayı başına vermesin" dedi.

Olaydan sonra hastanede bir gün yattığını söyleyen Arı, "Vali ve komutanlar bizi ziyaret etti" dedi.

Daha sonra helikopterle Elazığ’a getirildiklerini söyleyen Arı, "Memlekete gelmek için cebimde beş kuruş dahi yoktu. Mecburen gelmek için Elazığ’da tanıdığım bir hocam vardı. Ondan borç yol parası aldım ve o parayla memleketime gelebildim. Hocamda olmasa memlekete gelmek için bilet param dahi yoktu" dedi.

Kadın subay dondu kaldı

28 Eylül 2012 - 09:42 
Kadın subay dondu kaldı
TUNCELİ’de askeri araca uzaktan kumandalı bombayla yapılan saldırıda şehit düşen 6 askerden biri olan 23 yaşındaki jandarma er Fatih Küçükterci, Denizli’nin Tavas İlçesi’nde 10 bin kişinin katıldığı bir törenle toprağa verildi. 
Şehidin cenazesi ilçeye getirilirken bin kişilik grup şehidin evine kadar ellerinde Türk bayraklarla yürüdü; şehidin cenazesi, kalabalık nedeniyle evinin önünde cenaze aracından indirilemedi. Şehidin ağabeyi İsmail Küçükterci cenaze aracını yumruklarken, şehidin ablası Kadriye Boyacı, kadın binbaşının kendisini teselli etmesine izin vermedi.



Osman Nuri BOYACI- Ramazan ÇETİN Hüseyin BAYBARS/ TAVAS, (Denizli) (DHA)-

 

Terhisine 57 gün kala şehit olan jandarme er Fatih Küçükterci’nin cenazesi Tavas İlçesi’nde önce Yaka Mahallesi’ndeki evine getirildi. Cenaze getirilmeden önce bin kişilik grup ilçe meydanından yürüyerek şehidin evinin önüne geldi. Grup burada tekbir getirip İstiklal Marşı okudu. Grupta bir çok kişi gözyaşlarını tutamadı. Babasını 5 yıl önce kaybeden şehit askerin annesi Nermin Küçükterci, ağabeyi İsmail Küçükterci ve ablası Kadriye Boyacı, evin önünde cenazenin gelmesini bekledi. Cenaze beklenirken dua okundu, bir kadın binbaşı şehidin annesinin elini öptü.
 
KARDEŞİMİ BÖYLE Mİ GETİRECEKTİNİZ?
 
Şehidin ağabeyi İsmail Küçükterci, kadın subaya, "Kardeşimi size böyle mi teslim ettik, kardeşimi böyle mi getirecektiniz?" diyerek tepki gösterdi. Şehidin ablası Kadriye Boyacı da, kendisini teselli etmek isteyen kadın binbaşıya izin vermedi, "Gelmeyin, istemiyorum. Kardeşimi yaktılar, kardeşim orada yanarken biz burada yandık" diyerek gözyaşı döktü.
 
AMCASININ FOTOĞRAFINA DOKUNDU
 
Şehidin ağabeyi İsmail Küçükterci’nin oğlu 2 yaşındaki Hakan Küçünterci, halasının kucağında duran amcası şehit er Fatih Küçükterci’nin fotoğrafına dokunup, elleriyle sevdi. Yaşananlardan habersiz olan küçük Hakan Küçükterci’nin amcasıyla son vedası yürek parçaladı.
 
CENAZE ARACINDAN İNDİRİLEMEDİ
 
Şehidin cenazesi kalabalık nedeniyle baba evine indirilemedi. Cenaze aracı sokağa girince aşırı izdiham yaşandı. Şehidin ağabeyi İsmail Küçükterci, cenaze arabasına yumruk atarken, ablası Kardiye Boyacı, cenaze aracının kapısını açıp kardeşinin tabutuna dokundu. Cenaze aracı daha sonra bin kişilik kalabalıkla namazın kılınacağı Çarşı Camii’ne götürüldü.
 
KALABALIK POLİS BARİKATINI AŞTI
 
Şehidin cenazesi camiye girerken de izdiham yaşandı. Kalabalık polis barikatını aşıp cami avlusuna girdi. Burada 10 bin kişinin katıldığı cenaze namazından önce ailesi şehit erin tabutuna sarılıp gözyaşı döktü. Şehidin yakınları, ’Başka Fatihler ölmesin’ diyerek feryat etti. Bu arada şehidin bir arkadaşının AK Parti Milletvekili Nihat Zeybekci’ye gösterdiği tepki, güvenlik görevlileri tarafından engellendi.
 
Şehit erin cenazesine AK Parti Milletvekilleri Nihat Zeybekci, Mehmet Yüksel, MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, siyasi partilerin il başkanları, askeri protokol de katıldı. İkindi vakti İl Müftüsü Alaaddin Gürpınar, şehit erin cenaze namazını kıldırdı. Müftü Gürpınar, "Şehidimizi bağırarak, ıslıkla değil dualarla uğurlayalım. O artık şehit mertebesine ulaştı" diye konuştu. Şehit er Fatih Küçükterci’nin naaşı cenaze namazının ardından askeri törenle cenaze aracına konuldu ve ilçe mezarlığında toprağa verildi.
 

27 Eylül 2012 Perşembe

Erdoğan: Artık siyasi uzantılarla müzakere noktasında değilim

27 Eylül 2012 - 20:03 
Erdoğan: Artık siyasi uzantılarla müzakere noktasında değilim
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NTV ve Star TV'nin ortak yayınına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı

Gülseli ÖZDEMİR / ANKARA,(DHA)

BDP milletvekilleriyle PKK'lıların kucaklaşması görüntülerini hatırlatan Erdoğan, "Artık siyasi uzantılarla müzakere noktasında değilim. Bu partinin 9 milletvekili teröristlerle kucaklaşıyor, yanak yanağa… Şimdi nasıl olacak terör örgütü üyeleriyle yanak yanağa, sarmaş dolaş olan bir Eşbaşkanla nasıl konuşacağım. Şehit anneleri beni o o görüşme masasında görünce ne derler. Hiçbir şehit annesinin göz yaşına değişmem" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Erhan Ertürk’ün moderatörlüğünde NTV ve Star TV'nin ortak canlı yayınında gazeteciler Nermin Yurteri, Nazlı Öztarhan ve Mehmet Barlas’ın sorularını yanıtlıyor.


"MÜZAKERE NOKTASINDA DEĞİLİM"
Parti kapatılmasına karşı olduklarını belirten Erdoğan, DP milletvekilleriyle PKK'lıların kucaklaşması görüntülerini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Şimdi alan hakimiyeti olmuştur. Terör örgütü bunda başarılı olamamıştır. Güvenlik güçlerimiz gerekli dersleri vermiş, vermeye devam ediyor. Bölücü terör örgütüyle beraber hareket edenler var. Silahın bırakılması bir çözümdür. Silah bırakılırsa bu operasyonları minimize ederiz. Asker ve polis silah bırakamaz, o onun enstrümanıdır. Silah bırakılırsa operasyonlara gerek kalmayacaktır. İmralı'ya Oslo'ya gidilmişse bu çözüm için kararlı adımlardır. Millete ihanet edecek istihbarat vermemiştir.
Selahattin Demirtaş'ın randevu talep etme durumu ayrı bir olaydır. Artık siyasi uzantılarla müzakere noktasında değilim. Bu partinin 9 milletvekili teröristlerle kucaklaşıyor, yanak yanağa… Şimdi nasıl olacak terör örgütü üyeleriyle yanak yanağa, sarmaş dolaş olan bir Eşbaşkanla nasıl konuşacağım. Şehit anneleri beni o o görüşme masasında görünce ne derler. Hiçbir şehit annesinin göz yaşına değişmem. Bölgede iki parti var; biri AK Parti diğeri BDP'dir. Niye CHP ve MHP yok? Bu partiler de orada olmalı, halkın arasına kaynaşmalı. Terör örgütüyle bölge halkı arasına bariyer koyalım.
Parti kapatılmasına karşıyım, çok açık ve net. Anayasa değişikliği konusunda ne CHP, MHP ve BDP yanımızda yer almadı. Bizim içimizden birkaç kişi onların yanında yer aldı, 330'u yakalayamadık. Parti kapatılmasına karşıyız, suçu işleyen birey ceza alsın."

İMRALI VE OSLO GÖRÜŞMELERİ
Terörün öncelikli sorun olduğunu ifade eden Erdoğan İmralı ve Oslo görüşmeleri ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Terör sorunu öncelikli sorun olarak öne çıkıyor" diyen Erdoğan, hayatın bir risk olduğu görüldüğünde siyasetin de ekonominin de risk olduğu görüleceğini belirterek, "Siyasete bunu bilerek girdik" dedi. Terör ile mücadele konusunda Erdoğan şunları kaydetti:
"Emre Bey, Emre Taner'i döneminde de İmralı’ya gönderdim, Oslo’ya gönderdim. Hakan Bey döneminde gönderdim. İmralı için de Oslo için de yaparız. Farklı zemini varsa bu alanlara gireriz. En büyük enstrümanımız MİT’tir. MİT dünyanın çok değişik ülkelerin istihbarat örgütleriyle görüşür. Kimlerle görüş alışverişinde bulunursa bunu yaparlar. Ne zaman adım atılması gerekirse bu adımı atabilir. Atmaması yönünde bir kabulümüz yoktur. Zamanlama önemlidir.
Son seçimlerin öncesinde adımlar attık. Habur da o sürecin içindedir. Attığımız adım samimiydi. Halkımızın teveccühü artarak devam etti. Oslo sürecinde samimiyetsiz davranışlar oldu. Belli basın organlarına servis edildi. Bu görüşmeleri belge olarak sundular. Belge olması için altında imzalar olması lazım.
Görüşülmemiş şeyler görüşülmüş gibi gösterilmiş. Benim ve ilgili birimlerin onadığı bir şey yoktur. Birileri bunu alıp değerlendirme sürecine girmiştir. Yargı bunu alarak değerlendirme sürecine girmiştir. Medya samimi davranmamıştır. Medya, ne MİT’le ne de hükümetle değerlendirmemiştir. Medya noktasında iyi bir sınav olmamıştır.
Müsteşar arkadaşımı gönderen benim, arkasında ben varım. Onu oraya getiren, göreve gönderen de benim. O zaman beni hesaba çekin, niye müsteşarım üzerinden yapıyorsunuz. Dürüst davranılmasını istiyorum. Yargının tutumunu doğru bulmadım."

"PKK TARAFINDAN SIZDIRILDIĞI ORTAYA ÇIKIYOR"
Oslo'da yapılan görüşmelerin detaylarının kimin tarafında sızdırıldığı yönündeki soruya Başbakan Erdoğan şöyle yanıt verdi:
"Araştırmalarımızda PKK tarafından sızdırıldığı ortaya çıkıyor. Masaya oturduğumuz ülkenin mensuplarında sızma olsaydı, biz bunu hissettiğimiz, tespit ettiğimiz zaman oralarda bir daha öyle toplantılar yapmayız.
İktidarımız en cesur adımları atmıştır. 30 yılda hangi iktidarlar döneminde ne kadar operasyon yapılmış, ne kadar şehit verilmiş bunların rakamlarını verdim. Bizim dönemimiz en az operasyon yapılan dönemdir. Terör örgütü hiçbir dönemde bu kadar silahlanma imkanı bulamamıştır."



27 NİSAN'I BİR MUHTIRA OLARAK DEĞERLENDİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM
27 Nisan'ı bir muhtıra olarak değerlendirmediğini belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Meclis Darbe Komisyonu'na çağrılmadım. İhtiyaç duyulursa belki çağırırlar. 27 Nisan'ı bir muhtıra olarak değerlendirmeyi düşünmüyorum. Muhtıraysa hiçbir yaptırımı yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, Erhan Ertürk'ün moderatörlüğünde NTV ve Star TV'nin ortak canlı yayınında gazeteciler Nermin Yurteri, Nazlı Öztarhan ve Mehmet Barlas'ın sorularını yanıtlıyor. 27 Nisan'ı bir muhtıra olarak değerlendirmediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"28 Şubat'ı, öncesini de yaşadım. TRT'de 'Ali Adnan' dizisi var, bu ülke bunu da yaşadı. Bir neticelenen, bir de teşebbüs edilip neticelenemeyen olaylar var. Bizim olaylar böyle olaylardır. Partimizin kapatılma sürecinde ana muhalefet partisinin lideri çıkıp 'Hamdolsun ki Ankara'da yargıçlar var' diye açıklama yapıyor.
YAŞ toplantılarında, birlikte yolculuklarımız olan bir arkadaşın CD konuşmasını dinledim. O CD'yi dinleyince şoklara giriyorum. Türkiye, değişim ve dönüşümü demokrasi adına yaşıyor. Türkiye'de halkın, milletin, demokrasinin kazanması önemlidir. Küresel sermaye bir ülkeye giderken demokrasiyi arıyor. Demokrasiyi fırsata dönüştürdüğümüze inanıyoruz.
Hilmi Paşa 4 yıl genelkurmay başkanlığı yaptı. Genelkurmay Başkanlarının hepsiyle, Yaşar Paşa, İlker Paşa'yla da iyi çalıştım. Darbeyi düşünmek istemiyoruz. Bu ülkenin evlatları darbeyi kitabından silmiştir.
Meclis Darbe Komisyonu'na çağrılmadım. İhtiyaç duyulursa belki çağırırlar. 27 Nisan'ı bir muhtıra olarak değerlendirmeyi düşünmüyorum. Muhtıraysa hiçbir yaptırımı yok. Sadece bir açıklama yapmışlardır. Hükümet ertesi gün değerlendirmeyi yapmış. Asıl muhtırayı hükümet yapmıştır."

"YARGITAY'IN VERECEĞİ KARARI BİLMİYORUZ"
Balyoz Davasının kararı ile ilgi olarak, Yargıtay'ın vereceği kararın bilinmediğini belirten Erdoğan, nihai sonuç olmadan bir açıklama yapamayacağını dile getirerek şöyle konuştu:
"'Balyoz' davasıyla ilgili olarak birincil mahkemenin birçok çalışmayı yaptığını biliyorum. Geniş tabanlı bir çalışma yapıldığını biliyorum. Adalet Bakanlığı’nca biz de bu süreci takip ettik. Sanıklar süreci tahrik etti. Bu kadar zamanda bitmesini başarılı buluyorum. Neticesi benim ilgi alanım değil. Gerekçesini görmeden değerlendirme yapmak durumunda değilim. Adil mi, adil değil mi diye değerlendirme yetkim yok. Burası nihai sonuç değil. Yargıtay’ın vereceği kararı bilmiyoruz. Dava dairelerine de gidebilir. Yargıtay’ın hakkaniyete uygun bir karar verilmesini umuyoruz. Muvazzaf askerlerin tutuksuz yargılanmasını istiyorum. Babalıktan, kocalıktan men söz konusu değil. Herkes normal olarak görüşmeleri, ziyaretleri yapacaktır. Bu yeni dönemde içerideki mahkumlarla ilgili olarak belki tutukluyu da katacağız, eşler birbirleriyle cezaevi dışında hazırlanmış odalarda 24 saat görüşebilecekler. Türkiye’de böyle bir uygulama yok, biz başlatacağız. Aile görüşmesi olarak adım atacağız. Ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılanlar için de geçerli olacak. Duruşma salonu önünde ağlamalar doğaldır, oradaki duyguların dışa vurmasıdır."

"BATI ÜLKELERİ TÜRKİYE'NİN TERÖR SORUNUNU ÇÖZMESİNİ İSTEMİYOR"
Batı ülkelerinin Türkiye'nin terör sorununu çözmesini istemediğini belirten Erdoğan şunları kaydetti:
"Popülizmi reddeden bir siyasetçiyim. Ne gerekiyorsa onu söylerim. Yerel seçimler öncesinde gerekli adımlar atarım. Habur olayında Dağı bununla çökerteceksek yapalım. Parti yandaşlarını oraya dökmeseydi, daha olumlu olurdu. Ama provoke ettiler. Kesinlikle ülkemizin, milletimizin menfaati neyse o adımı atarız. Pazar günü yaptığımız açıklamada göreceksiniz.
Zamlar yaptık. 'Seçim öncesinde zam yapılır mı?' dediler. Battıktan sonra mı zammı düşüneceğiz. Yunanistan, İspanya ve İtalya'daki ne durumda görüyorsunuz. Onların durumuna düşmeyiz. Bizim çözmemizi engellemek isteyenler olabilir. Batı bizim çözmemizi istemiyor. Almanya, Fransa istemiyor. Bize yardımcı olmuyor. Terörist başları cirit atıyor. Finansal destek veriyorlar. Suçluların iadesi nerede? Terör örgütü diyeceksiniz, ellerini kollarını sallayarak dolaşacak."

 

BDP'li Vekil: Öcalanla görüşeyim, ölümleri durdururum

27 Eylül 2012 - 18:16 

BDP'li Vekil: Öcalanla görüşeyim, ölümleri durdururum
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Adalet Bakanlığı'ndan kendisine izin verilmesi halinde 3 kişi ile birlikte İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan ile yapacağı görüşmeden sonra ölümleri durdurabileceğini öne sürdü. Kaplan, Öcalan'ın tutuklanarak Türkiye'ye getirildiği zaman kendisiyle 'Avukatı' sıfatıyla yaptığı görüşme notlarını da hesabından yayınladı.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Adalet Bakanlığı'nın vereceği bir izinle, İmralı'da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan ile yapacağı bir görüşme sonucu çatışmalı ortamı ve ölümleri durdurabileceğini iddia etti.


Kaplan, görüşmelerin gizlilik içerisinde yürütülebileceği mesajını verirken, şunları yazdı: "20 yaş zamansız ölümler, acılar, sorunun nedeni değil; kurbanıdır. Siyaset an itibariyle tarihi, ağır sorumluluk altındadır. Birlikte çözebiliriz, sessiz görüşmeler, diplomasi, ortak akıl. Bazen daha etkili ve sonuç alıcı olabilir. Kaybedilen 12 yıl ve kaybettiklerimize bakarak, herkes önemli dersler çıkarabilir. Siyasilerin hepsi vicdan muhasebesindeler ya sorunu çözerler, ya da sorun onları çözer.

Çözüm umudunu güçlendirmek için herkes sorumludur. 12 yıl nasıl heba edildi, sınır ötesine çekilme sonrası Oslo ve siyasetin kaybettikleri, artık ölüm değil, çözüm olsun mecliste, dağda, cezaevinde, Oslo'da, Ankara'da, heryerde. Tüm aktörlerle müzakere, yeni bir sayfa açma zamanı. Görüşme notları orijinal bize verilen saman kağıtlara kurşun kalemle yazmıştım."

Kürt açılımı, Oslo ve Habur süreçlerinin iyi yönetilemediğini savunan Kaplan, şöyle devam etti: "Birinci barış grubu Şemdinli'den giriş yaptı, tutuklandılar, ceza verildi. 1999-2004 PKK sınır ötesine gecti, 500 kisi pusularda öldürüldü, 5 yıl silahlar sustu, ama siyasette sustu, çözüm üretmedi.

Açılım ve Oslo süreci Habur 2'nci barış grupları gelişi yonetilemedi, beceriksizlikten, ders çıkarılmalı. Bu sefer kalıcı bir adım atılmalı anamuhalefet süreçte olumlu rol oynamalı, silahları, ölümleri durdurmak mümkün. Çözüm sürecine katkı sunabilirim, 12 yıl önce olduğu gibi, yanımda 3 kişi Adalet Bakanı, hukumet izin versin, İmralı'da bir görüşme bile önemli. Yeni bir sayfa açma zamanı."

Kaplan, Abdullah Öcalan'ın 12 yıl önce yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinden sonra kendisi ile 'Avukatı' sıfatıyla yaptığı görüşme notlarının görüntüsünü de yayınladı. Kurşun kalemle yazılan notların bazılarının altlarının çizilerek işaretlendiği görüldü.

26 Eylül 2012 Çarşamba

Özel Harekat Polisleri'nden nefes kesen operasyon

26 Eylül 2012 - 18:16 

Özel Harekat Polisleri'nden nefes kesen operasyon
AĞRI’nın Doğubayazıt ilçesinde eylem yapmaya gelen 5 PKK’lı terörist ile bunlara yardım eden 2 kişi silahlarıyla birlikte yakalandı.


Özel Harekat Polisleri'nden nefes kesen operasyon

DOĞUBAYAZIT, (Ağrı), (DHA)

 

Bugün öğlen saatlerinde bir grup PKK’lının eylem yapmak üzere ilçeye geleceği istihbaratını alan polis ekipleri, hemen harekete geçti. İlçe girişindeki Türkiye-İran transit yolundaki kavşakta barikat kuran polis ekipleri, içerisinde teröristlerin bulunduğu plakasız minibüs ile 58 EL 196 plakalı kamyoneti durdurmak istedi. Minibüs durdurulurken, içerisindeki teröristler kelepçelenerek gözaltına alındı.
 
Diğer araç ise çevre yolundan Hürriyet Mahallesine kaçtı. Bu kamyonetteki PKK’lılar kaçarken yanlarındaki silah, roketatar ve bulara ait mermi ve patlayıcı maddelerin bulunduğu poşetleri yola atarak, araçla bir evin bahçesine gizlendi. Özel Hareket Polisleri de kaçan kamyonetin ardından gelerek mahalleyi ablukaya aldı. Operasyonun ardından bu araçtaki PKK’lılar da etkisiz hale getirildi.
 
Bi saat süren operasyonun ardından ilk belirlemelere göre 2’si kadın, 3’ü erkek toplam 5 terörist ile bunlara yardım eden 2 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 7 kişi zırhlı araçlarla Uluyol Polis Karakoluna götürülürken, olay sırasında kaçan siyah elbiseli 1 kişi de aranıyor. Bu gelişmelerin ardından ilçede güvenlik önlemleri artırıldı.

25 Eylül 2012 Salı

Tunceli'deki patlamada 6'sı güvenlik görevlisi 1'i sivil 7 kişi yaşamını yitirdi

25 Eylül 2012 - 17:58

Tunceli'deki patlamada 6'sı güvenlik görevlisi 1'i sivil 7 kişi yaşamını yitirdi
Tunceli'de kent merkezinin 3 kilometre dışında meydana gelen patlamadaki 7 şehitten 6'sının asker, birinin ise o anda yürüyüşe eşiyle yürüyüşe çıkan bir kadın olduğu öğrenildi. Şehit olan kadının eşinin de ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi. Saldırıyı, PKK'lıların karayolu kenarına bıraktığı bomba yüklü otomobille gerçekleştirdiği ortaya çıktı


Tunceli'de 6 askerin şehit olduğu, yoldan geçen 1 kadının da yaşamını yitirdiği saldırıyı, PKK'lıların karayolu kenarına bıraktığı bomba yüklü otomobille gerçekleştirdiği ortaya çıktı. PKK'lıların saldırıdan 6-7 saat önce merkez Çiçekli Köyü yakınlarında Türk Telekom Müdürlüğü'ne ait bir Ford Connect marka aracı gasp ettikleri belirlendi. PKK'lıların gasp ettikleri bu araca bomba yükledikten sonra karayolu kenarına park ettikleri ve koruma görevi yaptığı belirtilen asker cip ile sivil plakalı askeri servis aracının geçişi sırasında patlattıkları öğrenildi.


Patlamada Land Rover marka askeri cip ile bomba yüklü araç alevler içinde kaldı. Tahrip gücü çok yüksek bombanın şarapnel parçaları da servis minibüsünde büyük tahribata sebep oldu. Patlamada ilk bilgilere göre 2 uzman çavuş ile 4 er şehit oldu. Bu sırada yoldan geçmekte olan bir kadın hayatını kaybederken, yanındaki eşi ise yaralandı. PKK'lıların gasp edip bomba yükledikleri araçta bulunan 2 kişiyi bir süre alıkoyduktan sonra saldırının ardından Çiçekli köyü yakınlarında serbest bıraktığı öğrenildi. Polis, 2 kişinin ifadesini almak için Emniyet Müdürlüğü'ne götürdü.

ORMANLIK ALANDA 4 KİŞİ TESPİT EDİLDİ 
Saldırının ardından hava destekli başlatılan operasyonlar, kapsamlı olarak sürdürülüyor. Olayın meydana geldiği bölgeye yakın ormanlık alanda şüpheli 4 kişinin tespit edilmesi üzerine bölgeye jandarma ve polis harekat timleri sevkedildi. Bölgede arama tarama faaliyetleri sürdürülüyor.


 
OLAY YERİNDEN İLK GÖRÜNTÜLER

 
VALİLİKTEN AÇIKLAMA 

Tunceli Valiliği, PKK'lıların düzenlediği bombalı saldırıyla ilgili olarak ikinci kez yaptığı yazılı açıklamada 2 uzman çavuş, 4 er ve bir sivil vatandaş olmak üzere 7 kişinin şehit olduğunu bildirdi. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: '25.09.2012 günü saat 18.05 civarında, ilimiz merkez Atatürk Mahallesi Kanoğlu Mevkii Yeni Hastane Kavşağı'nda mayın patlaması neticesinde, ilgili kurumlar tarafından yapılan kimlik tespit çalışmaları sonucunda saat 20.48 itibarıyla alınan bilgiye göre; patlamada 2'si uzman, 4 er ve bir sivil vatandaş olmak üzere 7 şehit bulunmaktadır. Olayda bir vatandaş yaralanmış olup, yaralı vatandaş Elazığ Araştırma Hastanesi'ne sevk edilmiş, hayati tehlikesi bulunmamaktadır.'

ÖLEN SİVİ KADININ KİMLİĞİ BELİRLENDİ 
Tunceli'deki saldırıda şehit olan sivil kadının Fadime Acar olduğu belirtildi. Ölen Acar'ın yaralanan eşi Ali Acar, ambulansla Elazığ Fırat Ünivesitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Tunceli Bayındırlık İl Müdürlüğü'nde memur olduğu öğrenilen Acar, burada tedavi altına alındı. Fadime Acar'ın annesi Anik Yüksel, damadının hastaneye getirildiği sırada gözyaşları döktü. Zazaca ağıtlar yakan Anik Yüksel'i yakınları teselli etmeye çalıştı.

Mustafa Sarıgül'ün Kürt sorunu formülü

25 Eylül 2012 - 13:13 

Mustafa Sarıgül'ün Kürt sorunu formülü
Mustafa Sarıgül'ün Türkiye Değişim Hareketi, Kürt sorununa ilişkin AK Parti, CHP ve hatta BDP'yi bile şaşırtacak çözüm önerisi sundu.

Mustafa Sarıgül'ün Kürt sorunu formülü
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün liderliğini üstlendiği TDH, Kürt sorunu için federalizm ve eyalet sistemine yeşil ışık yaktı. Türkiye Değişim Hareketi Genel Sekreteri Hasan Aydın'ın "Bir kere daha Kürt politikası" başlıklı yazısını Sabah yazarı Mahmut Övür, köşesine taşıdı. Çözüm adına en net ve lafı dolandırmadan öneri getiren Aydın'ın açıklamaları kamuoyunda çok tartışılacak. Peki, Hasan Aydın çözüm olarak ne öneriyor?

İşte cevabı:

"TÜRKİYE BİRLEŞİK DEVLETLERİ OLSUN"

"Amerika'nın Birleşik Devletleri oluyorsa (ABD) Türkiye Birleşik Devletleri de olur. Avrupa Birliği (AB) devleti oluyorsa Türkiye Birliği devleti de olur. Bal gibi olur. Federal Almanya oluyorsa, Federal Türkiye de olur."


"SINIRLARI AÇIN, KÜÇÜLMESİN BÜYÜSÜN"

AK Parti'nin Avrupa Konseyi Özerklik Şartı'na konulan çekinceyi kaldırmakta kararsız kaldığı, CHP'nin rapor yazmaktan bile çekindiği bir konuda Mustafa Sarıgül'ün Genel Sekreteri Aydın, çok net bir çözüm önerisi ortaya koyuyor. Hem de Türkiye'nin küçüleceği kaygısı taşıyanlara büyüme vaat ederek: "Açın Kürtlerin yaşadığı bütün sınırları, alsın Misak-ı Milli onları bağrına, küçülmesin büyüsün. Buradaki Kürtler kardeşimiz de peki, ya komşulardaki Kürtler neyimiz? Lafta onlar da kardeşlerimiz. O zaman bütün kardeşleri 'bir araya gel' diye çağır. Kim karşı çıkabilir bu çığlığa? PKK mı? Hadi oradan..."

Aslında Aydın'ın dile getirdiği bu tezler, içeride kapalı kapılar arkasında, kulislerde açık açık konuşuluyor. Dışarıda ise uzun yıllardan beri tartışılıyor. Hatta "Neo Osmanlıcılık" tartışmalarının odağında da bu yaklaşım var.

"MİSAK-I MİLLİ'Yİ BÜYÜTELİM"

Aydın, bu yaklaşımın sadece Kürtleri kapsamadığını tüm bölge için yeni bir çözüm önerisi olabileceğini de söylüyor. "Sadece Kürtler mi kardeşimiz? Elbette hayır. Artvin'de Gürcüler yaşıyor. Kardeşimiz mi? Ne demek! Hem de aslanlar gibi. E... O zaman Artvinli Gürcüler kardeşimiz de, Gürcistan'daki Gürcüler kardeşlerimiz değil mi? Tabii ki. O zaman aç Gürcistan Türkiye sınırını. Korkma. Misak-ı Milli'ye bir şey olmaz. Büyük, büyür. Küçülmez korkma."

"BÜYÜK DÜŞÜNÜRSEN SORUNLAR KÜÇÜK KALIR"

Aydın, bu düşüncelerini sadece yakın arkadaşlarıyla paylaşan biri değil. Siyasi bir kimliği var ve Sarıgül'ün genel sekreterliğini yapıyor. Tam da bu nedenle önerisinin elden ele dolaşmasını istiyor: "Aslında daha çok yazacaklarımız var. Ama bugünlük sadece 'çözümün yolu ne?', onu kaleme almaya çalıştım. Bu düşüncemi lütfen bütün arkadaşlarım, yazsın, yayınlasın, paylaşsın. Büyük düşünürsen sorunlar küçük kalır."

O şehit BDP'li Vekil'e müdahale eden polismiş

24 Eylül 2012 - 13:17 
O şehit BDP'li Vekil'e müdahale eden polismiş


Van'da polis memuru Tuncay Akyüz'ün şehit olmasından sonra çok konuşulacak bir iddia ortaya atıldı. Yeni Akit'in ortaya attığı iddiaya göre; Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin acil servisinde görevli polis memuru Tuncay Akyüz, aynı hastanede daha önce doktor döven BDP Van Milletvekili Özdal Üçer'e müdahale eden polis memuru.

BDP'Lİ ÜÇER'İ ENGELLEYEN POLİSTİ

BDP'li Üçer, kaza yapan eşi ve kızının getirildiği Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde doktor Oğuz Eroğlu'na tekme tokat saldırmıştı. Acil servisi birbirine katan BDP'li vekil, görevini yapmaya çalışan Eroğlu'nu darp etmişti. Hastanede terör estiren Üçer, tartıştığı başhekime de hakaretler yağdırmıştı. Üçer'in saldırısına maruz kalan doktor Eroğlu, darp raporu alarak memleketine geri dönmüştü. Önceki gün başından vurularak şehit edilen polis memuru Tuncay Akyüz, eşinin yarasıyla ilgilenen doktor Oğuz Eroğlu'na saldıran BDP'li Özdal Üçer'i engellemişti. O gün görevli olan Akyüz, Üçer'i doktorların yanından uzaklaştırmıştı.

ÜÇER POLİSİ AÇIK AÇIK TEHDİT ETMİŞTİ

BDP'li Özdal Üçer, daha önce de AK Parti'li vekilleri ve polisi tehdit etmesiyle gündeme gelmişti. Van'da düzenlenen bir BDP gösterisi konusunda polislerle tartışan Üçer, tehditler savurarak "Burada herhangi bir vatandaşa zarar gelmesi durumunda, sen ve sana emir verenler nefes alamayacaksınız. " demişti.
 

Kaynak: Yeni Akit

24 Eylül 2012 Pazartesi

Polis memurunu şehit eden PKK'lı öldürüldü

Polis memurunu şehit eden PKK'lı öldürüldü
24/09/2012 9:04

Van'da düzenlenen operasyonda, biri dün polis memuru Tuncay Akyüz'ü şehit eden olmak üzere iki PKK'lı öldürüldü.


Şehit edilen memurların failleri öldürüldü


Van 'ın Süphan Mahalesi ile merkeze bağlı Bakacık Köyü yakınlarında Özel hareket polisleri ile çatışmaya giren iki PKK 'lı öldürüldü. 

PKK 'lılardan birinin, polis memuru Tuncay Akyüz'ü görev yaptığı hastane önünde şehit edenlerden biri olduğu belirtildi. 

Van İpekyolu Caddesi Üzerinde bulunan Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli polis memuru 26 yaşındaki Tuncay Akyüz'ün şehit edilmesini ardından polis geniş çaplı soruşturma başlatmıştı. 

PKK 'lıların Van Süphan Mahalesi ile merkeze bağlı Bakacık Köyü arasındaki bir yerde saklandıklarını belirlenmesi üzerine akşam saatlerinde bölgeye operasyon düzenlendi. Özel Hareket Polislerini katıldığı operasyonda, iki PKK 'lı öldürüldü. Yapılan incelemede öldürülen PKK 'lılardan birinin Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli polis memuru 26 yaşındaki Tuncay Akyüz'ü şehit eden terörist olduğu belirtildi. 

Öldürülen 2 PKK 'lının cenazeleri ise dün akşam polis memuru Akyüz'un vurularak şehit edildiği Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirilerek burada morga alındı. PKK 'lıların hastaneye getirilişleri öncesi hastane etrafında ve morg önünde geniş güvenlik önlemleri alındı. 

EL BOMBASI ELİNDE PATLADI 
'Teslim ol' çağrılarına ateşle karşılık verilmesinin ardından çıkan çatışmada teröristlerden biri özel hareket polislerin bulunduğu noktaya el bombası atmak istediği sırada vurularak etkisiz hale getirildi. Pimi çekili el bombası da bu sırada patladı. PKK 'lının elinde patlayan el bombası hem kendisinin, hem de yanında bulunan arkadaşının ölümüne neden oldu. 

2 PKK 'lının üzerinde ise 2 kalaşnikof uzun namlulu silah, bir el bombası, ile çok sayıda mermi bulundu. Bölgedeki operasyonlar sürüyor.

Tunceli'de Korgeneral Akbaş komutasında PKK'ya büyük operasyon

24 Eylül 2012 - 18:32 

Tunceli'de Korgeneral Akbaş komutasında PKK'ya büyük operasyon


Ferit DEMİR/ TUNCELİ, (DHA)

TUNCELİ’de önceki gün iki ayrı jandarma karakoluna eş zamanlı olarak yapılan saldırıda 1 askerin şehit olmasının ardından PKK’lıları etkisiz hale getirmek için başlatılan hava destekli operasyon sürdürülüyor. Operasyonları Tunceli’ye gelen 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Orhan Akbaş, bizzat yönetti.

Geçen Cumartesi gecesi sisli ve yağmurlu havada 2 ayrı karakola yapılan eş zamanlı saldırıda 1 askerin şehit olması, 8 askerin de yaralanmasından sonra, bölgede başlatılan geniş kapsamlı operasyonlar devam ediyor. Tunceli merkeze yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan Geyiksuyu Köyü’nde bulunan Jandarma Komando Tabur Komutanlığı’na dün gece saatlerinde PKK’lılar tarafından uzun namlulu silahlarla taciz ateşi açıldı. Askerlerin de anında karşılık verdiği, dağlık ve ormanlık alanda gizlenen PKK’lıların olduğu bölge, havan ve uçaksavarla ateş altına alındı. Kısa süren bu çatışma sonrası ölü ve yaralı konusunda açıklama yapılmadı.


Bu sabah saatlerinde Tunceli’ye gelen Elazığ 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Orhan Akbaş, Devlet Hastanesi’ne giderek burada geçen cumartesi gününden bu yana tedavileri süren yaralı askerleri ziyaret etti. Doktorlardan yaralı askerler hakkındaki bilgi alan Korgeneral Akbaş, daha sonra Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı’na geçti. Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Murat Kıkaya’dan saldırı ve bölgede devam eden oerasyonlar hakkında bilgi alan Korgeneral Akbaş, buradan da operasyonları yürüten 4’üncü Komando Tugay Komutanlığı’na geçerek, operasyonları bizzat yönetti.

PROFESYONEL ASKERLER KATILDI

Tunceli 4’ncü Komando Tugay Komutanlığı ile Tunceli Jandarma Komutanlığı’na bağlı, tamamı profesyonel olan askerlerin katıldığı operasyonların daha çok il merkezi ile Nazimiye İlçesi kırsal alanlarında yoğunlaştığı öğrenildi. Gökçek ve Şehit Memet Jandarma Karakolları’na eş zamanlı saldırı yapan ve sayıları 30 civarında olan PKK’lıların etkisiz hale getirilmesi için başlatılan operasyonların, elde edilen istihbarat ve teknik bilgiler doğrultusunda geniş bir alana yayıldığı belirtiliyor. Yetkililer, operasyonların daha çok Tunceli il merkezine bağlı, Uzuntarla, Kutuderesi Vadisi Zel Dağı etekleri, Alacak ve Zağge bölgeleri ile Nazimiye İlçesi’ne bağlı Doğantaş, Büyükyurt , Dokuzkaya Köyleri kırsal alanı ile Pülümür Vadileri’nde yoğunlaştığını söyledi.

Bu sabah erken saatlerinde itibaren yüzlerce özel eğitimli asker operasyon bölgelerine Sikorsky helikopterlerle indirilirken, bazı bölgelerdeki askerler de operasyon bölgesinden alınarak daha iç kesimlerdeki sık ormanların bulunduğu bölgelere kaydırıldı.

23 Eylül 2012 Pazar

Şehidin babası kağıt toplayarak geçimini sağlıyormuş

23 Eylül 2012 - 16:56 

Şehidin babası kağıt toplayarak geçimini sağlıyormuş
Tunceli’de PKK’lı teröristlerin karakola düzenlediğ saldırıda şehit olan jandarma komando er Mustafa Akar’ın cenazesi, memleketi Samsun’a getirildi.
Şehidin babası kağıt toplayarak geçimini sağlıyormuş


Askeri uçakla Samsun’un Çarşamba Havalanı’na getirilen cenazeyi Samsun Valisi Hüseyin aksoy, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Göktan, Büyükşehir Belediye Başkanı AK Parti’li Yusuf Ziya Yılmaz, kağıt toplayarak geçimini sağlayan şehidin öz babası Hayri Akar, şehit annesi Semiha Sarıoğlu, şehidin üvey babası Celal Sarıoğlu, kamu kurum ve kuruluşlarınnı temsilcileri ile askerler karşıladı.

Uçaktan indirilen şehit er Mustafa Akar’ın cenazesi askerler tarafından cenaze aracına taşınırken, acı haberi aldıktan sonra rahatsızlanan ve sürekli gözyaşı döken şehit annesi Semiha Sarıoğlu, "Yavrum bana böyle mi söz vermiştin? Böyle mi gelecektin kuzum?" diyerek ağıtlar yaktı. Fenelaşan şehit annesine 112 acil servis görevlileri ambulansta müdehale etti.




Şehit jandarma komando er Mustafa Akar’ın cenazesi daha sonra Ayvacık İlçesi’ne götürüldü. Şehidin cenazesinin yarın öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği belirtildi.

'Sen olmasaydın Kürt halkı 10 yılda özgür olacaktı'

23 Eylül 2012 - 15:55 

'Sen olmasaydın Kürt halkı 10 yılda özgür olacaktı'
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, akan kanın durması için müzakerelerin yapılmasını istediklerini söyledi. Başbakan'a Erdoğan'ı sert sözlerle eleştiren Demirtaş, "Sen olmasaydın kürt halkı 10 yılda özgür olacaktı. Dinimizi kitabımızı kullanarak bizleri oyaladın" dedi.



Partisinin Bitlis İl Kongresi ile Tatvan ve Güroymak ilçe Belediyeleri tarafından yapılan hizmetlerin açılışına katılmak üzere kente gelen BDP Genel Başkanı Demirtaş, dün geceyi Tatvan'da geçirdi. Tatvan Belediyesi tarafından yaptırılan Halk Sağlığı Merkezinin açılışını yaptıktan sonra Bitlis'e geçen Demirtaş, Nur Caddesi üzerindeki bir düğün salonunda yapılan BDP 2'nci il kongresine katıldı. Demirtaş, burada yaklaşık 500 kişi tarafından karşılandı. Kongrede konuşan Demirtaş, son günlerde kiritk günler yaşandığını kaydederek şunları söyledi: "Son 30 yıldır her gün kritik gün olarak yaşanıyor. Geçmiş yüzyılda kendi anavatanında köle muamelesi görmüş bir halkız. Bu süreçte bizim bunu değiştirme fırsatımız var. kendi anavatanımızda özgürce yaşama fırsatımız var. çocuklarımız torunlarımız önümüzdeki yüzyıllarda nasıl yaşayacak onun karar verildiği günlerden geçiyoruz. Mesele bizimle ilgili değil, geleceğimizle ilgili olduğu için kritiktir. Bizim çocuklarımız özgürlüğe muhtaçken biz kendimizi düşünemeyiz."


Demirtaş, 90 yıldan beridir Kürt halkının kendini ispatlamaya, 'ben varım' demeye çalıştığını, ancak bunun görmezden gelindiğini anlattı. Demirtaş, bugün gelinen noktada kimsenin 'Kürt halkı yoktur, Kürdistan yoktur' diyemediğini belirterek şöyle konuştu: "Bu, bedeli ağır sonuçlar vermiş ve gerçekleşmiş bir durumdur. Biz zaferle taçlandırmak istiyoruz. Bu dönemin bütün neferlerine en ağır görev düşüyor. Bizim omuzlarımızdaki yük en ağır yüktür. Bütün o şehitlerin yükü bizim sırtımızdadır. Biz bunu başaramazsak Kürt halkı on yıllar bu duruma devam etmek zorunda kalacak. Şimdi geçen yüzyılda Kürt halkının yarattığı 'var olma' değerleri, diğer halklar gibi 'biz de varız' deme mücadelesinde bir kez daha bizi yok sayan bir hükümet var. 'Biz inkarı bitirdik' diyen bir hükümet var. Kusura bakmayın biz bitirdik, siz kabul etmek zorunda kaldınız."

BAŞBAKAN KÜRT'LERİ OYALADI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt'ler konusunda hişbirşey yapmadığını savunan Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendini öyle bir havaya kaptırmış ki olağan üstü hali kaldırdığını, asit kuyularına insanların nasıl atıldığını anlatıyor. Sen bir şey yapmadın. Sen olmasaydın kürt halkı 10 yılda özgür olacaktı. Dinimizi kitabımızı kullanarak bizleri oyaladın. Ayakların sağlam yere basıncaya kadar oyaladın. 5 yıl PKK gerillaları sınırın dışındaydı. Çözmek için fırsatın vardı. Bu fırsatların iktidarın kuvvetlensin diye kullandın. Senin siyasetin şimdi dışlarda ve içeride bitti. Bize bu kadar saldırmasının tek nedeni korku ve paniktir. Güçlü olan haklı olan kendine güvenir. Kimseye hakaret etmez. 'Gelin görüşelim der' sorunu çözmeye yönelir. Paçaları tutuşmuş bu yüzden BDP'ye ve BDP'lilere saldırıyor. Dönem öyle bir dönemdir ki, bir tek saniye kendimizi düşünürsek halkımıza haksızlık yapmış oluruz. Birbirimizi düşünmeliyiz. Biz varız. Bizim vatanımız, bizim toprağımız diyeceğiz. Bu bizleri çoğaltmak zorundayız. Bu parti rant üzerine, ihale üzerine kurulmuş bir parti değil. Sokakta mücadele ile kurumuş partidir."

SEÇİM İÇİN KURULMUŞ PARTİ DEĞİLİZ

Akan kanın durması için müzakerelerin yapılması çağrısında bulunan Demirtaş şöyle dedi: "Biz seçim için kurulmuş bir parti değiliz. Böyle düşünenler şehitlerin yarattığı değerlere hakaret ederler. Hiç kimse, ben milletvekili olayım diye can vermez. Eğer bu halk bu kadar mücadele ediyorsa kendi özgürlüğü için ediyordur. Bir yandan seçime hazırlanacağız. Ancak önemli olan özgürlüğümüzdür. Koltuk meselesi olsa en çok koltuk AKP'de var. Özgürlük ve eşitlik bizim vazgeçilmezimidir. Halen biz burada konuşurken, hangi ana babanın yüreği yanacak bilmiyoruz. Onbinlerce ana babanın yüreği evladının yanındadır. Bu savaş bitsin akan kan dursun. Yılardır 'diyalog konuşma' diye diye dilimizde tüy bitti. Kendi savaş politikalarını üstünü örtmek için BDP'yi hedef gösterdiler. Muhatapları ile konuşarak bu konuyu çözeceksiniz. Oslo'da ve İmralı'da yaptığınız gibi. Muhatapları dinleyeceksiniz. Süresi 10 yıl mı, 20 yıl mı sürer bilinmez? Ancak ne kadar sürerse sürsün ölümden savaştan daha iyidir. Bir halk demokratik özerklik istiyor. Kendi topraklarında özgürce yaşamak istiyor."

CHP'YE DE ELEŞTİRİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Örgüt silah bıraksın müzakere yapalım' açıklamasını da eleştiren Demirtaş, "Müzakere nedir bilmiyor. Çözüm konuşmaktan geçer. CHP müzakereyi aslında desteklemiyor. Teslim olacakları varsa senin çağırmana gerek yok. 30 yıldır 50 defa teslim olurlardı" diye konuştu.

Konuşmanın ardından kongreye geçildi. Tek liste halinde gidilen seçimde Şahin Çoban İl Başkanlığı'na seçildi.

Diyarbakır'da yol kesen PKK'lılar iki öğretmeni kaçırdı

22 Eylül 2012 - 18:13

Diyarbakır'da yol kesen PKK'lılar iki öğretmeni kaçırdı


 DİYARBAKIR'ın Kulp İlçesi ile Muş arasındaki karayolunu kesen bir grup PKK'lı, 2 öğretmeni yanlarına alarak kaçırdı.

Bir grup PKK'lı, bugün saat 17.00 sıralarında Diyarbakır'ın Kulp İlçesi ile Muş karayolunu, Şenyayla Köyü Darbi Mevkii'nde kesti. Yoldan geçen otomobilleri silah tehdidi ile durduran PKK'lılar, araçtakilere kimlik kontrolü ve örgüt propagandası yaptı.

PKK'lılar Muş'tan Diyarbakır yönüne gelen bir araçta bulunan 2 erkek öğretmeni yanlarına alarak kaçırdı. Ormanlık alana kaçan PKK'lıları etkisiz hale getirmek ve öğretmenleri kurtarmak için operasyon başlatıldı.

Karakol baskını için geldiler uğradıkları bozgunu çektiler

22 Eylül 2012 - 13:25 

Karakol baskını için geldiler uğradıkları bozgunu çektiler
Şemdinli-Yüksekova karayolunun 20. kilometresindeki Güzelkonak Jandarma Karakol Komutanlığı’nın önüne 14 Eylül günü bir kamyonetle gelen teröristler, karakola saldırdı. Karakolda görevli askerlerin anında karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmada, adeta bir savaş arabası haline getirilmiş kamyonetin kasasında bulunan 10 terörist öldürüldü.
Olayla ilgili yayınlanan görüntüler çatışmanın şiddetini gözler önüne serdi. Görüntülerde teröristlerin telsize yansıyan Türkçe Kürtçe karışık konuşmaları yaşadıkları şaşkınlık ve bozgunu gözler önüne serdi


Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Güzelkonak Jandarma Karakolu'na PKK’lılarla yaptığı saldırı ile ilgili görüntüler ortaya çıktı. 14 Eylül’de yapılan saldırı görüntüleri bir video paylaşım sitesinde yayınlandı.


14 Eylül gerçekleşen saldırı Şemdinli ve Yüksekova Karayolunun 20. kilometresinde mesafede bulunan Güzelkonak Jandarma Karakol Komutanlığı'nın önüne bir kamyonetle gelen teröristler tarafından düzenlenmişti. Karakolda görevli askerlerin anında karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmada, kamyonetin kasasında bulunan çok sayıda terörist öldürüldü.

OLAY NASIL OLMUŞTU?
Hakkari Valiliği'nden saldırı olduğu gün yapılan yazılı açıklamada şöyle denilmişti:
Bir grup terörist tarafından saat 15.00 sıralarında Güzelkonak ve Şapatan Jandarma karakolları ile Durak Piyade Hudut Bölük Komutanlığı'na uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla eş zamanlı taciz ateşinde bulundu.
 
Taciz ateşi devam ettiği sırada, Şemdinli-Yüksekova karayolundaki Güzelkonak Jandarma Karakol Komutanlığı'na bir kamyonet ile gelen teröristlerin karakola saldırı girişiminde bulundu.
 
Bununla eş zamanlı olarak çevreden karakola yoğun ateş açılmış, çıkan çatışmada ilk tespitlere göre 10 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Kaçan bazı teröristlerin takibine ve arazi tarama faaliyetlerine devam edilmektedir. Çatışmalar sırasında 6 askerimiz hafif şekilde yaralanmıştır.''
 
Açıklamada, saldırının ardından bölgeye kobra helikopterleri sevk edildiği ve bir özel kuvvet taburu ile bir jandarma özel harekat bölüğünün havadan karakola indirildiği ifade edildi.
 
KÖYLÜLERİ CANLI KALKAN YAPTILAR
 
Kirpi araçları ve polis özel harekat timlerinin de karakola takviye olarak gönderildiği vurgulanan açıklamada, saldırının detaylarıyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
 
''İlk bilgilere göre, teröristlerin sivil kıyafetle karakola yapacakları saldırıya, destek olmaları yönünde köylüleri ve korucuları tehdit ettikleri, ancak vatandaşların sağduyulu davranarak destek vermemeleri üzerine Güzelkonak köyünde teröristlerle korucular arasında silahlı çatışma çıktığı ve bu çatışmada bir korucunun şehit olduğu, 2 korucu ile bir vatandaşımızın yaralandığı tespit edilmiştir.
 
Köylülerimizi canlı kalkan olarak kullanmak suretiyle meskun mahalden karakola yapılan saldırı girişimine, güvenlik kuvvetlerimiz halkımızın desteği ile gereken cevabı vermiştir.
 

Teröristler Tunceli'de karakola saldırdı

22 Eylül 2012 - 22:02 

Teröristler Tunceli'de karakola saldırdı
PKK'lıların Tunceli'nin Nazımiye İlçesi'ndeki Şehit Mehmet Jandarma Karakolu ile yaklaşık 2 kilometre yakındaki merkeze bağlı Gökçek Jandarma Karakolu'na eş zamanlı saldırı düzenlediği ortaya çıktı. Yağmurlu ve sisli havada düzenlenen saldırıda ilk bilgilere göre 1 asker şehit oldu, 4 asker de yaralandı



Ferit DEMİR/ TUNCELİ, (DHA)

Tunceli'de kalabalık PKK'lı bir grup Şehit Mehmet Jandarma Karakolu'na roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi. Yağmur ve sisli havada düzenlenen saldırıda karakoldaki askerlerden yaralananların olduğu öğrenildi. Karakoldaki askerlerin karşılık vermesiyle çıkan çatışma sürerken, bölgeye amsulanslar sevk edildi. PKK'lıların karakola takviye birliklerin gelmesini engellemek için yola patlayıcı maddelerle tuzaklar kurduğu belirtildi.
Tunceli'ye 25 kilometre mesafede bulunan Şehit Mehmet Jandarma Karakolu'na kalabalık bir PKK'lı grup saat 21.00 sıralarında 3 ayrı noktadan roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi. Yağmur ve sisli havada yapılan saldırıda açılan ilk ateşte karakoldaki askerlerden yaralananların olduğu bildirildi. Saldırıya askerlerin karşılık vermesiyle çıkan çatışma sürerken, bölgeye çok sayıda ambulans sevk edildi. Yağmur ve sis nedeniyle helikopterlerin uçuş yapamadığı bölgeye giden yollara PKK'lıların karadan yardım gelmesini engellemek için uzaktan kumandalı patlayıcı madde tuzakladıkları belirlendi.
Tunceli ile Nazımiye ilçesi arasında bulunan Şehit Mehmet Jandarma Karakolu'ndaki çatışmalar devam ederken, Nazımiye ilçe merkezinde elektriklerin kesildiği belirtildi.


1 ASKER ŞEHİT, 4 ASKER YARALI
PKK'lıların Tunceli'nin Nazımiye İlçesi'ndeki Şehit Mehmet Jandarma Karakolu ile yaklaşık 2 kilometre yakındaki merkeze bağlı Gökçek Jandarma Karakolu'na eş zamanlı saldırı düzenlediği ortaya çıktı. Yağmurlu ve sisli havada düzenlenen saldırıda ilk bilgilere göre 1 asker şehit oldu, 4 asker de yaralandı. Her 2 karakol bölgesinde PKK'lılarla çatışmalar sürerken, yağmurun şiddetlenerek etkisini arttırdığı belirtildi.
 

21 Eylül 2012 Cuma

Beytüşşebap'ta PKK'lılar üs bölgesine saldırdı, çatışma sürüyor

19 Eylül 2012 - 23:25 

Beytüşşebap'ta PKK'lılar üs bölgesine saldırdı, çatışma sürüyor
Şırnak'ın Beytüşşebap İlçesi'nde PKK'lılar ilçeyi koruyan Bayraktepe Üs Bölgesi'ne roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi


Emin BAL/BEYTÜŞŞEBAP (Şırnak), (DHA)

Askerlerin anında karşılık vermesiyle çıkan çatışma sürerken, Kobra helikopterler PKK'lıların bulunduğu alanları bombaladı.
Beytüşşebap'ta Tugay Komutanlığı başta olmak üzere ilçeyi koruyan Bayraktepe Üs Bölgesi'ne saat 21.30 sıralarında bir grup PKK'lı terörist, roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi. Saldırıya üs bölgesindeki askerlerin anında karşılık vermesiyle çatışma çıktı. Bölgeye takviye birlikler gönderilirken, Kobra helikopterler PKK'lıların bulunduğu alanları yoğun ateş altına alıp bombaladı.
Silah seslerinin ilçe merkezinden de duyulduğu çatışma, yer yer sürüyor. Çatışmada henüz ölü ve yaralı konusunda bilgi alınamazken, halk evlerine çekildi. İlçede güvenlik önlemleri de en üst seviyeye çıkarıldı.

Şehit cenazesinde Ak Partili Yılmaz'a yumruk

20 Eylül 2012 - 16:44

Şehit cenazesinde Ak Partili Yılmaz'a yumruk
Bingöl’deki saldırıda 11 aylık askerken şehit düşen ve ailesinin tek erkek çocuğu olan jandarma er Savaş Topal için Alaçam İlçesi Yenice Köyü’nde tören düzenlendi.


Şehidin cenazesi önce köydeki amcası İzzet Topal’ın evine getirildi. Amca Topal, evin çatısındaki bayrağı 11 ay önce yeğeninin astığını ve "Ben gelmeden bu bayrağı indirmeyin" dediğini söyleyerek ağladı. Ardından cenaze, Yenice köyü camisine götürüldü. Buradaki törene Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Vali Hüseyin Aksoy, milletvekilleri, askeri ve mülki erkan ile yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Anne Emine Topal, oğlunun tabutuna sarılarak, "Ne güzelsin yavrum. Kırmızı bayrakla seni yolladım. Kırmızı bayrakla bana geri geldin. Hiç bir zaman o bayrak üzerinden ayrılmasın yavrum" diyerek ağladı. Şehidin kızkardeşi 21 yaşındaki Funda Topal da, "Sen ölmedin, şehit oldun" diye gözyaşı döktü. 4 çocuk babası 48 yaşındaki Halil Topal’ı ise Bakan Suat Kılıç ile Vali Hüseyin Aksoy teselli etmeye çalıştı. 


 
BAKANIN ÖNÜNÜ KESTİLER
 
Törenin ardından şehidin cenazesi top arabasına konularak köy mezarlığına taşınırken, Bakan Kılıç alandan ayrılmak istedi. Yürüyerek makam aracına doğru gittiği sırada ellerinde büyük bir Türk bayrağı olan 20 kişilik bir grup bakanın yolunu kapattı. Kurt işareti yapan grup İstiklal Marşı okumaya başlayınca Bakan Kılıç da durdu. Daha sonra polis olay çıkmaması için grubu yol kenarına çekerek bakanın yolunu açtı. Vali Hüseyin Aksoy’un makam aracına binen Bakan Kılıç, aynı saldırıda şehit olan Hasan Hüseyin Aydoğdu’nun ailesine taziyede bulunmak için yola çıktı.
 
BELEDİYE BAŞKANINA YUMRUK
 
İzinden dönen askerlere koruma görevi yapan erlerden olan ve saldırıda şehit düşen 20 yaşındaki piyade er Hasan Hüseyin Aydoğdu’nun cenazesi ise önce Alaçam İlçesi’ne getirildi. Burada 100 kişilik bir grup ellerinde Türk bayraklarıyla cenaze aracının önünü keserek helallik alınmasını istedi. Ancak aile ve yetkililer buna karşı çıkarak cenazeyi köye götürdü. Bu sırada grup cenaze aracının arkasından giden Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Yusuf Ziya Yılmaz’ın makam aracının önünü keserek, "Şehidimizden helallik alacaktık bunu bile çok gördünüz" diyerek tepki gösterip arabaya saldırdı. Bunun üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz araçtan inerek öfkeli grubu yatıştırmaya çalıştı. Tartışma sırasında Başkan Yılmaz’ın yüzüne bir yumruk isabet etti. Korumalar ve Samsun Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Göktan araya girerek kalabalık grubu sakinleştirirken, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz otomobiline binerek törenin yapılacağı köye gitti. 
 
ŞEHİT BABASI METANETİNİ KORUMAYA ÇALIŞTI
 
Alaçam İlçesi Pelitbükü Sekecek Köyü’nde önce babaevine getirilen şehidin cenazesi gözyaşları arasında karşılandı. Cenaze aracından indirilmeden helallik alındı. Şehidin 18 yaşındaki kardeşi Hakan Aydoğdu ile 35 yaşındaki amcası İsmet Aydoğdu ayakta durmakta güçlük çekti. 5 çocuk sahibi baba 46 yaşındaki Mustafa Aydoğdu ise metanetini korumaya çalıştı. Ardından cenaze köy camisine götürüldü. Burada yapılan törene Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Göktan ile Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın yanı sıra yaklaşık 2 bin 500 kişi katıldı. Köy camisinde kılınan cenaze namazından sonra şehidin naaşı Kavşakbaşı Mezarlığına götürdü. 
 
BAKAN KILIÇ’A ’OSLO’YA GİDİN’ TEPKİSİtrong>
 
Bu sırada Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile Vali Hüseyin Aksoy’da mezarlıktaki defin sırasında köye geldi. Bakan Kılıç şehidin mezarına toprak attı. Ardından Aydoğdu ailesine taziyede bulunmaya giderken insanlar arasında tepki sesleri yükselmeye başladı. Bir kişi Bakan Kılıç’a "Şehit evine değil Oslo’ya gidin" diye bağırdı. Başka bir kişi de "Bir bakanı iki yüz kişi koruyor ama, bizim evladımızı kimse koruyamadı" diye bağırdı.  Bunun üzerine Bakan Kılıç kalabalığa dönerek, "Şehit hepimizin şehidi. İstismara izin vermeyin şehit Türk milletinin şehidi" diyerek şehidin ailesinin yanına giderek taziyede bulundu. Daha sonra da Ankara’ya gitti

20 Eylül 2012 Perşembe

Erzincan-Tunceli Karayolu'nda teröristlerin yol kesme anı, bir yolcunun cep telefonu ile görüntülendi.





Erzincan-Tunceli Karayolu'nda teröristlerin yol kesme anı, bir yolcunun cep telefonu ile görüntülendi. 


Tunceli'nin Pülümür bağlantılı Erzincan karayolu, 40. kilometredeki Ağlayan Kayalar mevkiinde akşam saatlerinde bir grup PKK'lı tarafından kesildi. Silah tehdidi ile araçları durduran PKK'lılar, yolculara bir süre örgüt propagandası yaptı. PKK'lılar, daha sonra ağır tonajlı bazı araçları bölgedeki Çığ Tünelleri içine çekip yaktı. 

Bu sırada, yolculardan biri, cep telefonunu çıkartarak terör eylemini bir süre görüntülemeyi başardı. Saniyeler süren görüntülerde, teröristlerin ağır tonajlı araçları durdurarak sürücüleri araçlardan indirdiği görülüyor. 

TUNCELİ'DE BAŞSAVCIYA SİLAHLI SALDIRI 

Terör örgütü PKK bugün de Ovacık Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun'a lojmana girişi sırasında silahlı saldırada bulunup ağır yaralamıştı. 

İLÇEYE YENİ GELMİŞTİ 

Başsavcı Uzun'un Temmuz ayındaki kararnameyle Serik'ten Ovacık'a atandığı belirtildi. 35 yaşındaki Murat Uzun'un hemşire eşinin de ilçede görev yaptığı ve 2 çocuklarının olduğu öğrenildi. 

PKK'nın ses getirecek eylemlerini arttıracağı bilgisi alınması nedeniyle güvenlik güçleri tarafından başlatılan operasyonlar yoğunlaşarak devam ediyor.

19 Eylül 2012 Çarşamba

Bülent Arınç NTV canlı yayınında Nilgün Balkaç'ın sorularını yanıtladı.

19 Eylül 2012

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bingöl saldırısıyla ilgili, "Askerlerimiz konvoy halinde giderken jammer cihazları da onlara eşlik etmiş. Bu sırada teröristler açısından akıllıca bir hareketle son otobüse ateş açılmış" dedi.

Bülent Arınç NTV canlı yayınında Nilgün Balkaç'ın sorularını yanıtladı. Arınç, Bingöl’de 10 askerin şehit olduğu saldırı ve gündemdeki diğer gelişmelerle ilgili konuştu.

Arınç şunları söyledi:

Terörle mücadele çok şiddetli ve akılcı bir şekilde devam ediyor. Şehit sayısına ve öldürülen terörist sayısına baktığımızda övünecek noktada değiliz.

Binlerce teröristin öldürülmesi bir tane masum canın kaybedilmesine değmez. Biz eşkıya değiliz biz devletiz.

Askerlerimiz konvoy halinde giderken jammer cihazları da onlara eşlik etmiş. Bu sırada teröristler açısından akıllıca bir hareketle son otobüse ateş açılmış ve roketatarla son otobüsü hedef almışlar. Burada çok basit bir karşılık verilebilmiş. Öndeki araçlar hedef alınsaydı daha etkili bir karşılık verilebilirdi.

Tabi böyle bir nakil helikopter gözetiminde de yapılabilirdi.

Terör örgütü son girişimlerinde perişan oldu. Şemdinli’de Beytüşşebap’ta çok zayiat verdiler. 2012 yılını kendileri açısından final olarak görüyorlar.

Halkımız terörle mücadelenin başarılı olacağına inanıyor.

SIRRI SAKIK’IN OĞLUNUN ÖLÜMÜ

Sırrı Sakık arkadaşımıza sabır ve başsağlığı diledik. Sosyal medyada yapılan yorumlara kesinlikle katılmıyoruz. Allah kimseye evlat acısı vermesin diye dua ettik.

DOKUNULMAZLIKLAR

Ben seçilmiş milletvekillerinin çalışma yerlerinin parlamento olduğunu hep söyledim. Sebahat Tuncel de tahliye edildiyse diğer arkadaşlarımızın neden tahliye edilmediğini sordum. Bu açıklamalar yüzünden eleştirildim.

Eğer Yargıtay onarsa Tuncel’in milletvekilliğinin düşmesinin yolunu açacaktır.

DÜŞEN TÜRK JETİ

Türk uçağının füzeyle vurulduğu olasılığı öne çıkıyor.

OSLO İDDİALARI

Bu o kadar gayrı ciddi bir şey ki. Bir sene evle belli bir yerde yapılan görüşmeler zaten deşifre edildi.

Bunların hepsi bir seneden beri konuşuluyor. Terörün sona ermesi için her şey yapılmalı diyen bir siyasi partinin temsilci farklı bir tavır içinde Ak Parti’yi Oslo süreci üzerinden vurmaya çalışıyor.

Sayın başbakan da daha önce söyledi. Hükümet terör örgütüyle herhangi bir görüşme yapmadı. Ancak devlet bu görüşmeleri çeşitli organları vasıtasıyla gerçekleştirebilir.

İhtiyaç olursa yine görüşülür. Belki şu anda da görüşmeler sürüyordu. MİT veya diğer kurumların bu tür temasları yapması lazım.

İslam’da bile karı kocanın arasını bulmak için yalan konuşmak caizdir.

Haluk Koç’un doğrusu aklına şaşıyorum. MİT o zamanlar tebrik edilmiştir. Ve terörle ilgili o dönemde belki de olumlu gelişmeler olmuştur.

JOLIE’NİN ZİYARETİ

Angelina Jolie dünyaca ünlü bir aktris. Bizim Başbakanlık’a da gelmiş. Çocuklar söyledi ‘fotoğraf çektirdik’ diye. Ama daha önemlisi BM’nin temsilcisi olarak gelmesi ve bizim Suriyeli mülteciler için hazırladığımız kamplarımızı övmesi. Ona casusluk suçlaması yapmak doğru değil.

Tunceli'de silahlı saldırı: Cumhuriyet Savcısı ağır yaralı

19 Eylül 2012 - 12:34 

Tunceli'de silahlı saldırı: Cumhuriyet Savcısı ağır yaralı
Tunceli'nin Ovacık ilçesi Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun ilçe merkezinde düzenlenen silahlı saldırı sonucu ağır yaralandı.


Tunceli'de  silahlı saldırı: Cumhuriyet Savcısı ağır yaralı

CİHAN

TUNCELİ’nin Ovacık İlçesi’nce Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun, bugün öğle saatlerinde ilçe merkezinde uğradığı silahlı saldırıda yaralandı. Evinden çıkarken açılan ateşle başından ağır yaralanan Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun, Ovacık Devlet Hastanesi’nde tedaviye alındı.

Tunceli Ovacık' ta Cumhuriyet Başsavcısı Murat Uzun' un vurulmasıyla ilgili 4 kişinin gözaltına alındığı bildirildi
 
Ayrıca, şüpheli bir aracın havadan helikopterle takip edildiği ve durdurulmaya çalışıldığı öğrenildi...

Sebahat Tuncel: Gelin beni tutuklayın

19 Eylül 2012 - 16:12 

Sebahat Tuncel: Gelin beni tutuklayın
Sebahat Tuncel: Gelin beni tutuklayın

Serpil KIRKESER/İSTANBUL, (DHA)

"PKK silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan BDP Milletvekili Sebahat Tuncel, Taksim’de bulunan Makine Mühendisleri Odası’na ait konferans salonunda basın toplantısı düzenledi. Tuncel, ""Gelin beni tutuklayın. Eğer Kürt sorunu çözülecekse, ölümler duracaksa, hergün gerilla, asker cenazeleri bu ülkeye gelmeyecekse, Kürt halkı özgürlüğüne kavuşacaksa, Kürtler anadilinde eğitim istediği için terörist ilan edilmeyecekse, Kürtler kendi kendini yönetme hakkına sahip olacaklarsa bir dakika durmasına gerek yok" dedi.

Avukatı Ercan Kanar ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ile birlikte kameraların karşısına geçen Tuncel, kendisine verilen cezayı ve yurtdışına çıkış yasağını eleştirdi. Sebahat Tuncel, "Bu mesele hukukçuların meselesi. Adaletten eşitlikten, özgürlükten yana hukukçular varsa, gerçekten Türkiye’yi demokratik bir ülke yapmaya çalışıyorlarsa öncelikle adaletten başlamak lazım. Adaletin olmadığı yerde barış da olmaz, özgürlük de olmaz eşitlik de olmaz. Dolayısıyla ben bu meseleyi olarak hukukçuların meselesi olarak, hukuki bir mesele olarak bir kenara bırakıyorum" dedi.

"YARGI BAĞIMSIZLIKTAN UZAKLAŞMIŞTIR"


Hükümeti eleştiren Tuncel, şöyle konuştu: "Bu mesele kişisel bir mesele değil. Büyük bir haritada sadece bir nokta olarak ifade edebileceğimiz bir durum. Bugün KCK adı altında yürütülen siyasi soykırım operasyonları da hukuksuz değil mi? Bizim belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz tutuklanması hala cezaevinde olması hukuksuz değil mi? Hergün KCK adı altında siyasi operasyonların sürdürülmesi aynı hukuk garabetiyle devam ettirilmiyor mu? Dolayısıyla bu mesele hukuk meselesi değil tamamen siyasi bir mesele. Bu konu belli ki siyasi iktidarın önümüzdeki dönem Kürt sorununun dair planlanması dahilinde gerçekleşen bir durum. Başbakan dedi ’biz yargıya söyledik gereğini yapsın’ diye. Sonra Hakim Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı dedi ki ’Başbakan’ın dili sürçmüştür’. Henüz Başbakan’dan tekzip görmedik. ’Hayır benim dilim sürçmedi’ diye. Çünkü Başbakan yargıya söyledi. Sadece Başbakan değil, bakanları da hergün aslında televizyonlar aracılığıyla nasıl bir Türkiye görmek istediklerini kin ve nefret söylemleriyle çok net olarak ifade ediyor. Bence yargıya çok kızmaya gerek yok. Gereğini yapmıştır. Çünkü yargı bağımsızlıktan uzaklaşmıştır."

"HUKUKÇULARIN BAŞBAKAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMASI LAZIM"

Cezaevindeyken milletvekili seçildiğini hatırlatan Tuncel, "İkinci dönemdir milletvekiliyim. Eğer kaçma niyetim olsaydı 6 yılda herhalde 100 defa kaçardım.Çünkü 100 defa yurtdışına gidiş gelişim var" dedi.

Tuncel, "Sayın Başbakan ya kandil ya meclis’ diye bir açıklama yaptı. Başbakan bu davayla yani Kürtlere yönelik yargı baskısıyla Kürtlere Kandil’in yolunu açıyor. Bence Başbakan hakkında suç duyurusunda bulunması lazım hukukçuların. Örgüte eleman kazandırmak diye. Çünkü başbakan’ın bu sözünden sonra onlarca genç gerilla gitti. Anladığım kadarıyla Başbakan gerçekten demokratik siyasetin önünü kesip insanları dağa yönlendirmek istiyor. Ama galiba korkmuş olacak ki olaki bunların da aklına gelir diye yurtdışı yasağı getirmiştir" diye konuştu

Teröristler böyle öldürüldü!

Teröristler böyle öldürüldü!
Tepe Jandarma Karakolu'na bomba yüklü araçla saldırmaya çalışan PKK'lılar ile çıkan çatışmanın görüntüleri ortaya çıktı. Diyarbakır Lice ilçesine 15 kilometre uzaklıktaki Tepe Jandarma Karakolu'na bomba yüklü araçla saldırı girişiminde bulunan terör örgütü PKK mensupları ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıkmıştı. Çıkan çatışmada 20 terörist öldürüldü. Olayla ilgili yayınlanan görüntüler çatışmanın şiddetini gözler önüne serdi.
19 Eylül 2012


Şehitlerimizin kimlikleri belli oldu

19 Eylül 2012 - 17:55 

Şehitlerimizin kimlikleri belli oldu
Bingöl'de PKK'lı teröristlerin düzenlediği saldırıda şehit olan 10 askerin kimlikleri belli oldu.


DHA

 

Bingöl 'de PKK'lı teröristlerin dün askeri konvoya roketatar ve uzun namlulu silahlarla düzenlediği saldırıda şehit olan 10 askerin kimlikleri ve memleketleri şöyle:
 
Çavuş Mehmet Dildari (Niğde),
erler Şahin Oğuz Kayabaş (İzmir),
Yusuf Vural (İzmir),
Anıl Eruluç (Manisa),
Ahmet Aytekin (Erzincan),
Erhan Kupal (Adıyaman),
Kayhan Kahraman (Van),
İdris Karakaşoğlu (Bayburt),
Hasan Hüseyin Aydoğdu (Samsun),
Savaş Topal (İstanbul)."
 
Şehitlerden 8'inin cenazesi kimlik tespiti için Ankara'ya götürülürken, otopsi işlemleri tamamlanan iki şehitten er Erhan Kupal'ın cenazesi bugün memleketi Adıyaman'da toprağa verildi. Şehit Çavuş Mehmet Dildari'nin cenazesi ise toprağa verilmek üzere memleketi Niğde'nin Bor İlçesi'ne gönderildi.
 

"Nerde inceyse orada kopsun"

19 Eylül 2012 - 17:46

"Nerde inceyse orada kopsun"

BDP lideri Selahattin Demirtaş, Bingöl'de 3 gün arayla meydana gelen saldırılarda şehit düşen askerlerin ailellerine başsağlığı diledi. Demirtaş, "Bunlar üzüntü verici hadiseler. Umarım bu acılardan hükümet ders çıkarır ve bir an önce müzakere sürecini yeniden başlatır. Biz bu savaşın sona erdirilmesi için hükümete yol haritamızı verdik ama Başbakan elinin tersiyle itti. Bu saatten sonra ölümlerden Başbakan sorumludur" dedi. Oslo görüşmelerinin üzerinden CHP'yi eleştiren Demirtaş, "CHP bu iş savaşla olmaz diyerek başbakanla görüştü. Ama bir yandan da Oslo görüşmelerinin tutanaklarını yeni ortaya çıkmış gibi gösterip süreci baltalamaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.


"8 BİN ÜYEMİZ CEZAEVİNDE"
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) lideri Selahattin Demirtaş, gündeme ilgili konuları konuştu. Başbakan Erdoğan'ın partilerine düşman gibi baktığını ileri süren Demirtaş, "Başbakan milyonlarca kişinin oy verdiği bir partiye karşı düşmanca yaklaşıyor. Bu hükümet döneminde 8 bin üyemiz cezaevine girdi. Kenan Evren döneminde bile bu kadar kişi tutuklanmamıştı. Ortadoğu'da Kürdistan devletleri kurulurken, hükümet hala bir 'W' harfinin peşinde" dedi. Hükümet sözcülerinin BDP'li kadın vekillere yönelik sert ifadeler kullandığını belirten Demirtaş, "Başbakanın zihninde, kendisinin ayaklarını yıkayan, ona köle olan hatta 2-3 kumayı kabul eden bir kadın profili var" ifadelerini kullandı.

"ASKERLERİN AİLELERİNE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUM"
Türkiye'nin dört bir yanına her gün cenazeler gittiğini ve anaların yüreğine bir kez daha acı düştüğünü kaydeden Demirtaş, "Her iki olayla ilgili yaşamını yitiren askerlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Bunlar üzüntü verici hadiseler. Umarım bu acılardan hükümet ders çıkarır ve bir an önce müzakere sürecini tekrar başlatır. Biz bu savaşın sona erdirilmesi için hükümete yol haritamızı verdik ama Başbakan elinin tersiyle itti. Bu saatten sonar ölümlerden Başbakan sorumludur. Başbakan Uludere, Afyon ve yaşanan bu çatışmalara ilişkin hesap versin. Kaç defa önüne yol haritası konuldu, hepsini elinin tersiyle ittin. Eğer sen zor diyorsan, nerede inceyse orada kopsun" diye konuştu.

"BAŞBAKANA KALAN MEZAR TAŞI OLACAK"
Savaşın giderek tırmandığını, bu acılara rağmen Başbakanın ağzından barış cümlesinin çıkmadığını ileri süren Demirtaş, "Başbakana önerimiz gidip Sultan Süleyman'ın mezarını ziyaret etsin. Baksın geride ne kaldı. Sultan Süleyman'a bile sadece mezar taşı kaldı. Bir gün ona da bize de sadece mezar taşı kalacak. Anaların acılarını dindirmek için ne yapacaksın. Her geçen gün acı büyüyor ve bir gün bu acı seni boğacak. Çünkü bu acıların sebebi sensin" dedi.

Oslo görüşmelerine de değinen Demirtaş, "Hükümet neden Oslo görüşmelerini sürdürmedi. Bunun önünde ne engel var. Neden o protokolleri imzalamadın. Neden savaşa karar verdin. Biz şu anda Oslo görüşmelerinde kimin masayı terk ettiğinin tartışmasını yürütmüyoruz. Açık söylüyoruz, tekrar müzakerelere başlansın ve bu kan dursun" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın "Seçmeli ders vermişiz yetmiyor mu" sözlerine değinen Demirtaş, "Başbakan bize bir anlatsın, anadil hangi kitaba aykırı. İnandığımız Kuran'ı Kerim'i açıp bakalım böyle bir yasak var mı?. Yetmiyorsa Avrupa kriterlerine bakalım. Sen ve biz yokken Kürtler ve Kürdistan vardı. Yasalar yasakladı diye Kürdistan ortadan kalkacak mı" dedi.

"ASKER SİLAHLA UYUSUN AMA SIKMASIN"
Başbakan Erdoğan'ın "PKK silah bırakırsa operasyonlar biter" sözlerine de yanıt veren Demirtaş, "Başbakanın anlama yeteneği yok. Biz hiçbir zaman devlet silah bıraksın demedik ki. Asker istiyorsa silahı ile uyusun, ama o silahı sıkmasın. Eller karşılıklı tetikten çekilsin. Ateşkes olacaksa karşılıklı eller tetikten çekilsin ve müzakere başlasın" dedi.

Habertürk

Hain saldırıyı o yönetmiş

19 Eylül 2012 - 18:04 

Hain saldırıyı o yönetmiş

İstihbarat birimleri Bingöl'de 10 askerin şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren 2'si kadın 7 kişilik PKK'lı grubun başında Suriyeli 'Rojhat' kod adlı Vurya Muhammedi'nin olduğunu belirledi.

Yetkililer, aynı grubun Pazar günü Karlıova'da 8 polisin şehit edildiği saldırıyı da gerçekleştirdiklerini söyledi. Yetkililer, saldırı sonrası kaçan bu grubun etkisiz hale getirilmesi amacıyla başlatılan geniş kapsamlı operasyonun sürdüğünü belirtti.

YARALI ARKADAŞLARINI ZİYARET ETTİLER

Dün gerçekleşen saldırıda, yara almadan kurtulan bir grup asker, Bingöl Devlet Hastanesi'nde tedavi gören yaralı arkadaşlarını bugün ziyaret etti. Ellerinde çiçekle gelen yaklaşık 10 asker, hastaneye girerek, dünkü saldırıda yaralanan arkadaşlarını ziyaret edip moral verdi.

BİNGÖL VALİLİĞİ: 25 NOKTADA KONTROL NOKTASI VARDI

 Valilik ayrıca, saldırının gerçekleştiği karayolu üzerinde jandarma komando, iç güvenlik timleri ve polis özel harekat timleri ile geçici köy korucularından oluşan 25 ayrı kontrol noktası oluşturulduğunu açıkladı.
 



293 KİŞİLİK KONVOYU 27 SİLAHLI ASKER KORUDU

Bingöl Valiliği, dün meydana gelen saldırı ile ilgili bugün ayrıntılı bir açıklama yaptı. Açıklamada 1 üsteğmen, 27 silahlı emniyet personeli ve 1 konvoy komutanın da aralarında bulunduğu, 3 otobüs ve 2 minibüsten oluşan 293 kişilik askeri personelin dün saat 09.40’da Elazığ Kabul ve Toplanma Merkezi’nden Van’a gitmek üzere yola çıktığı belirtildi.

126 ASKER BİNGÖL’DE BIRAKILDI

Açıklamada, "18 Eylül 2012 günü saat 09.40 da Elazığ Kabul ve Toplanma Merkezinden Van istikametine 293 personelin (1 Ütğm., 27 silahlı emniyet personeli, 1 konvoy komutanı dahil) sevki, Bingöl Tali Kabul ve Toplanma Merkezinde 126 personel bırakmayı müteakip, 2 zırhlı kobra, 1 elektronik karıştırma aracı, 1 ambulans ve 2 emniyet personelini taşıyan transit araçlar, 3 otobüs ve 2 minibüsten oluşan konvoy emniyeti sağlanmış olarak ilerlerken, saat 12.15 sıralarında Bingöl ili merkez ilçesi Kardeşler Köyü mevkiindeki ormanlık arazi kesiminden, 3 nolu otobüs roket saldırısına maruz kalmıştır" denildi.

25 KONTROL NOKTASI OLUŞTURULMUŞTU

Elazığ-Bingöl-Muş karayolu güzergahında konvoy öncesi menfezler dahil yol kontrolünün yapılarak, 25 ayrı kontrol noktası oluşturulduğu anlatılan valilik açıklamasında, "Elazığ-Bingöl-Muş karayolu güzergahında konvoy öncesi menfezler dahil yolun kontrolü yapılmış, 25 ayrı kontrol noktasında 2 motorlu piyade kolu, 3 Jandarma komando timi, 2 Jandarma asayiş komando timi, 4 Jandarma iç güvenlik timi, geçici köy korucuları unsurları takviyeli, 1 polis özel harekat timi, 14 geçici köy korucusu, yolu emniyete almış, ayrıca aynı güzergahta 6 BTR ve 4 Shorland zırhlı aracı ile yol emniyet ve kontrol devriyesi icra edilmiştir" bilgisine yer verildi.

Askerleri taşıyan araca saldırı: 10 asker şehit

18 Eylül 2012 - 12:54 

Askerleri taşıyan araca saldırı: 10 asker şehit
Bingöl'de askeri konvoya düzenlenen saldırıda şehit sayısı 10'a yükseldi. 

Otobüste izinden dönen silahsız askerlerin olduğu bildirildi.


Bingöl-Muş karayolunda seyir halinde olan askeri konvoy, Kardeşler köyü mevkisinde teröristlerin saldırısına uğradı.

Bingöl-Muş karayolunun 16. kilometresinde seyir halinde olan askeri konvoy, Kardeşler köyü mevkisinde teröristlerin saldırısına uğradı. Konvoydaki bir araçta yangın çıktı. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi.




VALİ GÜVENÇER: 200 SİVİL SİLAHSIZ ASKERE, ROKETATARLA SALDIRILDI

Bingöl'de PKK'lı teröristler tarafından gerçekleştirilen saldırıda şehit düşen asker sayısı 10 oldu. Saldırıda 70 asker de yaralandı. Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, görev izni, sağlık izni ya da yasal izin dönüşü Muş ve Van istikametindeki birliklerine katılmak üzere Elazığ'da toplanan 200 sivil silahsız askerin, 3 otobüs, 1 midibüs, 1 minibüs ve kendilerine Elazığ ve Bingöl jandarma birliklerinden refakat eden 10 zırhlı araç olmak üzere toplam 15 araçla Muş istikametine seyir halinde iken saat 12.30'da roketatarlı saldırıya uğradığını açıkladı.

Vali Güvençer, "Dilerim yaralılardan ilave kayıplarımız olmaz." diye konuştu. Vali Güvençer, yaralıların Bingöl'ün yanı sıra Erzurum, Elazığ ve Malatya'daki hastanelere sevk edildiğini kaydetti. Polis özel harekat ve jandarma özel harekat ile havadan ve karadan operasyonların sürdüğünü ifade eden Vali Güvençer, yoğun bakım hastası taşıyabilecek özellikteki ambulans uçağın, Elazığ Havaalanı'nda hazır tutulduğunu sözlerine ekledi. Bu arada görgü şahitleri de yolun kenarındaki ağaçlık bölgeden konvoya saldırı gerçekleştiğini ifade ettiler. Çevre köy sakini bir görgü şahidi, RPG7 ya da roketatar kullanıldığını dile getirdi. Saldırının gerçekleştiği ormanlık alanda güvenlik güçleri operasyonlarını sürdürüyor.

İKİ ASKER OTOBÜSTEN İNİP PKK'LILARLA ÇATIŞTI

Bingöl'de 10 askerin şehit olduğu, 70 askerinde yaralandığı PKK'lı teröristlerin saldırısında iki askerin saldırı sırasında otobüsten inip PKK'lılarla çatışmaya girdiği ortaya çıktı. PKK'lıların roket ve uzun namlulu silahlarla ateş açmaları sırasında otobüsten inen 2 asker, anında silahları ateş açıp PKK'lılara karşılık verdi. Askerlerin PKK'lılara ateş açması üzerine önde giden 2 otobüs hedef olmaktan kurtulup, hızla olay yerinden uzaklaştı. Arkadan gelen otobüs ise roketin isabet etmesi nedeniyle hareket edemediği belirtildi.

Görgü tanıkları, PKK'lıların roketin ardından otobüsleri uzun namlulu silahlara taradığını belirterek, "O sırada iki asker inip silahlarıyla PKK'lılara karşılık verdi. Bu nedenle PKK'lılar öndeki iki otobüse saldırı yapamadı. Otobüsler hiç durmadan bölgeden hızla uzaklaştı" dedi.

Saldırıda isabet alarak yanan otobüs ise akşam saatlerinde beyaz bir branda ile kaplanarak olay yerinden kaldırıldı. Otobüs bir TIR'a yüklenerek Bingöl'e götürülürken, karayolu da trafiğe açıldı.

BDP-PKK buluşması 1 Ekim'de Meclis'te

18 Eylül 2012 - 20:25

BDP-PKK buluşması 1 Ekim'de Meclis'te
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, "1 Ekim'de TBMM açıldığı zaman teröre bulaşmış, terör suçu işlemiş hangi milletvekili varsa, terörle iç içe olmuş, kucaklaşmış milletvekili varsa, milletvekili sıfatına bürünmüş olan varsa bunların örtüleri kaldırılacak, yargı hesabını soracak" dedi.



Tanrıverdi, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü'yü makamında ziyaret etti. Ziyarette Bingöl'de meydana gelen terör saldırısına değinen Tanrıverdi, "Evlatlarımız hain saldırıyla karşılaştılar. Şehit olan evlatlarımız var, yaralı evlatlarımız var" dedi. Şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyen Tanrıverdi, rengi, çeşidi ne olursa olsun şiddetin nereden, kimden gelirse gelsin terörü her şekilde lanetlediklerini vurguladı. AK Parti hükümetinin aldığı tedbirlerle "terör belasından" Türkiye'yi kurtaracağını vurgulayan Tanrıverdi, "1 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'miz açıldığı zaman teröre bulaşmış, terör suçu işlemiş hangi milletvekili varsa, terörle iç içe olmuş, kucaklaşmış milletvekili varsa, milletvekili sıfatına bürünmüş olan varsa bunların örtüleri kaldırılacak, yargı hesabını soracak. İnşallah kendileri de milletimizin arzu ettiği şekilde bedelini ödeyecektir" diye konuştu.


Yerel seçim takvimi
Genel Başkan Yardımcısı Tanrıverdi, yerel seçimin erkene alınması kararının da olgunlaştığını söyledi. TBMM'nin 1 Ekim'de açılacağını ve MHP'nin de olumlu bir yaklaşım sergilediğini hatırlatan Tanrıverdi, "Yerel seçimler 27 Ekim 2013 tarihinde yapılacaktır. Böylece yerel seçim takvimi 5 ay öne alınmıştır" dedi. Yerel seçimlerin daha sağlıklı bir ortamda yapılacağını ifade eden Tanrıverdi, yerel seçimlerin 5 ay öne çekilmesiyle halkın ilk defa kendi oylarıyla seçeceği Cumhurbaşkanı seçimini de sağlıklı bir şekilde yapılmasının temin edilmiş olacağını kaydetti.

PKK için haraç toplarken yakalandılar

18 Eylül 2012 - 17:33 

PKK için haraç toplarken yakalandılar
Danimarka'da polis sabah saatlerinde sessizce yürüttüğü baskınlarda Türkiye vatandaşlığı bulunan 8 kişiyi PKK'ya yardım topladıkları gerekçesiyle yakalayarak gözaltına aldı.



DHA

Yaşları 17 ile 71 arasında değişen 8 kişinin Danimarka'da terör örgütü PKK için haraç topladıkları ve topladıkları paraları PKK'ya gönderdikleri belirtildi. Paranın miktarı tam olarak belirtilmedi ancak 67 ila 140 milyon Kron civarında olduğu, bunun daha sonra yapılacak açıklamalarda netlik kazanacağı bildirildi.

Kopenhag Emniyet Müdürlüğü‘nden Jens Möller Jensen, operasyonların Roj TV davasıyla bağlantılı olarak elde edilen bilgiler doğrultusunda yürütüldüğünü belirterek, “Roj TV davası ile ilgili olarak polisin gerek Danimarka gerek Türkiye gerekse diğer ülkelerden elde ettiği bilgiler doğrultusunda yürüttüğümüz operasyonlarda 8 kişiyi yakaladık. Danimarka ve Danimarka dışında daha yeni tutuklamalar olabilir. PKK'lı ve PKK yandaşı insanların, uzun yıllar PKK için haraç ve yardım topladıkları paraların bir kısmının PKK'nın silahlı mücadelesi bir kısmının da Roj TV'ye aktarıldığı ortaya çıktı“ dedi.


PKK için burada bazı kişilerce 2009-2012 yılları arasında 67 milyon Kron para toplandığının belirlendiğini söyleyen Jens Möller Jensen,“35.8 milyon Kron 2009'da, 27,3 milyon Kron 2010'da 37 milyon Kron 2011'de ve 37 milyon Kron da 2012'de PKK elemanları tarafından toplandı. PKK İshoj şehrindeki Strandgaard okulunda oluşturduğu halk meclisi adlı grupla sözde PKK parlamentosu oluşturmuş. Tüm organizeyi de bu grup yönetiyormuş. Gözaltına alınanlar çarşamba sabahı Kopenhag Şehir Mahkemesi‘ne çıkarılarak gözaltı süreleri uzatılacak. Biz mahkemeden duruşmanın, soruşturma açısından kapalı kapılar ardında yapılmasını istedik“ dedi. Adalet Bakanı Morten Bödskov, elde edilen bilgilerin kendisini bile şaşırttığını belirterek, polisin görevini iyi yaptığını söyledi.

PKK ADINA ÇALIŞAN PİZZA RESTORANLARI VAR

Polisin elinde, PKK'ya büyük miktarlarda para yardımı yapan işadamlarının listesinin bulunduğunu; yeni tutuklamaların da bu doğrultuda olabileceğini bildirildi. Ayrıca Emniyet Müdürlüğünden isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, PKK'nın haraç dışında, başkalarının adına açtığı pizza restoranlarından da büyük gelir elde ettiğini bildirdi.

18 Eylül 2012 Salı

Askerleri taşıyan araca saldırı!

18 Eylül 2012 - 12:54 

Askerleri taşıyan araca saldırı!
Otobüsün geçişi sırasında mayın patladı...Bingöl- Muş karayolu 11 Evler mevkiinde askerleri taşıyan otobüsün geçişi sırasında mayın patladı. 
Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, askeri konvoya düzenlenen saldırı sonrası otobüste yangın çıktığını belirterek, şehit sayısının 4 ile 6 arasında değişebileceğini söyledi..



Bingöl-Muş karayolunda seyir halinde olan askeri konvoy, Kardeşler köyü mevkisinde teröristlerin saldırısına uğradı.

Bingöl-Muş karayolunun 16. kilometresinde seyir halinde olan askeri konvoy, Kardeşler köyü mevkisinde teröristlerin saldırısına uğradı. Konvoydaki bir araçta yangın çıktı. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi.




BOMBA UZAKTAN KUMANDA İLE PATLATILDI

BİNGÖL’de bugün öğle saatlerinde PKK’lı teröristler askeri konvoyun geçişi sırasında karayoluna döşedikleri bombayı uzaktan kumanda ile patlattı. Patlamada ilk belirlemelere göre 1 asker şehit oldu. Yaralı sayısının 30’u bulabileceği belirtildi.

Bingöl-Muş karayolunun 20’inci kilometresindeki Onbirevler Mevkii’nde PKK’lılar bugün saat 12.45’de askeri konvoyun geçişi sırasında karayoluna döşedikleri bombayı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi, ardından gizlendikleri yerlerden uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Konvoyda bulunan askerlerin PKK’lılara karşılık vermesiyle çatışma çıktı. Çatışma bölgesine takviye birlikler sevk edilirken, çok sayıda yaralı Bingöl Devlet Hastanesi’ne getirildi.



Askerleri taşıyan araca saldırı!

VALİ; ŞEHİT SAYISI 4 İLE 6 ARASINDA OLABİLİR
 
Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, saldırıya uğrayan otobüste yanmış cesetlerin bulunduğunu belirterek, kesin şehit sayının henüz netleşmediğini söyledi. Güvençer, "Şu anda kesin bir sayı veremiyoruz. Çalışmalar devam ediyor. Şehit sayımız 4 ile 6 arasında olabilir" dedi.
 
Bu arada Bingöl Devlet Hastanesi’nde yaralıların tedavisi sürerken, Kızılay’ın Diyarbakır’da bulunan kan nakil aracı da Bingöl’e sevk edildi.

BDP'li Sebahat Tuncel: Bu bir skandal

18 Eylül 2012 - 14:21

BDP'li Sebahat Tuncel: Bu bir skandal
PKK üyeliğinden 8 yıl 9 ay hapis cezası alan BDP'li Sebahat Tuncel karar tepki gösterdi: Başbakan 'gereğini yapacağız' demişti. Sanırım gereği yapıldı.


Tuncel, Radikal’e yaptığı ilk değerlendirmede kararın bir skandal olduğunu belirterek, “Düşman hukuku uyguluyorlarmış. Başbakan ‘gereğini yapacağız’ demişti. Sanırım gereği yapıldı. Sonuçta demokrasi mücadelesi devam ediyor. Hukuki boyutuyla da avukatlar ilgilenecek. Adalete güvenim kalmamıştı Şerzan Kurt davasından bu yana. Adalet olmadığı için adalet mücadelesi veriyoruz. Ama bir tek şey beni şaşırttı kendi hukuki normlarını da çiğneyerek bir karar verdiler. Normalde örgüt üyeliğinin üst sınırı 7,5 yıldır. Onu bile zorlayarak verdiler. Dokunulmazlık tartışması yürütülüyordu ama bizim dokunulmazlığımızın olmadığının pratik örneği bu” dedi.


Tacizden sabıkalı sürpriz tanık

Tuncel’in avukatı Ercan Kanar ise kararın ‘hukuk dışı’ olduğunu belirtirken, “Bir gizli tanık ve bir itirafçının suçlamalarıyla savaş hukuku mantığıyla verilen bir karar. Hukuki bir delil söz konusu değil. Somut bir veri yok. Tamamen davanın bitimine az süre kala dinlenen bir gizli tanık var. Nereden bulundu bilmiyorum. Bir de adli bir cinayet ve çocuk cinsel istismarından hakkında soruşturma bulunan birisinin şahitliğiyle ceza verildi. Yargıyı ne olduğu kim olduğu belli olmayan gizli tanıklar yönetiyor. Temyiz edeceğiz. Yurtdışına çıkış yasağı konması tamamen milletvekili dokunulmazlığına aykırı bir karar. İtiraz edeceğiz” dedi.

Benzeri kararlar artacak


BDP Grup Başkanvekili İdras Baluken ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yargıya gerekli talimatı verdik’ sözünün ardından bu cezanın geldiğini belirtirken, “Anlaşılan o ki yargı talimat doğrultusunda çalışmaya başlamış. Biz bu cezayı ve veriliş şeklini Başbakan Erdoğan’ın Kürt sorununa yaklaşımıyla ilgili ve siyasi bir karar olduğunu düşünüyoruz. Şimdi yargıya verilen talimatın Yargıtay ve parlamentoya nasıl verildiğini ve bunun sonuçlarının ne olacağını göreceğiz. Bu talimatın bir tek arkadaş için verildiğini de düşünmüyoruz. Önümüzdeki dönemde AKP ve Başbakanın siyasi talimatları doğrultusunda kararlar verilebilir” dedi.

RADİKAL

17 Eylül 2012 Pazartesi

Askerden kaçan PKK'lılar bakın kime sığındı



17 Eylül 2012 - 16:31 

Askerden kaçan PKK'lılar bakın kime sığındı
Hakkari’de güvenlik güçlerine teslim olan R.Ö. adlı örgüt mensubunun verdiği ifade örgütün yapılan operasyonlarda nasıl bir taktik izlediğini ortaya çıkardı. PKK’lının açıklamasında, “İran Devletinin, PKK/KCK terör örgütüne yönelik herhangi bir yaptırımı olmadığı ve Türkiye tarafından İran topraklarına herhangi bir saldırıda bulunulmadığı için örgüt mensupları İran topraklarındaki Şehidan kampına kaçıyorlar” dedi.

Askerden kaçan PKK'lılar bakın kime sığındı

Irak topraklarından PKK/KCK terör örgütüne katıldığını, 230 yeni katılan kişiyle birlikte 3 aylık eğitimini Gare alanında bulunan Şehit Erdal Akademisinde gördüğünü,Hakurk alanında İran’dan gelebilecek saldırılar amacıyla faaliyet gösteren Hınere Cephesi Asayiş taburuna katıldığını belirten örgüt mensubu, taburda yaklaşık 40-45 örgüt mensubunun faaliyet gösterdiğini söyledi. 
 
Hakkari bölgesindeki yoğun operasyonlar nedeniyle örgüt için en güvenli yer olan İran topraklarındaki Şehidan kampı olduğunu belirten R.Ö., “İran Devletinin, PKK/KCK terör örgütüne yönelik herhangi bir yaptırımı olmadığı ve Türkiye tarafından İran topraklarına herhangi bir saldırıda bulunulmadığı için örgüt mensuplarının İran topraklarında rahat hareket ediyor. Örgüt mensuplarına en büyük lojistik destek Kuzey Irak topraklarında faaliyet gösteren milisler tarafından yapılıyor. Örgütün kullandığı mühimmatların tamamına yakınının Irak ülkesinden karşılanıyor. Avaşin, Gare, Haftanin bölgelerinde bulunan örgüte ait hastanelerde yaralı ve hasta örgüt mensuplarının tedavi görüyor. Örgütün son zamanlarda yapılan hava operasyonlarına karşı sığınak yapımına önem verdikleri,, sığınakları “C” veya “Zikzaklı C” şeklinde yaptıkları, hava harekatı esnasında sığınakta oluşacak basıncı dengelemek için sığınaklara “2” adet çıkış yapılıyor” dedi.
 
Yeni katılımların kurye İran sınırları içerisinde bulunan Demhat Bölgesine götürüldüğünü belirten örgüt üyesi, “Örgütün, Şemdinli saldırısında ki zayiatın intikamını almak için Şemdinli ilçesinde eş zamanlı saldırılar yapmayı planladığını, destek olarak Hakurk, Zağros ve Çarçela taburlarınında eylemde yer alacak. Eylem öncesi muhtemel bir askeri operasyonda askerin geçiş güzergahı olan, Tise (Çatalca köyü Soğuksu mezrası) bölgesine, Derecik-Şemdinli yoluna ve Kırçimenlik Tepe ile Kürtankeş Tepe arasında kalan araziye uzaktan kumandalı mayınların döşeneceğini, eylem yerlerinin keşfi yapıldı” dedi.



Şeyhmus ÇAKAN- STAR

"Son 1 ayda tam 500 terörist..."

17 Eylül 2012 - 13:47

"Son 1 ayda tam 500 terörist..."
Erdoğan: "Son 1 ayda bölgede yürütülen operasyonlarda toplamda yaklaşık 500 terörist etkisiz hale getirildi"




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadeleye kararlılıkla devam ettiklerini belirterek, “Son 1 ayda bölgede yürütülen operasyonlarda toplamda yaklaşık 500 terörist etkisiz hale getirildi” diye konuştu.

Denizli’deki Cedide Abalıoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen 2012-2013 Eğitim Öğretim yılı ve toplu açılış töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine öğretmenlere şükranlarını sunarak başladı.

Yeni eğitim öğretim yılıyla birlikte 13 yeni eğitim kurumunu da eğitime kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, açılışını yaptığı Cedide Abalıoğlu İmam Hatip Lisesi’nin 8 milyon TL değerinde bir yatırımla tamamlanan “muhteşem bir eser” olduğunu belirtti ve “Görüntüsüyle örnek bir mimari, tam da imam hatipliye yakışır bir mimari var burada. En yakın zamanda Tatbikat Camii de bitirilecek. O da bitince buradaki konsepti tamamlamış olacağız” dedi.


Konuşmasında, toplu açılışını yaptığı eğitim kurumlarının yapımında katkısı bulunan hayırseverleri tebrik eden Erdoğan, son günlerde yaşanan terör olaylarına da değindi. Son iki günde Çukurca ve Bingöl’de yaşanan terör saldırılarında şehit olan polis ve askerler için Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, “Terörle mücadelemiz şüphesiz devam edecek. Şüphesiz bir bedel de ödüyoruz. Çünkü, bu mücadele bedelsiz olmuyor. Akan kanların durmasını istiyoruz. Eğer terör örgütüyle yan yana olanlar, terör örgütüyle ile ‘silahların susmasını değil, silahların bırakılmasını’ isteyenler varsa şunu bilmeli: Biz devlet ve hükümet olarak silahların bırakıldığı yerde operasyonları devam ettirmeyiz” dedi. Buna karşın devletin asla asker ve polisiyle silah bırakmayacağına dikkat çeken Erdoğan, “Silah güvenlik güçlerinin demirbaş enstrümanıdır” diye konuştu. Teröristler silah bırakmadıkça silahların susmayacağını ifade eden Erdoğan, “Tüm bu haince saldırılara rağmen bölücü teröre karşı en karalı şekilde mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.

-“SON BİR AYDA 500 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ”-

Terörle mücadelede son dönemde gelinen nokta hakkında bilgi veren Erdoğan şunları söyledi:

“Son 10 günde sadece Hakkâri’de 123 terörist etkisiz hale getirildi. Şubat ve Ağustos ayları arasında 373 terörist etkisiz hale getirildi. Son 1 ayda bölgede yürütülen operasyonlarda toplamda yaklaşık 500 terörist etkisiz hale getirildi.”

PKK halk ayaklanması çıkarmaya çalışıyor

17 Eylül 2012 - 12:21 
PKK halk ayaklanması çıkarmaya çalışıyor
AKŞAM gazetesine bir röportaj veren Ümit Özdağ, PKK saldırıları ve yapılan operasyonlarla ilgi ilginç açıklamalarda bulundu...

Prof. Dr. Ümit Özdağ, PKK'nın son iki aydır düzenli gerçekleştirdiği saldırılarla bir halk ayaklanması çıkartıp, TSK'yı meskun mahal saldırısına zorlamayı hedeflediğini söylüyor. Özdağ'a göre, PKK böylece dünyaya 'Suriye'de yaşananlar Türkiye'de de oluyor' mesajı verecek. 

İşte Akşam Gazetesi'nde yayınlanan o söyleşinin ilgili bölümleri...


PKK birbiri ardına düzenlediği saldırılarla ne yapmaya çalışıyor?

PKK Oslo görüşmelerinde İngiltere'nin hakemliğinde birçok tavizi aldı ve bunları yazılı hale getirip, İngiliz Hükümeti'nin kasasına kaldırttı. PKK biliyor ki, ikinci bir müzakere süreci başladığında artık bunlar alınmış hak kabul edilecek. Ardından Arap Baharı'nın Suriye'ye gelmesini kendisi için olağanüstü bir fırsat olarak gördü. Bu süreçten istifade ederek, Oslo sürecinde aldıklarından daha fazlasını alabileceklerini düşündüler. Nitekim Ortadoğu'da Suriye iç çatışmasının başlaması yeni bir ittifaklar lobisi oluşturdu. Bir tarafta Suriye, Irak, İran; öbür tarafta da Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, geri planda İsrail ve Barzani ittifakı oluştu. Şimdi Suriye, Irak ve Lübnan'ı kapsayacak bölgesel bir iç savaşa doğru ilerliyoruz. 1980'de başlayan Irak-İran Savaşı, 90-91 Körfez Savaşı, nihayet 2003'ten sonra ABD'nin Irak savaşı... Bu üç savaş Ortadoğu'da PKK'nın var olması ve gelişmesini sağlayan savaşlardır. PKK, Ortadoğu savaşlarının hepsinden güçlenerek çıkmıştır.

HAKKARİ'YE TAMPON BÖLGE -


Şimdi ne yapmaya çalışıyor peki örgüt?

PKK her iki blokta da dostları olan bir örgüt olarak gittikçe yaşam veya manevra alanını geliştirmeye çalışıyor. Suriye'de etkinlik kazanırken Türkiye'de de 1991-92'de ilan etmiş olduğu Botan- Bahdinan Savaş Hükümeti planının bir benzerini, yani Şırnak'ta 1992'nin 18-19 Ağustos'unda başlattığı ayaklanmaya benzer bir ayaklanmanın ön koşullarını şimdi bölgede oluşturmaya çalışıyor. PKK'nın bugün Şemdinli ve Beytüşşebap'ta yapmış olduğu saldırıların amacı devletin ve hükümetin moralini kırmak, devlet yanlısı halkı psikolojik baskı altına almak ve umutsuzluğa sürüklemektir. Kendi yandaşlarına moral aşıladıktan sonra bölgedeki kasabalardan veya ilçelerden bir tanesine, kent içine sızdırmış olduğu milisleri cephanelik ve silahlarla ayaklanmaya sevk etmek ve o sırada kente dışarıdan saldırarak ele geçirmektir. Bu görüntüler bütün dünyaya 'Suriye'de olanların aynısı Türkiye'de de oluyor' şeklinde verilecektir. Şimdi bugün Türkiye'nin BM'den Suriye'de tampon bölge istediğini biliyoruz. Buna karşı çıkanların başında gelen Rusya eğer Türkiye'de bu çatışmalar çıkarsa 'Tamam, Suriye'deki tampon bölgeyi kabul ediyoruz. Hakkari'nin de tampon bölge ilan edilmesi kaydıyla' diye bir şartla ortaya çıkarsa hiç şaşırmamak gerek.

- Rusya'dan neden böyle bir adım bekliyorsunuz?

Böyle bir adım beklediğim için söylemiyorum, PKK'nın durumu tırmandırmak istediği yerin ne kadar dramatik olduğunu göstermek açısından söylüyorum. Çünkü mevcut şartlarda Rusya'nın böyle bir talepte bulunması Türkiye ile diğer alanlardaki ilişkilerinden dolayı makul olmaz. Ama PKK 'Bakın, Suriye'deki iç çatışmanın bir benzeri Türkiye'de yaşanıyor' şeklinde büyük bir propagandaya ve siyasal baskı aracına sahip olacaktır. Yapmak istediği TSK'yı meskun mahal çatışmasına zorlamaktır. Ki bunu 1992'de Şırnak'ta gerçekleşmiştir ve bir ordunun en fazla kaçındığı şey de meskun mahal çatışmasıdır. Bu nedenle de bu süreci çok tehdit edici görüyorum. Bakın perşembe günü Şemdinli'ye 7 tabur sevk edildi. Genelkurmay Başkanı da gitti....

 Evet, Şemdinli'ye 7 taburla başlatılan operasyon oldukça dikkat çekici. En son ne zaman bir Genelkurmay Başkanı bir operasyon yönetmişti, hatırlıyor musunuz?

Doğrusu ben ciddi bir şekilde hatırlamıyorum ama ilk çatışmanın 21 Temmuz'da çıktığını düşünürsek, o tarihten bu yana iki aya yakın bir süre oldu. Bölgede TSK'nın operasyon üzerine operasyon yaptığını da göz önünde tutarsak, PKK'lıların hala TSK ile çatışacak güçte olması durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.

TSK'NIN MÜCADELESİ ENGELLENDİ -

- Bu iş nasıl bu kadar ilerledi? Yani PKK o silahları oralara yerleştirirken nasıl oldu da kimse fark etmedi?

Oslo sürecinden itibaren TSK'nın PKK'ya karşı etkili mücadele etmesinin engellendiğini görüyoruz. Oslo'da yapılan görüşmelerde bu ifade ediliyor. TSK, kışlalarına ve karakollarına tıkıldığı bir dönem geçirdi. 1990'lı yılların terörle mücadeledeki kahraman isimleri de bugün hapishanelerde ve yargılanıyorlar. Yine ortaya atılan bir iddia, Oslo görüşmelerinde 1990'larda Güneydoğu Anadolu'da PKK'yla çatışan polis ve subayların Abdullah Öcalan'ın önerdiği bir komisyonda yargılanmalarının söz konusu olduğuydu. Bütün bunlar yaşanırken hiç kimsenin kahraman olmak istemediğini düşünüyorum.

BDP kapatılmamalı

- BDP'li vekillerin PKK ile kucaklaşma görüntüleri çok tepki çekti. Geldiğimiz noktada BDP'nin kapatılma sürecini bile tartışıyoruz. Siz BDP'nin kapatılması ihtimaline nasıl bakıyorsunuz?

Geçmişte DTP'nin kapatılmaması gerektiğini savunduğum gibi bugün de BDP'nin kapatılmaması gerektiğini savunuyorum. Evet, BDP'lilerin PKK'lılarla kucaklaşması hepimizin kanını dondurmuş ve kızdırmıştır. Ama gerçekçi olalım, hiç kimse bekledi mi PKK'lılarla BDPlilerin kavga etmesini? Bunlar aynı siyasal örgütün dağ ve kent kadrolarıdır. Sanki bu kucaklaşmayı gördüğümüz zaman mı anladık bunu da tepki gösteriyoruz? Biraz da kendi kendimize dürüst olalım: Bunlar kucaklaşmayacaklar da ne yapacaklar? Tabii ki kucaklaşacaklar. Çünkü bunlar aynı örgütler. Ve örgütün etkin olan tarafı da BDP değil; PKK tarafı. BDP bir anlamda PKK'nın alt örgütüdür. Burada hukuku dar yorumuyla uygularsanız, BDP diye bir partinin değil seçimlere girmesi, olmaması gerekirdi. Ama bir de Türkiye'nin terörle mücadelesi açısından olumlu sonuç çıkarmak şeklinde yorumlarsanız, BDP'nin ya da daha önce DTP'nin ve diğer partilerin kapatılmasının ciddi, olumlu, elle tutulur bir sonuç üretmediğini düşünüyorum. Bugün PKK'lılar Kuzey Iraktaki kamplardan gelip, 20-25 km öteden içeriye giriyor, insanlarınızı öldürüyor, askerlerinize tuzak kurup şehit ediyor ve geri dönüyorlar. Fakat biz Kuzey Irak'taki sıkıntıyı, oradaki terör kamplarını konuşmuyor, BDP'yi kapatmaktan bahsediyoruz. Bence bu işin kolay ve popülist yönüne sapmaktır